ZT 2

1.7K 20 10
                                    


( MERİH & İKRA )

Bir geminin içindesiniz ve hiçbir sorun yokken yoluna devam edersiniz , ama beklemediğiniz bir anda bır fırtına gelir ve herşey alabora olur tutunmaya çalıştıkta batmaya başlarsınız ama kurtuluşunuz olmayacağını düşünür ve sonunuzun geldini anlarsınız.

Ama hayat o kadar gariptiki o batan gemiden sağ salim çıkıyorsunuz ve bomboş uçsuz bucaksız okyanusun tam ortasında kalıyorsunuz.

Hayat size o an bir şans değil bir ölüm daha vermişti.

Peki ben neden o okyanusun ortasında olmamama rağmen boğuluyordum.
Neden tam kendimi tehlikenin içindeymişim gibi hissediyordum.

Bedenimi yakıp kavuran mavi gözler beni okyanusuna çağırırken kendime adeta lanetler etmiştim.

O mavi sularda ben adeta boğulurdum, o sular bedenimi cayır cayır adeta yakardı.

Merih denen adam gözlerini gözlerimden bir saniye olsun ayırmazken tekrar nefret ettim bu mavilerden.

Yüzümü istemsizce buruşturmuştum, aslında isteyerek yapmamıştım ama pişmanda değildim.

Merih kaşlarını usulca kaldırıp beni tepeden tırnağa süzmüştü.

Açıkta bir şeymi var demek istesemde patronun yanında bunları diyemezdim.

Bir tartışma daha yaşamak istemiyordum.
Aslında patron bağırır ben susup otururdum.

BAZEN EN İYİ CEVAP SUSMAKTIR.

Boşuna dememişler böyle bir cümleyi, artık kim dediyse.

'Merih bey lütfen buyurun ayakta kalmayın'

Merih kafasını salladıktan sonra bir masaya oturmuştu.
Zaten tüm masalar boştu çünkü özel olarak kapatılmıştı bugün cafe.

'İkra'

Fısıldayan dideme döndüğümde kaşımı ne var anlamında kaldırmıştım.
Bu ses tonunu biliyordum yine benden bir şey isteyecekti.

'Merih beyin masasıyla ben ilgilenmek istiyorum desem çokmu şey istemiş olurum'
'Bunu sormana bile gerek yok naparsan yap'

Arkamı dönüp son hızla mutfağa girdiğimde aşçımız emine ablanın koşuşturarak yemekleri hazırlamaya çalıştığını gördüm.

Tahtanın üstüne doğradığı salatalıktan bir tane alıp ağzıma atmıştım.

Kahvaltı yapmadığım için karnım adeta davul çalıyordu.
Zaten işe çok aç geldiğim zamanlar bile oluyordu , sebebi belliydi dimi.

O adamın her an her yerden çıkacakmış gibi hissetmem yüzündendi.

Bu yüzden nerdeyse 1 senedir evde yemek yemiyordum.

'Kızım yeme şunları patron görürse olay çıkacak..hem senin merih beyle ilgilenmen gerekmiyormuydu'
'Didem hallediyor o işi'

Cümlemin bitmesi ile mutfağın kapısının sertçe açılması bir olmuştu.
Emine ablada dahil diğer çalışanlarla kimin geldiğine bakmıştık.

Didem.

Oldukça üzgün görünüyordu ve bu biraz ilgimi çekmişti.
İçeride bir şeymi olmuştu , bişeymi demişlerdi anlamış değildim.

'Didem ne oldu kızım'
'Emine abla ben '

Didem devamını getirmeden ağlamaya başlamıştı.
Emine ablada ona sarılınca neler olduğunu öğrenmek için mutfaktan çıkmıştım.

ZEHR-i TUTKU +18Where stories live. Discover now