"Hiiç öylesine."diye mırıldandım.

Kapı çalındı ve içeri benim sık kafalı yardımcım girdii.

Şimdi elime düştüünn.

Dosyaları masaya bırakarak.

"İstediğin dosyalar ve masa başı işler falan. Şu an bir yere gitmeyeceğim istersen yardım edeyim."dedi sık kafalı yardımcım.

"Öncelikle rahat ol. Yardım edebilirsin bide Boz itini buldum galiba bu gece 3 gibi şehir değiştire bilir hazırlıklı olun."dedim ciddiyetle.

"Tamam efendim."dedi.

"Lan bide Agir Kaçık isimli şahsı araştır. Uyuşturucu tacorleri ile ilgili ."dedim.

Rastgele bir dosya seçerek çalışmaya başladım.

*****
Tamı tamına aralıksız 4 saattir çalıştım ve bu süre zarfında abiler ve velet beni siklemeden Tuğkan abileriyle gezmeye gitti ve ben yine yalnız kaldım.

Neden günün sonunda yalnız kalan ben oluyorum işte bunu anlamıyorum.

En yakın sürede Albayla konuşup yıllık dağ görevine gitmek istiyorum nede olsa beni önem seyen bir ailem yok.

Ufuk beyle eşinin kolunu kırdığımda sanırım buna kızmış ve benle arayı açmıştı.

Sanki umrumda.

Telefonumdan indirdiğim kitaplardan birini okumaya başladım.

Odaya hemşirenin girmesi ile dikkatımı ona verdim.

Pansuman yapıp geçmiş olsun dedi ve gitti.

Lan anasını satayım dağlarda terörist avlayıp aynı zamanda devlet yanlısı bir mafya olan kızı bu gün kimse siklemedi şaka gibi yaa.

Yataktan kalktım ve dolaptan temiz kıyafetler aldım ve üstüme geçirdim.

Hastaneden çıktım ve sahil kenarına gittim. Banklardan biri ne çöktüm.

Kablosuz kulaklığımı telefona bağladım ve en sevdiğim şarkı 'Hatamı dansa kaldırdım' açtım.

Şarkı çalıyor ben bin bir düşünce ile boğuşuyordum.

Bankdan kalktım ve etrafda dolanmaya başladım.

Ama os ırada eski ailemi çok mutlu bir şekilde gördüm. Kızları ile vakit geçiriyolardı.

Adımlarımı hızlandırdım ve uzaklaşmaya başladım.

Nasıl geldim bilmiyorum ama yatların olduğu bir marinanın manzarasına sahip olan bir banka oturdum.

Dikkatimi birisi birileri çekti.

Allahım şakamı bu.

Şu an abiler ve Furkan yatlardan birindd kutlama yapıyorlar.

Şaka gibi ama gerçek.

Gözümden akan göz yaşına karşılık sinirli bir şekilde telefonumu çıkardım.

Albayı aradım.

"Alo Gazel"

"Merhaba Albayım ben sizden bir şey rica edicektim."dedim çatallaşan sesimle.

"Hayırdır inşallah söyle bakalım."

"Albayım her hangi bir dağ görevi varsa yada İstanbuldan uzak bir yerde Askeri görevde bulunmak istiyorum."dedim.

"Emin misin ?"

"Eminim Albayım."

"Peki sen nasıl istersen. Dağ görevi olmaz ama Askeri rükben yaptığın görev sayesinde baya bi yükseldi ve sen şu an Yüz başı konumundasın."dedi.(Arkadaşlar imkansız ama olsun buda bizim farkımız.)

"Tamam."

"Haftaya Muş'a Alev timinde görev alıcaksın hayırlı olsun."

"Saolun Albayım."

Telefon konuşması bitti.

Beni istemeyen veya iki günde unutan kişilerle aynı şehirde bile bulunmayı istemiyorum.

Sanırım artık Gazel'in Gökyüzü olması gerek.

****
"Ve günün sonunda kız yine yalnız ama bi o kadarda güçlüdür. Artık Gökyüzü olma vakti geldi..." dedi tanıdık çocuk.

__________________________________________________

Naber hacılar nörüyonuz.

Bu telefi bölümüydü geçen hafta 1 bölüm atmışım.

Ve evet Gazel hayatında yeni kararlar almaya devam ediyo sizce nasıl ?

Tanıdık kişi hakkında tahminleriniz nelerdir sizce Gazel'in neyi oluyor?

Hadi Sağlıcakla

Sevgilerle

Hayal Doktoru

^^Gökerler^^ ~ Gerçek Ailem~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin