IV-Yeniden Doğmanın İmkansızlığı

13 1 0
                                    

İnstagram; dila.bostan

BÖLÜM 4

YENİDEN DOĞMANIN İMKANSILIĞI 

***



Gün ortasında esir alınmış, yitip solmuş bir ruh gibi çıktım onun odasından. Bomboş koridoru varlığımla birlikte odasından gelen kırılma sesleri doldurdu. Kalbimin içinde birileri sustu yine. Zaten onlar konuşmayı bilmiyorlardı.

Kalbimin içindekiler bile Zamir Abbasoğlunun esiriydiler. Gönlümdeki hisler bile teröristin adamlarıydı sanki. Sırtımı duvara yasladım, ciğerlerimi derin bir nefesle doldururken aklımdaki tek düşünce onunla nasıl burada karşılaştığımdı.

O patlamadan nasıl sağ çıkmıştı?

Nasıl MİT çalışanı olmuştu?

Leyan, hala nefes alıyordu benim gibi, peki benim aksime yaşıyor muydu?

Gözbebeklerim kuruyup kalmış gibi yanarken koridorun başındaki asansörün sesi duyuldu. "Abbasoğlu?" Sevgili buzdolabının sesiyle gözlerimi araladım. "Alkıran?"

"Bu katta ne işin var?" sesindeki soğuk tını tenimin üşümesi için yeterli değildi. "Arkadaşına sormalısın." diye mırıldandım yorgun bir sesle. Sırtımı duvardan çekip bende ona doğru adımladım. Üzerinde ceketi yoktu, bedeni beyaz gömlekten taşacak gibi duruyordu. Başka bir zamanda bu görüntüye saatlerce gülebilirdim.

Çocuk reyonundan mı giyiniyordu bu adam?

Gözlerimi yüzüne kaldırdığımda dudağının kenarında biriken kanı gördüm. Kaşlarım ani bir şaşkınlıkla çatıldı. "Dudağını mı patlattın Alkıran?" diye sordum zerre merak etmediğim halde. Gözlerimi üzerinden çekip asansöre doğru yürüdüm.

"İpek seni neden buraya getirdi?" diye sordu benim sorumu es geçerek. "Dediğim gibi bana değil ona sor." Arkamdan geldiğini üzerime düşen gölgesinden anladım. Gölgesi bile dev gibiydi. İçimi kemiren bir merakla aniden durup döndüğümde affalladı, bana doğru bir adım daha attığında ayağıma bastı.

"Siktir!"

"Hay sikeyim!"

Ayağımın acısıyla istemsizce ettiğim küfür onunkiyle çarptı. Dizlerimi kırıp ayağıma doğru eğilirken elleri dirseklerimi tuttu. "İyi misin?" diye sordu. Soğuk sesinde ilk defa bir duygu vardı. Şaşkınlık.

"Ayağımı kırdın be!" diye bağırdım acıyla. Kaç metrelik adam ayağıma basmıştı sonuçta. Azımsanacak bir acı değildi ya!

"Abartma Abbasoğlu." Başımı kaldırıp yüzüne sinirle baktım. Suratı suratıma niye bu kadar yakındı? "Dev gibi adam ayağına basarsa sen abartmazsın çok bilmiş!"

Sırtımı doğrulttuğumda soğuk ellerini tenimden çekti. "Boyun kaç be senin!" Gözlerim bir ona bir ayağıma kayıyordu. Canım parmaklarımın resmen pestili çıktı!

"İki metre yedi santim bücür." Ellerini cebine koyup bana dik dik baktığında ağzım açık kalmıştı. "Çüş!" dedim birden bire. Savaş Alkıran beni bir kez daha şaşırtarak dudaklarını hafifçe kıvırdı. "Utanmadın mı Allah boy dağıtırken hırsızlık yapmaya?" dedim alayla.

Gözlerimi ayaklarından başına kadar gezdirdim. "Milletin hakkını yemişsin resmen." Bakışlarına eğlendiğini belli eden bir ifade oturdu. "Sanki sende biraz yemişsin Abbasoğlu hı?"

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 11, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Günah Lekesi +18Where stories live. Discover now