Kutlama

51 8 0
                                    

      Birisiyle ilgili fikriniz kaç kere değişebilir? Benim sıkça değişti. Önce boşboğaz, işe yaramaz bir budala olduğuna inanıyordum. Dün gece öz güvenli, tuttuğunu koparan çok zeki bir kadın olduğunu düşündüm. Şimdi mi? Şimdiyse onun evlilik meraklısı bir avam olduğunu düşünüyorum. Görünüşü böyle şeyleri umursamıyor gibi dursa da gerçeğinin öyle olmadığını az önce duydum.

     Çöp çatan sayfası mı? Gerçekten mi? Bu kadar mı meraklı yani evlilik denen bağlılığa? Gülerken yanaklarında oluşan derin gamze, kalp şeklindeki güzel yüzü, açık kahve rengi, koca gözleri. Omuzlarına dökülen, güneş vurduğunda kızıla çalan kahverengi saçları. Bu görünüşüyle istediği adamı elde edebilecek bir kadının öyle bir sayfa da ne işi olur ki?

     Göz göze geldiğimde ne yaptığımın farkına vardım. Jaluziyi indirmek için kumandayı aldım ama Fatma'nın elinde bir dosyayla odama gelmek için kalktığını görünce vazgeçtim. Yerimde kıpırdanıp bir şeylerle uğraşıyor gibi görünmek için masadaki ilk şeyi elime aldım. Kapı vuruldu sonra açıldı.

      "Ada hanım ne zaman gelecek acaba?"

    "Bilmiyorum." Dedim elimdeki kalemi çevirip bakmadan.

    "Eğer gelmeyecekse bunu size vereyim. İnsan kaynakları yolladı. Inceleyip onay verilmesi lazım."

     "Olur." Dedim hala bakmaya korkarak. Neden korktuğumu da bilmiyordum ki.

     "Şey..." yine aynı korkudan uzak ama mahcup çıkarmaya uğraştığı soru sesi. "Vahap şirketine gitmişsiniz de. Bir gelişme..."

      "Yarın öğlen imza atılacak." Başımı kaldırdım. Memnun bir gülüş yayılmıştı yüzüne. "Her ne randevunuz varsa erteleyin. Bu hafta yoğunuz. Mesai gerekebilir." Deyince kaşlarını çattı.
  
     "Olur. Ben arkadaşlara söylerim." Deyip kapıyı gösterdi. Dudakları tekrar yukarı kıvrıldı ve kaşları çatıldı. "Bir şey mi var?"

     Bakışımı kapalı olan monitöre çevirdim. Ne diye bakıp kalmıştım ki? Beklemeye devam edince elimle git işareti verdim. Pek hoş bir tavır olmadığının farkındaydım ama konuşamayacak kadar boğazım kurumuştu. Ne oluyor bana?

        ◇

    Dengesizlik adamın ruhuna işlemişti sanki. Dün gece özür dileyip, beni olmayacak sorularla baş başa bırakacak kadar derin konuşup, bugün aynı bet surata bürünmüştü. Eh onu da böyle kabul edecektik. Yerime tekrar otururken telefonumdan bildirim sesi geldi. Çalışmak için dosyaya tıklayıp açılmasını beklerken göz ucuyla baktım.

     Takip isteğini görünce elim titredi. Sırıttığımı ekrana yansıyan yüzümden anladım. Etrafıma bakıp, profile girdim. Oğuzhan Kutlu. Demek ki sadece Oğuz'u tercih ediyordu. Eh bana da genelde Fatoş diyorlardı. Gerçi bu sadece yakın arkadaşlarım için geçerliydi. Takip isteğini kabul edip, bende yolladım. Birkaç saniye geçmeden onaylandı. Dudağımı ısırdım. İnci'yle göz göze geldim. Göz kırpıp başını salladı. Telefonu kaldırdım ve dudaklarımı oynatarak anlatmaya çalıştım. Anlamış olacak ki gözleri büyüdü ve iki eliyle kalp işareti yaptı.

    Öğleden sonra mesaj gönderdi ve Flerken'in durumunu sordu. Aslında bu konuda az bilgi verdiğini söyleyip akşam hem bu konuda, hem de doğru eşi nasıl seçeceğim konusunda fikir verebileceğini söyledi. Kahve için sözleşmek üzereydik. Biraz hızlı ilerlemesi şaşırtmıştı. Demek ki düz ve fazla uzatmayan biriydi. Ya da derdi başkaydı. Akşam görecektim.

    "Telefon eline yapışmış." Deyince yerimden sıçradım. Kalkarken masayı sarstım. Az daha kalemlik düşüyordu. "Sakin ol Fatoş." Dedi Ada gülerek.

SIYAHŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin