I-Sır Kuyusunun Dibindeki Ölüler🔥

85 8 79
                                    

İnstagram; dila.bostan

BÖLÜM 1

Sır Kuyusunun Dibindeki Ölüler

 Rei, / Nereye Gidiyorsun?

Gırtlağıma kadar doluyken, öyle çok boş hissediyordum ki

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Gırtlağıma kadar doluyken, öyle çok boş hissediyordum ki... Nefes alamayacak kadar doluydum, aldığım her nefeste boğulacak kadar da boş. Mutsuz hissetmiyordum, ama mutluluğun kelime anlamını bile bilmiyordum. İçimde taşıdığım bütün duygular çekilmiş gibiyken o duyguların altında ezildiğimi hissediyordum. Yaşadığımın farkındaydım ama hissedemiyordum.

Gülerken gözlerim parlıyordu, o ışık ardındaki yangından alıyordu halbuki parlaklığını. O yangının küllerini öksürüyordum lakin yangın nerdeydi onu bile bilmiyordum.

Her an düşecekmişim gibi, düşersem asla toparlayamayacakmışım, darmadağın olacakmışım gibiydi hislerim. Kendimi kağıtlara yazıyor sonra o kağıtları ateşe verip yok ediyordum.

Cenazelerin aslının insanlara veda etmek olduğunu ilk kez öğrenmiyordum ama ilk kezmiş gibi canım yanıyordu. Bir cenazenin değil, bir hayatın altında kalmış, ezilmiş ve parçalanmıştım.

Adımlarım o kadar sessizdi ki, koskocaman evin içinde bi hayaletin bile sesi duyulmuyordu. Ama biliyordum. O buradaydı. Tıpkı benim gibi o da bu lanet orman evinin içindeydi. Ve yine o da benim gibiydi...

Her katil suç mahalline döner...

Ellerimdeki titremeleri durdurmak için avuçlarımı eteğimin uçları ile doldurdum. Kalbim o denli hızlı atıyordu ki, bu evden ikinci kez bir ceset çıkacaktı. Korkudan değildi bunun nedeni. Onu görmek istiyordum. Etini tırnaklarımın altında hissetmek, varlığının asıl

Adımımı mutfağa attığım sırada ay ışığının aydınlattığı takvime çarptı gözüm 23 Aralık 2022 . Bugün çocukluğumun geçtiği bu evin bir cinayet mahalliği oluşunun bilmem kaçıncı yılıydı. Bugün bu evde çocukluğumun katili beni arıyordu.

Alışık olduğum orta tezgaha ilerledim. Gözlerim mutfağı taramadı. Ezbere bildiğim üçüncü çekmeceyi açıp küçükken hep kullanmak istediğim o büyük kalın bıçağı elime aldım.

Buğday rengi tenimde parıl parıl parlayan gümüş bıçak kalbimin ritmini kırdı. Gözlerim mutfak kapısına kaydığında evin içinde bir gürültü koptu. "Hoşgeldin" sesimin bütün eve dağılışını dinledim.

Mutfağın ışıkları açılır gibi oldu, o kısacık saniyelik anda gördüğüm en net şey gecenin şafağından bile parlak mavi gözlerdi.

Gözleri Lavinia gözleri kalbimi hep korktuğu okyanusun içinde yüzdürüyor...

Aklımın bana oynadığı oyunu kırdım. Dudaklarım iki yana doğru kıvrıldı. "Sana söylemedi mi?" diye bağırdım, adımlarımı mutfak kapısından geçirmek üzereyken. "Bir kadından, özellikle kanatları parçalanmış bir kadından ruhunu çalarsan başına ne gelir sana anlatmadı mı?"

Günah Lekesi +18Where stories live. Discover now