18 Bölüm

969 39 2
                                    

"İyki doğdun Eda"

"İyki doğdun, İyki doğdun Eda"

Karşıma gelen pastayla annem bir yandan 'Üfle'  babam bir yandan 'dilek tut' diyordu ama ben hala şokum atlatamamışdım. Onların olduğu yetmezmiş gibi sosyeteden bir kaç kişi daha vardı. Aklıma eski anılar geldi. Dedemin doğum günümde elime silah tutuşdurması o adamı öldürmem doğum günümü kutlamakla canımı nasıl yaktıklarını bilseler yinede yaparlarmıydı? Kendime gelip pastayı üfeledim. Ben Eda Yıldırımım hiç kimse benim canımı yakamaz. Herkes hediyyelerimi verip doğum günümü tebrik etdi. Mert yanıma gelip bana sarıldı.

"Abla iyimisin?"

"İyyim ablacım"

"Ben onlara söyledim senin doğum günlerini sevmediyini ama beni dinlemediler abla"

"Tamam canım"

Mertden ayrılıp lovaboya gitdim. Yüzüme su çarpdıkdan sonra biraz kendime gelmişdim. Aynaya bakdım resmen benbeyaz olmuşdum elllerim titriyordu. Telefonuma gelen bildirimle açıp bakdım.

05** Sakin ol doğum gününde deyilde bir davetde olduğunu düşün.

Bu neydi şimdi. Nasıl yaşadıklarımı biliyor olamaz deyilmi. Yok canım nerden bilicek. Bu adamı bulmam lazım adam resmen benim zaaflarımı biliyor Allah kahretsin lavobadan çıkıp içeri geçdim. Herkes kendi halinde takılıyordu. Çantamı alıp restorandan çıkdım. Arabaya binip uçuruma sürdüm.

Uçuruma gelince arabadan indim. Uçurumun ucuna geçdim. Gözümden yaşlar akmaya başladı.

"Nefret ediyorum" Bu sefer bağırdım.

"CANIMI YAKAN HERKESDEN NEFRET EDİYORUM"

"Yoruldum tükndim artık"

Ayakda duramayınca yere çökdüm.

"BİTDİM ARTIK DAYANAMIYORUM. LAN İNSAN DOĞDUĞU GÜNDEN NEFRET EDRMİ NASIL ADALET BU."

"HERKESİN CANIMI YAKMASINDAN BIKDIM, GÜÇLÜ OLMAKDAN YORULDUM. AL CANIMI KURTULAYIM. NOLUR YAŞAMAM İZİN VERMİYORLAR BARE ÖLMEME İZİN VER."

Ayağa kalkıp iki büyük adım atdım. Doğum günüm ölüm günüm olucak.Uçuruma sadece bir adım kalmışdı. Bir adım daha atdım. Şu an uçurumun ucundaydım kollarımı açıp kendimi boşluğa bıraktığım an belimde bir el hissetdim  biri beni sıkıca tutup geriye çekip bedenine yasladı. Derin nefesler aldım oda arkamda derin nefesler alıyordu. Nefesini boynumda hiss edince kaskatı kesildim.

"Neden kendine zarar veriyorsun"

Sert sesiyle kendime geldim. Hiç bir şey söylemedim çünki bende bilmiyorum. Sadece bir kriz anıydı. Hatta nasıl yapdığımıda bilmiyorum. Başım dönünce belimdeki ellerine tutundum. Şu anda tutmasa düşerdim.

"Tamam sakin güzelim."

Sesi tanıdık gelmiyordu.

"Kimsin sen"

"Tanışıcaz güzelim zamanı gelince tanışıcaz. Senin için sabırlı davranmaya çalışıyorum. Seni bu kadar severken senden uzak olmak sana dokunamamak nefesini hissedememek ne kadar zor olduğunu bilmiyorsun."

"Bırak ne istiyorsun benden kimsin"

Kollarını o kadar sık tutuyorduku kıpırdayamıyorum bile.

"Çok az kaldı güzelim çok az kaldı."

Kolumdakı sızıyla gözlerim kapandı.

Kuşların cıvıltısıyla gözlerimi araladım. Nerde olduğuma bakınca ahşap bir evde olduğumu anladım. Akşam olanları hatırlayınca kaçırıldığımı anlmam çokda uzun sürmedi. Oda gayet güzel ve ferahdı burda bir ömür yaşardım ben. Nerdeyse kim kaçırdısa Allah razı olsun diyicekdim. Ama akşama katılmam gereken hatda ayarlamam gereken bir tıplantı var. Yatakdan kalkıp ayakkabılarımı giyindim. Odada iki kapı vardı. Birini açınca banyo olduğunu anladım. İçri geçip elimi yüzümü yıkadım. Banyoyadan çıkıp diğer kapıyı açdım. Kapı kolidora açılmışdı. Odadan çıkıp kolidoron başındakı merdivenlerden indim.  Karşıma salon çıkdı. Evde ses yokdu  dış kapıyı açdım kilitli deyildi. Her yer ağaç galiba ormanlık bir yerdeydim. Kapıyı kapatıp içeri geçdim. Tüm evi gezdim hiç kimse yokdu. Mutfağa girince masadakı yemekler gözüme çarpdı. Çok güzel görünüyordu kahvaltı. Telefonumda masanın üzerindeydi meyve suyunun yanındada. Hiç ksçırılmışa benzemiyorum. Notun üzerindede 'Afiyyet olsun güzelim' yazıyodu. Telefonu alıp Yasiri aradım ikinci çalışda açdı.

 Kraliçenin Kalbi: Aile BağlarıWhere stories live. Discover now