Sevgili abicim sonunda konuşma kararı almış.

"Kimsin sen"

"Bunları sonra konuşuruz  önce burdan çıkmamız lazım."

Yasir elindeki anahtarlarla kollarını açdı. Bu sırada kenardakı tekerlikli sandalye ilişdi gözüme.

"Ne zamnadan beri Yürüyemiyormusun?"

"Sanane"

Yasir yardımcı ol ben sizi dışarda bekliyorum. Dışarı çıkıp derin nefes aldım. Yasirlerde çıkınca hep birlikde arablara bindik. Cengizle ben aynı arabadaydık. Yasirde arabayı kullanıyordu.

Yasir "eve gidelim"

"Hayır şimdi deyil önce biz konuşucaz senin eve gidelim. Ve birde doktor ayarla "

Telefonum çalınca açıp kulağıma koydum.

"Hala"

"Bebeyim"

"Hala biliyormusun ben bu gün piskologa gitdim."

Acar hala deyince kendimi bir an boşluğa düşmüş gibi hissetdim. Onun bana anne demesine alışmışdım ama irelide bu ona sorun olucak. Okulda, dışarıda hem babasıda yaşıyor. Onu bu yüzden piskoloğa götüyordum. İrelide onun üzülmesini istemiyorum.

"Biliyorum bebyim"

"Hala ben sana evdeyken anne diye bilirim değilmi"

"Bak bebeğim sen benim oğlumsun bunu kimse deyiştiremez nerde nasıl hitab etmek istiyor öl yap. Bunları sadece senin iğiliyin için yapıyorum."

"Seni çok seviyorum annem"

"Bende bebeyim şimdi benim kaptmam lazım sonra konuşuruz"

"Tamam anne"

Bir saatdir evdeydik şimdide doktorun Cengizi kontrol etmesini bekliyorduk. Eve doktor çağırmıştık. Ferman abi odadan çıkınca yanıma gelip oturdum.

"Nasıl abi durumu"

"Yürümesi çok zor Eda"

"Abi bir yolunun olması lazım"

"Eğer kaza olduğu zamanlarda fiziktedaviye başlasaydık işimiz daha kolay olurdu"

"Abi tahmini ne zaman yürür"

"Bak sana yürür yada yürümez diyemiyorum ama eğer yürüyceksede bu uzun zaman ala bilir"

"Tamam abi sağol"

Oturduğum yerden kalkıp Cengizin odasına girdim yanındakı koltuğa oturdum.

"Şimdide senmi tutsak tutucaksın"

"Kimsenin seni tutduğu yok gidebileceğin bir yer varmı"

"Yok"

"Anen baban kimsenmi yok"

"Yok dedim ya"

"Öldülermi "

"Evet"

"Nasıl öldüler"

"Evlerine bomba koymuşlar gözlerimin önünde patladı ev"

"Ne zaman "

"Iki gün önce hiç bir şey yapamadım. Gerçi ben daha oturduğum yerden kalkamıyorum. Onları nasıl kurtarıcam"

Evin patlamasını izletmişler ama bizim çıkdımızı yeri es geçerek. Ama neden?

"Sana ailen yaşıyor desem"

"Yine nasıl bir oyuna düşdüm. "

"Hadi seni aileni götürücem oğlun seni çok özledi"

"Yalanlarını kes artık"

"Yalan söylemiyorum sana bunu isbat etmeme izin ver"

Şimdi arabadan inip eve bakdım zili çalıp içeri geçdik. Neyseki Niloşa çocukları odaya çıkarmasını söylemişdim. Herkes salonda oturmuşdu. Annemler abimi görünce dondu. Sonra tüm salonu annemin acı feryadı sardı.

Mine hanımdan devam

Oğlum karşımdaydı yıllardı öldü sandığım oğlum karşımda sap sağlam duruyordu.

"Ahmet ben galiba rüya görüyorum oğlumuz karşımda"

"Eğer rüyaysa bende aynı rüyayı görüyorum hayatım."

Hemen kalkıp oğluma sarıldı.

"Oğlum canım benim kuzum yaşıyorsun canımın içi"

"Annem"

Sanki bir an bıraksam kaybolucakmış gibi.

Cengizden devam

Artık burda olduğum günleri saymayı bırakmışdım. Önce güzeller güzeli karım öldü şimdide ailem. Oğlum kokusunu o kadar özledim ki. Bu kahrolası yerden kutulamıyorum yürüyemiyorum bile. Artık oğlumda yok yaşamam neye yarar ki. Kimin için yaşıycam. Tüm umtlarım tükendi. Birden kapı açılınca karşımda anneminki gibi mavi gözlü bir kız gördüm. Doktor silahı almak isteyince hiç düşünmeden eline  ateş etdi. Ona "kimsin sen" deyince "bunları sonra konuşuruz önce buran çıkmamız lazım dedi. Nerden bile bilirdim ki bu kız beni alieme kovuşturucağını.

 Kraliçenin Kalbi: Aile BağlarıWhere stories live. Discover now