BÖLÜM 14

19K 709 228
                                    

Herkese merhaba,

Şimdiden keyifle okumalar! 

Yorum yaparak ve oy vererek destek verirsen çok sevinirim, öptüm!


☾ ☾ ☾ 


Kafasını göz teması kurmak için eğdiğinde bende ona bakmak için kafamı kaldırmıştım. Nefeslerimiz birbirine karışıyordu. Onun sinirden soluduğuna emindim. Benim içim nedensiz bir şekilde kıpır kıpırdı. Sanırım gerçekten arsızdım.

"Biliyor musun? Bahanelerle. İşim. Olmaz." Nefesi kesilmiş gibi konuştuğunda ifadesiz suratımla ona bakmaya devam ettim. Gözlerimin içine sinirle bakarken, kolumu bugün ikinci kez ondan kurtarmaya çalıştığımda bu kez bırakmamıştı. "Bende bahanelere bayılırım, uyarıları sevmem!" dedim kolumu ondan kurtarmaya hala devam ederken. "Belli," dedi, sonunda kolumu bıraktığında. 

"E, hadi nerede kaldınız ya?! İçkiler-" Aziz, içeri girerken önce bana sonra Baran'a en son da direğe bakmıştı. Direği gördükten sonra duraksamıştı. "A-abi, pardon ben...-" Kekelemeye başladığında Baran'da benden uzaklaştı. "Ne pardon oğlum? Odayı gezdiriyoruz işte." dedi Baran, Aziz'in lafını kesip. "Ha, yok abi şey-" Aziz hala konuşmaya çalışırken kapıya doğru ilerleyip Aziz'in yanından geçtim. 

"Aziz, daha direği görünce böyle olduysan... Geçmiş olsun," Aziz'in omuzlarını düşürüp bana hayal kırıklığıyla bakarken gülerek konuşmaya devam ettim. "Baran şov yapmak istedi bana, Gogo Boy havamda değilim." Baran'ın daha da sinirlendiğini biliyordum. Ellerini yumruk yapıp dudaklarını birbirine bastırdığında gülümsedim. 

Aziz, utanmış gibi kafasını eğmişti. Koridora çıktığımda aşağı inmek yerine merdivenlerin karşısındaki koridora döndüm. "Siz inin, makyajımı kontrol etmem lazım." Bahaneleri severim. 

Ben uzun koridorun sonundaki lavaboya ilerlerken onlarda merdivenlerden aşağı iniyordu. Lavaboya girip aynada kendime baktıktan sonra birkaç dakika daha oyalanmaya karar verip saçlarımın şeklini düzelttim. Oyalanma süremin yeterli geleceğini düşündüğümde kapıya ilerleyip sessiz olmaya çalışarak dışarı çıktım. 

Aşağıdan seslerini duyduğumda rahatlamıştım. Onları dinlemeyecektim, daha iyi bir işin peşindeyim. Koridordaki kapılardan birini yavaşça açtığımda gördüğüme sevinmeyerek kapattım. Az önceki odalardan biriydi sadece. 

Koridordaki neredeyse tüm kapıları açtığımda hepsinin aynı oda olduğunu görmem hevesimi kaçırmıştı. Tamam eski Levin'i avucumun içi gibi bilirdim ama bu özel odalardan daha 'özel' bir odayı arıyordum. Ne bileyim, içinde kasa olan, hesap kitap işleri yapılan ya da Baran'ın patronluk taslayacağı bir oda... Belki bir soyunma odası... Tabi ya soyunma odası! 

Merdivenlerin yanındaki üzerinde 'Staff Only' (Sadece Personel) yazan ve diğerlerinden daha az güzel kapıyı açtığımda keyfim yerine gelmişti. Tamam, soyunma odası değil ama aradığım şeyi burada bulacağımdan emindim. Baran'ın kendi çalışanlarına benden dolayı bugün gelmeyin diyeceğine, kapıları kilitlemesi daha etkili olurdu. Ha, birde direkleri görmeyeceğimi düşünmesi... Bana büyük hakaret! Bu arada striptiz, iyi olduğum binlerce konudan sadece bir tanesi. Bir ara hatırlatın, Emir ile büyük ihalemizin -ünlü olayımız- hikayesini anlatayım. O hikayedeki en sevdiğim bölüm. Bu arada Baran'ın altımdaki deri pantolona dua etmesi lazım yoksa aklını uçurabilirdim. Ya da hakareti pantolona da yapabilir... Vazgeçtim, pantolonum da onun hakaret edemeyeceği kadar güzel. E herhalde, şovumu yapardım! Baran'ın salaklaşmış suratını görmek çok iyi olurdu, deri pantolonla nasıl striptiz yapayım?!

HERANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin