2.1

58.5K 3.3K 98
                                    

"Bade hocam hasta kalmadı."

"Teşekkür ederim. Çıkarım birazdan bende o zaman."

"İyi akşamlar hocam."

"Sana da."

Bugün yorucu bir gündü. Salgın patlak vermişti yine. Ve bununla birlikte de baya hasta gelmişti...

Çantamı toparlayıp odamdan çıktım. Acilden geçerken gördüğüm tanıdık yüzlere selam verdim.

Genelde bünyesi hassas olan aynı kişiler vardı. Bir de geçen sefer hastalananlar bir türlü bundan kaçamıyordu. Hemen kapmıştı neredeyse hepsi. Biri bitmeden diğeri başlamıştı yani...

"Bade kızım?" Lale teyzenin sesiyle bakışlarımı çıkışa çevirdim. Kapının orda beni görmüş bana bakıyordu. Yanına ilerledim yavaşça.

"Merhaba Lale teyze."

"Merhaba kızım. Bende seninle konuşmak istiyordum uzun zamandır. Birkaç dakikan var mı?"

Özür dileyecekti sanırım...

"Var, buyrun arka bahçeye geçelim." Beraber arkaya adımladık. Ve boş bir banka oturduk.

"Çok uzatıp seni oyalamak istemiyorum kızım. Öncelikle özür dilerim. Biraz sebebiyet verdim olanlara. Ben Pars'ın bir annesi sayılırım. Burada tek yaşıyor. Asker, yalnız hissediyordur... Mutlu olsun istiyorum ben de annesi de. Yanlız kalmasın, ona uygun birisi olsun. Seni görünce çok beğendim. Efendi, güzel, saygılısın. Hepsini geçtim çok yakıştırdım sizi yaptım bir cahillik." Biraz bekledi, cümlelerini seçti. "Berna düşmüyor yakasından çocuğun. Karıştırdı ortalığı yine. Ama bende yapmamalıydım öyle çöpçatanlık. Kusura bakma tekrardan kızım."

"Lale teyze... Görücü olaylarından hiç haz etmem. Pars iyi birisi. Ama böyle bir olay olması hiç hoş olmadı benim açımdan..."

"Pars seni seviyormuş kızım, söylemiş sanırım sana. Ben sizi zorlamak için söylemiyorum yanlış anlama beni. Ama o kolayına kimseyi sevmez, sevemez. Kaybetmeye çok korkar...
Ayrıca iyidir, sadıktır. Seni çok güzel anlattı bana..."

"Beni mi anlattı?"

"Evet. 'Sert görünüyor Lale teyzem, ama yumuşacık kalbi var bakışlarından belli. Çok güzel, çok naif. Bilmiyorum seviyorum sanırım.' Dedi. O zaman anladı sevdiğini, sen gidince." Elimi tuttu, "Beni yanlış anlama. Seni sıkıştırmak falan gibi bir niyetim yok. Ama eğer azıcık bile gönlün olduysa belli et. Et ki vazgeçmesin. Çünkü çok uzatmaz o rahatsız olma diye. Kaçar sonra da..."

"Özür dilerim tekrardan kızım. Dediğim gibi-" telefon çalınca durdu. "Bir saniye." Telefonunu çıkardı ve cevap verdi,

"Efendim oğlum." Biraz karşıdakini dinledi, "ama oğlum bunları götürmem lazım, hasta çocuk. E ben sana güvendim önce oraya gitmedim. Burda da teyzeni bırakamam şimdi. Of tamam oğlum kapat." Morali bozulmuştu.

"Bir sorun mu var?"

"Benim oğlan Pars'a yemek götürecekti ama acil işi çıkmış. Pars'da hasta ya şimdi, götürmem lazımdı."

"Hasta mı? Bildiğim kadarıyla gelmedi bugün hastaneye."

"Geçenki gibi diye gelmemiş sıpa. Kötü olursam gelirim dedi."

"Ama olmaz ki öyle. Herkes acillerde bak."

"Gel de laf anlat kızım. Bende dedim en azından yemek yollayayım toparlasın. Ama götüremeyeceğiz sanırım."

"Ben yardımcı olayım isterseniz? Bırakırım yemekleri. Hem de bir kontrol etmiş olurum. Belki hastaneye gelmesi gerekiyordur? Daha da kötü olmasın."

"Ay götürür müsün gerçekten?" Lale teyze duyunca baya sevindi,

"Tabi. Haber verin isterseniz."

"Tamamdır kızım. Gel sana vereyim paketleri." Beraber kalktık ve içeri girdik. Paketleri alıp hastaya servis yapacaktım...

Badem ||Texting||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin