02

32 3 0
                                    


İyi okumalar...

...

Acımasızlığın mesken tuttuğu bu dünyada hayatta kalmaya çalışıyorduk

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Acımasızlığın mesken tuttuğu bu dünyada hayatta kalmaya çalışıyorduk. Başardık diyorduk fakat elimiz boş dönüyorduk. Çabalıyorduk fakat ruhumuza aldığımız yaralardan bir haberdik. Böyle böyle büyüyüp olgunlaşıyor herşeyin farkına varıyorduk..

Yapmak zor olsa da yapmıştım. Ellerimi yatağın kenarına yaslayıp karşımda ki aynaya baktım. Şimdi ne olacaktı hiçbir fikrim yoktu. Tek dileğim uyumaktı. Sonsuz bir uyku. Sabah olmak üzereydi fakat etraf karanlıktı. Ellerimi saçımdan geçirip sol ayağımı sallamaya başladım.

"Aşağıda bekliyorum." yan taraftan gelen ses ile tepki vermedim. O ise takmayarak odadan çıkmıştı. Dün gece olanlar saçmaydı fakat saçma olamayacak kadar da gerçekti. Hele söylediği sözler aklımı daha da bulandırmıştı.

Ayağı kalkıp odadan çıktım. Belki onun yaptığı gibi hiç olmamış gibi davranmak daha mantıklıydı. Aşağıya indiğimde mutfaktan gelen ses ile oraya doğru adımladım. Bişeyler yapmaya çalışıyordu. İçeriye girip ona bakmaya başladım. O ise dolaptan domates ve salatalık alıp doğramaya başladı. Mükemmel! Hiçbir şey olmamış gibi kahvaltı yapacaktık.

"Çay demle!" anında söylediği şey ile yüzümü buruşturdum. Çay? "Çaydanlık nerede?" dedim bende aynı sert ifadeyle. Bu kadının sesi hiç mi nazik çıkmazdı. Hep bir sert hep mi emir tonu.

"Yukarıda sağdaki dolapta." tuttuğu bıçakla işaret edip bana gösterdi. Doğradığı salatalıktan bir tane alıp tabağını masaya bıraktı. "Kardeşin yolda buraya geliyor." dedi aklımda ki soruya karşı. İçim rahatladı bir anda. Bu konuyu açmadan onu söylemesi iyi olmuştu.

"Ne zaman gelir?" dedim ona dönerek. Ona diyordum çünkü ismini dahi bilmiyordum. "Dışarıdan bakınca müneccim gibi mi duruyorum ne bileyim ben!" dedi ters ters. Tabureye oturup ekmek sepetinde bir ekmek aldı ve üstüne bal sürdü.

"Bu kadar sert olmak zorunda değilsin." bana bakıp kaşlarını çattı. Ağzını açıp bişey diyecekken demesine fırsat vermeden devam ettim. "Bu nalet eve sanki ben gelmişim herşeyi ben istemişim gibi davranma. İnsanlar senin emir erin olabilir ama ben değilim eğer burada bu iğrenç yerdeysem kardeşim için." ağzını kapatıp gözlerini kaçırdı. Alayla gülüp mutfaktan çıktım. Ben kimden ne bekliyordum ki.. Salona geçip oturduğumda ellerimi kafama koyup ağrıyan başımı ovdum.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 25 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

EmsayeWhere stories live. Discover now