27. Bölüm- Yemin

Magsimula sa umpisa
                                    

Sofia "Yüz!" dediğinde derin bir nefes verip geriye doğru çekildi. Sağ omzuna düşen örgüsünü arkasına doğru attı ve nefes nefese konuştu. "Bugün nasıldım?" 

Kritanta'nın hevesle sorduğu soruya gülümsemeden edemedi Sofia. Galiba soğukluk ve disiplin ona göre kavramlar değildi. "Daha iyi." dedi tek nefeste. "Çok daha iyi." Ardından Kritanta'ya doğru yaklaştı. "Odana gidip bir duş al, sonra gel odama, eline pansuman yapalım." 

Kritanta tüm yorgunluğuna rağmen idmanların bitmiş olmasının mutluluğuyla bulundukları büyük salondan ayrılırken Sofia ilerde, Kritanta'dan birkaç yaş daha büyüklerin idman yaptığı yere doğru ilerledi. Masanın üzerindeki kronometreyi durdurdu. "Alexander nerede? Ne diye bıraktı sizi?" 

Saçları terden ıslanmış bir çocuk elindeki boks eldivenleriyle alnını silerken konuştu. "Bilmiyoruz, hiçbir şey demeden gitti." 

"Tamam o zaman," dedi Sofia. "Odalarınıza geçin siz. Raporları dolduracağım. Bir yerini yaralayan olmadı değil mi?" 

Çocuklardan olumsuz cevap alınca kaşlarını kaldırıp başını sağa doğru hareket ettirdi. "Hadi, bitti idman." 

Yaşları on beş civarında sekiz erkek çocuğu sevinçle spor solanundan çıkmak için hazırlanmaya başladılar. Bir yerden de seneye olacak olan Dünya Kupasına katılacak takımlar hakkında ideaya giriyorlardı.

"Arjantin girer, ona ideaya bile gerek yok. Eğer Rusya bu sene gibi oynamaya devam ederse nah girer."

"Rusya iyi oynuyor bu arada, başlatma Arjantin'e. Seneye girecek Rusya. Belki Dünya Kupası burada olur?"

"Hadi beyler," dedi bir diğeri. "Bahisleri topluyorum, Rusya girer diyenler kaç veriyor?"

"50 ruble." diye bağırdı birisi. 

"100 ruble!" dedi bir diğeri ve salondan çıktılar. 

Sofia ise salondaki eşyaları düzenledi, salonu havalandırdı, ışıklarını kapattı ve önce patronun odasına çıkıp çocukların her şeyi eksiksiz yaptığını söyledi, grupla alakalı birkaç soruya cevap verdi. Hemen ardından odasına gitti. 

Kapıyı açar açmaz yatağında oturan Alex'i gördü, gülümsedi. "Ne ara geldin?" dedi şaşkınlıkla. 

"İdmanlarınız bu saate kadar sürüyor mu?" dedi Alex şaşkınlıkla. 

"Benimkiler öğlen olmadan bitti, bugün Kritanta'nın idmanı da bendeydi. O yüzden uzun sürdü." 

"Kritanta mı?" dedi Alex kaşlarını çatarak. 

"Arina yani." diye düzeltti Sofia. Üzerindeki hırkayı çıkarttı ve sandalyesinin üzerine attı, eline masasının üzerindeki spreyi aldı ve çiçeklerinin yanına oturdu. 

"Hala yaşıyor." dedi Alex mutlulukla karşısındaki zambağa bakarken. 

"Bu saksıda her zaman bir zambak yetişecek Alex," dedi umutla. "İleride de böyle olacak, bu saksı her zaman bir zambağı bulunduracak içinde." 

Sofia önce zambağın olduğu toprağa biraz su sıktı, ardından yapraklarına. Toprağın kuruluğunu anlamak için parmaklarının ucunu toprağa değdirdi, biraz daha su sıktı. Odasında bulunan birkaç çiçeğe de aynısını yaptıktan sonra yatağına, Alex'in yanına oturdu ve eline komodinin üzerinde duran sigara paketini aldı. 

"Hani bir daha içmeyecektin?" dedi Alex hayal kırıklığıyla. 

"Sözlerimi tutamıyorum Alex," dedi paketi avcunun içine alarak. Eli o paketin kapağını açamadı, yalnızca paketi sıktı. 

13. Görev- TAMAMLANDITahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon