Bu gizemi çözmek için araştırma yapmalıydık. Hemen bilgisayarımı açıp araştırma yaptım. Gördüğümüz canavarın adı Lich'ti.
"Lich sakin ve korkunç ormanlarda yaşayan, ormana gelen insanları öldüren, garip sesler çıkaran bir canavardır. Ormana gelen insanlardan öldüremediği varsa onları bulup öldürmektedir. Çoğunlukla Emerald şehrinin Candy Forest ormanında görülmektedir. Bu nedenle 100 yıl önce oraya girme yasağı konmuştur. Fakat daha sonra şehrin ileri gelenleri bu yasağı kaldırmıştır."
Artık korkuyordum, ama yine de Su'yun katili tutuklanacaktı. Damla ve Duru'yu bizde kalmaları için davet ettim. Beraber 1 hafta güldük, eğlendik. Araştırma yaptık. Artık 1 haftanın sonuna gelmiştik. Damla ve Duru evine gitti. 1-2 saat sonra Damla beni aradı:
Damla:Alo Mira, sana birşey söylemeliyim.
Ben:Evet, dinliyorum.
Damla:Annem, babam ve ben bir süreliğine yurtdışına gitmeliymişiz.
Ben:Ne, olamaz! Biz sensiz ne yaparız?
Damla:Bende gitmek istemiyordum ama yapacak birşeyim yok.
Ben:Neyse sonuçta daha sonra görüşebileceğiz.
Damla:Evet, ben kapatıyorum.
Ben:Görüşürüz.
Bu durumu Duru'ya anlattım, ikimizde çok üzülmüştük. Ama yapacak birşeyimiz yoktu. Akşam Damla'yı yolcu etmek için Duru ile Damla'nın evine gittik. Damla'nın annesi Ceyda Teyze kapıyı açtı, Damla'nın nerede olduğunu sorduk. Ceyda Teyze "Az önce arabaya binmeye gitmişti, arabada olmalı." dedi. Koşarak dışarı çıktık. Damla yerde yatıyordu, koşarak yanına gittim. "Damla, arkadaşım aç gözlerini, iyi misin?" diye haykırıyordum. Duru Damla'nın ailesine haber vermeye gitti. Damla'ya sarıldığımda sırtının kanadığını fark ettim. Nabzı atmıyordu, sanırım Damla'yı kaybetmiştik. Gözyaşlarıyla Damla'ya sarılırken Ceyda Teyze geldi. Beni o halde görünce herşeyi anladı. Ağlayarak Damla'ya sarıldı. O an yaşadığı duyguyu eminim hayatında hiç yaşamamıştır. Ceyda Teyze'ye "Başınız sağolsun." dedikten sonra ağlayarak eve döndüm, Duru'da evine döndü. Emindim, Damla'yı da, Su'yu da Lich öldürmüştü...
