PETE
Kendimi dipsiz bir kuyuya atmışım gibi , kendi mezarımı ellerimle kazıp toprağınıda üstüme atmışım gibi kendimi denizlere atıp boğmuşum gibi bir yangının ortasında ateşlerin içinde yanarken kendimi kurtarmak için hiç bir şey yapmıyor gibiyim. Bir ormanda kaybolmuşum içinde koştukça hep onu buluyor ondan kaçtıkça yine onu buluyor gibiyim.
Kendimi bile bile imkansıza sürüklemiştim bile bile yapmıştım isteye isteye gitmiştim peşinden.Hepsi benim suçumdu bu acıyı yaşamak benim suçumdu kendime engel bile olmamıştım.
Vegas'a aşık olmayı durdurmaya hiç bir zaman çalışmamıştım.
Pişmanlık içindeydim zamanında bıraksaydım şimdi bu durumda olmayacaktım şimdi böyle acı içinde kıvranmayacaktım böyle duygular içinde kala kalmayacaktım.
Vegas nişanlanıyordu.
Nişanlanacak kadar seviyormuydu onu bu kadar çok mu seviyordu onu.
Bir başkasına ait olucaktı tamamen onun olucaktı bir tek ona dokunup onu öpecekti bir tek ona aşkla bakacaktı.
Vegas başkasıylaydı o başka birine aitti ve ben benim olmayanı istiyordum başkasının olanı almak istiyordum.Onu onun elinden çekip almak istiyordum delicesine istiyordum.
Bu saçma düşünce yüzünden kendimi kötü hissettim. Bu kadar kötü düşünmek istemedim ama bu elimde bile değildi.
Kendimi yiyip bitirirken başımı yere vurup vurup kaldırdım elimi başıma vurarak bu düşünceleri durdurmak istedim. Gözlerimi açarak bulunduğum yere baktım hâlâ aynı yerdeydim.
Saat kaçtı , akşam oldu mu , o nişan başlamış mıydı?
Koyu perdeleri pencerenin önüne çekip odayı içim kadar karanlığa boğmuştum.
Hiç bir şey göremiyorken iki büklüm uzandığım yerden kalkıp banyoya doğru yürüyüp içeri girdim iki elimi aynanın üstüne koyup oraya doğru eğilip yüzüme baktım gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu yüzüm o kadar solgundu ki dudaklarım da renk bile yoktu
Suyu açıp defalarca yüzüme çarptım boynumu ıslattım kendimi gelmek için başıma bile su döktüm.
Kapım çalınırken Arm ve Pol kapının dışından seslendiler.Bu üçüncü kez kapıya gelişleriydi ilk ikisinde kapıyı açmamıştım ya da açamamıştım.
Banyodan çıkıp kapıya gidip yavaş bir şekilde kulpunu çevirip araladım. Merakla bakan gözler üstüme dikildiğinde içeri geçmeleri için geri çekildim. İkiside adım atar atmaz tekrar geriye doğru sendelediler.
Poll öksürmeye başlarken Arm içeriye girip pencereye doğru koştu.
"Pete sen delirdin mi ? boğulucaksın"
Perdeleri çekip pencereyi sonuna kadar açtı öksürmeye devam ederken yerdeki küllere bakıp bana döndü.
"Kaç tane sigara içtin hiç mi pencereyi açmadın dumandan nefes alınmıyor" ona boş boş bakarak yatağın kenarına gidip yere oturdum kapıda dikilen Poll da sonunda içeriye girdiğinde Arm ile birbirlerine baktılar.
İkiside önümde çömelip ellerini bacaklarıma koydular.
"Ne oldu sana sakın bir şey olmadı deme" diyen Arm'a acı bir ifadeyle baktım içli bir nefes ağzımdan çıkarken ne söylemem gerektiğini bilemedim şimdi ben ne anlatacaktım onlara söylemelimiydim ?
