"Maalesef," dedi Pastacı, kısa bir cevapla konunun kapanmasını umuyordu.

"Kamranoğlu'nun onları karanlığına aldığını düşünmüyorum. En azından sizler gibi yakınımda olanları istemez. Fakat birkaç kişi elinde rehin durumda. Onları nasıl yakaladığı hakkında bir fikrim yok. Önemli de değil, konuşmayacaklarını biliyorum ama bu aptallıkla yanımda nasıl durabilmişler anlamış değilim... Her neyse... Konuşmayacakları için Kamranoğlu onları öldürmüş bile olabilir. Bizi uğraştırmamaları iyi olacak." dedi Madam. En yakın adamı olan Fahri Ayder, Baran Kamranoğlu'nun elindeydi. Fahri'nin konuşmayacağını düşünmesinde haklıydı. Fahri konuşmuyordu. Sonuçta o bir zamanlar Madam'ın en önemli adamıydı.

Fahri Ayder'in konuşmaması Madam'a olan bağlılığını gösteriyordu fakat Madam'ın Fahri için kılını kıpırdatmıyor oluşu da Madam'ın gücü için kimseyi görmeyeceğine dair küçük bir örnekti.

Beren, ilaçlarıyla Fahri'yi konuşturabilmişti. Konuşturması gerekiyordu çünkü Fahri'nin söyleyeceği şeyler Baran'ın şüphelerini belli bir süre dindirecekti. Madam'ın karanlığından birini konuşturmak, onları rahat ettireceğinden şüphesi yoktu. Nitekim öyle de olmuştu, Beren'e kimse karanlığı sormamıştı. Fakat Beren bunun da kısa süreceğini biliyordu.

"Madam... Korkmamız gerekiyor mu? Bilmediğimiz bir yola giriyoruz. Üstelik bu iş tapu almaya da benzemiyor."

"Korkmak mı?!" dedi Madam, hiddetle çıkışarak Emir'e döndü. "Baran Kamranoğlu'ndan mı korkacaksınız?! Baran Kamranoğlu yetersiz bir yeni yetmeden başka bir şey değil! Aptal olduğunu hala anlattığım şeylerden anlamadınız mı? Soyadının tüm ayrıcalıklarını elinin tersiyle itmiş bir çocuk sadece o! Karanlığı yönetecek bir zihne sahip değil! Kendisini kanıtlamak ister gibi bu yola girdi! Aptallığından başka bir şey kanıtlamadı," Madam hissettiği öfkeyle ateşinin yükseldiğini fark ettiğinde yavaşça yutkunarak arkasına yaslandı.

Baran Kamranoğlu çok şey kanıtlamıştı. Gücünü kendisi kazanmıştı. Soyadının ayrıcalıklarını kabul etmemiş olması onun hakkında çok şey anlatıyordu.

Beren, Madam'ın öfkeyle konuştuğunu anlamıştı. Fakat haklı olduğu tek bir şey vardı, Baran'ın zihni karanlık için uygun değildi. Baran'ın güç ve hırsıyla neler yapmış olabileceğini tahmin edebiliyordu. Karanlığı iyi biliyordu Beren, Baran'ın ne kadar yol ettiğini görmemek mümkün değildi. Sonuçta karanlığı Baran yönetiyordu.

"İlk önce hanginiz gidecek? Ve nereye gitmeyi düşünüyor?"

"Ben gideceğim," dedi Pastacı hızlıca cevap vererek. "Rusya'daki mekanlardan başlayacağım. Beren ve Emir daha sonra Amerika'ya gidecekler."

"Seni fazla bekletmeden arkandan geleceğim." dedi Madam, onu duyduğunda Beren rahatlamıştı. "Burada daha fazla kalmak istemem. Kamranoğlu'nun adamları siz başladığınızda benim peşime düşecektir. Yaptığımız şey kurallara aykırı. Ona karanlığa dönüşümü hala duyurmadığım için önce köpürecektir. Onu fazlasıyla kudurtmak istiyorum..." Beren için iyi bir haberdi, gidene kadar birde Madam ile uğraşmayacağını düşündü. "Siz başladığınızda beni burada bilmesi gerek. Tekin'i sizin yanınıza-"

"İstemez," dedi Beren, yüzünü ekşiterek. "Birkaç hafta içinde bizde buradan ayrılacağız. Hem de etrafımda Tekin'i görmek istemiyorum."

HERANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin