fish, 11

2.2K 235 641
                                    

Hyunjinden...

Hıçkırıklarını dinlerken kalbimi sıkıca tutuyordum. Hiç ağlamasın isterdim. Kedi gibi göğsüme yaslanıp kaybolmuştu.

Yavaş yavaş mırıldanması azalınca, kollarından tutup yatak odasına birleşik olan banyoya yönlendirdim.

"Yüzünü yıkayalım mı?"

Evet, dercesine başını salladı. Şu an gözüme minik bir kedicik gibi geliyordu.

Yüzünü kurulaması için havlu uzattım. İri gözleri ağladığı için daha büyük gözüküyordu. Altları minikçe kızarmıştı. Yaklaşıp yumuşak bir öpücük kondurdum.

Belime sarılıp, kafasını omzuma gömdü. Kısık bir sesle konuşmaya başladı.

"Seni ağlattığım gece, güzelliğine kapılıp giderken, kendime verdiğim sözleri unuttum. Sadece benim ol istedim. Her zerresini öpmek için delirdiğim bedenine sımsıkı sarılırken, kendime ihanet edecek kadar ileri gitmek istedim. 3 yıldır kimseye sahip olma diyerek beni paçamdan çekiştiren vicdanım sussun istedim... ama olmadı. Ya senide koruyamazsam, senide kaybedersem. Düşüncelerime engel olamadım. Üzgünüm."

Cümlesinin bitmesini bekledim. 'İnsan beyninin kendine yaptığı eziyeti bir başkası yapamaz.' diye düşündüm.

Daha sıkı sarıldım. Elim sırtını sıvazlarken ekledim.

"Elinden geleni yaptığına emin ol ve ne olursa olsun kendini suçlama. Delicesine sevdiğin birini korumaya izin vermeyen acımasız Dünya en büyük suçlu. Sadece mutlu olabildiğimiz yere kadar mutlu olalım."

Geri çekilip bileğini kavradım, yatağa doğru çekiştirdim. Alayla karışık bir sesle devam ettim;

"Hadi, uyuyalım. Lee miyav ho."

"Dalga geçiyorsun?"

"Yo, hayır sadece komik."

"Tamam, işte dalga geçiyorsun."

Bileğini bıraktım. Yatağa heyecanlı şekilde hızla atlayıp, hrrlayarak konuştum.

"Le miyav ho için hrrrlayın! Hrrrr!!!" 🐾

Ellerimi kedi partileri gibi etrafa sallarken, dişlerimi sıkarak aynı sesi çıkarmaya devam ettim.

"Hrrr!"

Salladığım patilerimi tuttu, ağırlığını üzerime verip yatağa uzanmamı sağladı. Dudaklarını dudaklarıma bastırınca aralanan yerden tavşan dişlerini öptüm.

Üzerimden sıyrılıp yanıma doğru yerleşti. Kolarının arasına aldı. Kundakta bir bebeği tutarcasına nazik sarılıyordu.

"Daha sıkı sarıl!"

"Hayır, rahat uyu."

Aldırış etmeden, sıkıca sarılan ben oldum.

Uykumun gelmediği için saçmalamaya başladım. Koyun sayar gibi Minho'nun azalarını sayıyordum.
O da uyuyor gibi yapıyordu.

Her saydığım uzvuna minik bir dokunuş sergiliyordum. Minho'nun gözleri, Minho'nun burnu, Minho'nun dudakları, Minho'nun dişleri, Minho,nun kaşları, Minho'nun saçları, böylece sayarken sıra beklediğim yere gelmişti.

starboy, hyunhoWo Geschichten leben. Entdecke jetzt