"Biliyorum savcım ama siz de eldeki delilleri birleştirince müvekkilimin bir tuzağa çekildiğini görüyorsunuzdur"

"benim görmem ne kadar önemli avukat hanım. Varsayımlarla yürüyemeyiz. Sağlam delil lazım biliyorsun"

"Biliyorum savcım ve bunun için uğraşıyorum. Bir yerden haber bekliyorum bu konu hakkında ve o haberin de bunu çözeceğine, davayı anında bitireceğine eminim" dememle tek kaşı havalandı.

"kimden bekliyorsun bu haberi. Eli kolu uzun sevgilinden mi" demesiyle gerilmiştim. Karın ağrısı şimdi belli olmuştu. Ben de zaten ne zaman konuyu demire getiricek diye meraklanmıştım ki çokta bekletmedi.

"sevgilimin işlerimle bir alakası yok savcım bunu siz de çok iyi biliyorsunuz. Tahminen ne zaman demiri ağzınızdan düşürürsünüz" diye çok sinirli çıkarmamaya çalıştığım bir sesle sordum. Sahte bir gülümsemeyle ona bakarken ellerini masanın üstünde kenetleyip gözlerimin tam içine baktı üstünlük taslamak istercesine ama bilmediği ben bu bakışlara babamdan antremanlıydım ve bana sökmezdi.

"bir mafya babasıyla, bir suç makinasıyla birliktesin avukat hanım. Siz de biliyorsunuz ki hukuğumuzda yaptığı işler yasak ve bir avukat olarak onunla olmanız da hoş değil. Herhangi bir konumuzda parmağı tespit edilirse sizi büyük bir yaptırım bekler" demesiyle ellerim sinirle yumruk oldu. Cidden hayatıma girmiş olmasına ve statüsü yüzünden benimle böyle konuşma cesareti bulmasına lanet ediyorum.

"eğer demirin dediğiniz gibi bir sıfatı olsaydı şuan dışarıda değil tam da istediğiniz gibi içeride olurdu. Demirin yani sevgilimin böyle bir sıfatı olmadığını, gayet dürüstlükle restoran işlettiğini çok iyi biliyorsunuz. Ayrıca kişisel hayatımda kiminle birlikte olduğum ya da gezip tozduğum ancak ve ancak beni ilgilendirir. He ayriyetten demiri işime karıştırırsam da emin ki ruhunuz duymaz siz zaten bunu çok iyi biliyorsunuzdur" onu küçümseyici bir tavırla son cümlemi kurduğumda sinirle çenesi kasıldı. Bu adamın beni elde edememe hırsından cidden sıkılmıştım. Tayin süresi dolsaydı da defolup gitseydi keşke.

"suçlarını ortaya çıkartamamız onu suçsuz yapmaz" diye sinirle uzattı lafı. Daha fazla onunla bu konuda münakaşa etmemek için ayağa kalkıp samimiyetsiz bir gülüşle ona baktım.

"kanıt yoksa suçta yoktur savcım. Bunu size hatırlatmam bile gerekmemeli. Her ne kadar kalıp kuruntularınızı dinlemek istesem de böyle boş işlere sizin aksinize ayıracak gram vaktim yok. Müsaadenizle"

"bir savcıyla konuştuğunu unutma avukat" diye sinirle çıkıştı.

"bir savcı olarak sizi ilgilendirmeyen aşk hayatıma burnunuzu sokarsanız kişisel alanıma girmiş olursunuz ve kişisel alan ihlali karşılıklı olarak sınırların aşılmasıdır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"bir savcı olarak sizi ilgilendirmeyen aşk hayatıma burnunuzu sokarsanız kişisel alanıma girmiş olursunuz ve kişisel alan ihlali karşılıklı olarak sınırların aşılmasıdır. Aşılan sınır da aramızdaki resmiyete darbe vurur ve kişiler kendilerini savunmak için eşitlenir. Ayriyetten siz de biliyorsunuz ki hukukta herkesin kendini savunma ve açıklama hakkı vardır. Yani yaptığım saygısızlık değil kendimi savunma" diye alay variliğimi çokta saklamadan açıkladım. Çenesi sinirle iyice kasılırken şansımı çokta zorlamadan çantamı aldım ve samimiyetsiz bir şekilde iyi günler dileyerek kapıya yöneldim.

ASYA (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now