1.(Düzenlendi)

30.5K 922 101
                                    

"Şu savaş ne kutlu şeydi! Savaş sayesinde avunuyor, Dertlerini unutuyor, kederlerinden sıyrılıyordu."

Hüseyin Nihal Atsız - Bozkurtlar Diriliyor

********

Alya.

Alya, Geride kalanlardandı. Eksik kalanlardan.

Hani derler ya 'vedalar yarım bırakır insanı bir parça alır kalanlardan.'

Alya yok olmuştu. Bütün benliği veda etmişti ona. İyi olan bütün duygular.

Bu hikayedeki hiçliğin, yalnızlığın, eksikliğin, yarım kalan hayallerin, hüznün, geride kalmışların, suçluluk duygusunun, temsilcisiydi o. Yarım kalmış hayallerin, gülüşlerin, o berbat boşluk hissinin. Sonsuz temsilcisi.

***

Alya, oturduğu kayanın üstünden karşısındaki uçsuz bucaksız dağlara baktı. Yeryüzünü aydınlatan ay ve yıldızlar, karanlığın aksine oldukça parlak ve güzellerdi.

Dağdan gelen hayvan sesleri ise kamptan gelen seslerle karışıyordu. Yatış saati gelmişti ancak hala bir hareketlilik söz konusuydu.

Bir aydır buradaydı Alya. Ve tek dileği biran evvel bu lanet yerden çıkabilmekti. Bütün pis işlerin merkezi olan bu kamp. Oldukça iyi korunuyordu. Sınırları geçilemez olarak görülüyordu.

Ancak bir bordo berelinin sınırı yoktur. Hele ki Alya gibi bir istihbaratçının sınırı, hiç yoktur.

Bu görev, onun için bir nevi dönüştü.

O kara günden sonra oldukça kötü aylar geçirmişti. Üstleri bu görev için onu görevlendirmek istemese de. Oldukça iyi görev geçmişi sayesinde ve albayının da etkisi ile. Kendini tekrar göstermek için bu göreve gönderilmişti.

Buraya Heja kod adında bir teröristi taklit ederek girmişti. Heja Alya'nın buradaki isimi idi bir nevi bu kişi ile kamufle olmuştu. Yüzünü bir saldırıda kayıp etmişti Heja ve bu Alya'nın oldukça işine geliyordu. Yüzünde ki maskeyi çıkartmıyordu. Vücudu zaten buradaki sözde erkeklerle aynı ebatlardaydı. Sesini ise kontrol edebiliyordu. Bu sayede kampa girişi çok da zor olmamıştı. Heja ismindeki kişi ise zaten o daha buraya gelmeden sessiz sedasız ortadan kaldırılmıştı.

Kampta hiç kadın yoktu. Bu iğrenç herifler bir süre sonra taşkınlık çıkartmasın diye en başından beri alınmamıştı. Yalnızca gerçekleştirilen başarılı kumpaslardan sonra ödül gibi görülerek kampa köylerden kaçırılan kızlar getiriliyordu. Alya geldiğinden beri böyle bir şey yapılamamıştı. İçten içe kurt misali kemirdiği bu kampın sonunu getirecekti çok yakında.

Arkasından usul usul yaklaşan adım seslerinin farkındaydı. Dönme gereği duymadı.

''Heja ne edersin burada. Hele kalkasın. Yarın çok iş vardır. De get yat.''

Arkasındaki şerefsize bakmadan konuştu. Yavaşça ayaklandı.

''şimdi kalkıyordum. Az hava alam dediydim. Yarın ne iş vardır''

''ben de tam bilmem böyük hazırlık yapılmış. Yarın gamyonetler gelecekmiş. Başkan öyle dedi vallah''

Alya bir bok bilmediğini anladığı şerefsize başını eğip, kampa geçmişti. Kampta bir hareketlilik vardı. Bilgi alamadığına göre bir sinsilik peşindelerdir demek. Dikkat çekmemek adına çadırına geçti. Yarın sabah ne bok yediklerini öğrenirdi nasılsa.

Alya sabah oluşan kargaşa sesleri ile yerinden kalkmıştı. kalkar kalmaz dışarı çıkmıştı.

Burada saç, baş, hijyen pek de önemli değildi. Zaten kafa derisine yapıştırılmış, gerçek saçlardan oluşan peruk pek de yıkanması gereken bir durumda değildi.

Kayıp Bordo Bereli (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now