"yapma. Şevkat gösterme yoksa tüm direncim kırılır" diye engelledim onu. Anlayışla başını salladı ve elini indirdi. Gözüm tekrar linaya giderken bir milim bile kıpırdamadığını gördüm.

O Benim mucizem, benim tek tutanağımdı. Annemden sonra bana yollanmış aydınlığımdı ve şimdi benim aydınlığımı elimden almaya çalışıyorlardı. Asla buna izin vermezdim asla. İçim deli bir hırsla doldu. Kim yaptıysa hayatını bitirmişti ve ben de bunu zevkle yapıcaktım.

"amirim sorguya başlamamız gerekiyor"

"tamam hakan. İçeridekinin sıradan bir şüpheli olduğunu aklından çıkarma. İçeride olan ne benim yeğenim ne de yargıtay başkanının kızı sakın ayrımcılık yapma. Gerekeni yap, gerektiği gibi davran ve cevapları al" diye kati bir dille polis memurunu uyardı. Bunu yapması sağlıklı olandı o yüzden bir şey demedim. Ayrımcılık onu suçlu gösterirdi çünkü diğer şüphelilerden amcam ve babam yüzünden ayrılıyordu ve herkes onu kayırdığımızı düşünürdü.

Diğer hedefi ben oldum. Ellerini kollarıma koyup gözlerimin içine baktı. Onun otoritesine şuan gerçekten çok ihtiyacım vardı.

"buradayız sakin ol ve işini yap. Karşındaki kardeşin değilmiş gibi düşünecek, profesyonel olacaksın. Tek bir zafiyet belirtisi görmek istemiyorum. Anladın beni dimi" demesiyle kafamı salladım ve kollarımı kurtarıp polis memurunun girdiği kapıya yöneldim. Kapıya gelmemle derin bir nefes çekerken içime amcamın dediği gibi zırhımı kuşandım. Diğer türlüsü linayı daha çok korkuturdu. Zayıflık onu korkuturdu.

"buyurun Asya hanım şöyle geçin" polis memurunun adımı söylemesiyle lina bir hayat belirtisi verdi ve kafası dehşet bir hızla yukarı kalktı. Onun o yüzündeki ifadeyi gördüğüm an tüm kanım çekildi resmen. Ağlamaktan gözleri şişmiş kıpkırmızı olmuştu. Benim kardeşimi nasıl bu hale getirilerdi. Kim buna nasıl cesaret ederdi.

"abla" acı ve umut dolu çığlığıyla yerinden kalkıp kollarıma atıldığında sıkıca sardım onu. Öyle sıkıyordu ki beni.. Hele o korkusunu hissetmek kolumu kanadımı kırmıştı.

"buradayım güzelim buradayım bitanem. Ağlama seni almaya geldim"

"abla yemine derim ben bir şey yapmadım. Yemin ederim ben öldürmedim. Ben yardım etmeye çalıştım abla yemin ederim" ağlamaları arasında zorla cümleleri kurarken sakinkleşmesi için saçlarını okşadım bir süre.

"biliyorum güzelim. Tabi ki bir şey yapmadın. İnsan büyüttüğü bebeğini bilemez mi." diyip onu kollarımdan çıkardım. Yanaklarını ellerim arasına alırken hala durmadan akan gözyaşlarının üstüne birer öpücük bıraktım. "şimdi senden sakin olmanı her şeyi olduğu gibi anlatmanı ve asla korkmamanı istiyorum. Anlaştık mı. Ben buradayım. Yanındayım her zaman" demenle hızla kafasını salladı.

"beni burada bırakmıcaksın ama dimi"

"seni asla ardımda bırakmam bebeğim. Hadi gel oturalım ve şu işi halledip çıkman için biran önce işe koyulalım" dememle titreyen bedenini sandalyeye oturttum.

"hakan kaydı başlat" amcanın sesi geldiğinde dışarıdan, Hakan denileni yaptı ve sonra da karşımızdaki sandalyeye oturdu.

Lina can simidi gibi elimi tuttu o an. İçimde fırtınalar kopsa da her şey yolundaymış gibi güven verircesine gülümsedim. Aldığı gülümsemeyle onunda dudakları hafifce kıvrıldı ya ben de biraz rahatladım.

"evet lina hanım hazırsanız başlayalım. Şimdi ilk önce sakin olmanızı, asla korkmamanızı ve bize sakin bir şekilde hiç bir detayı atlamadan neler olduğunu, olayın içinde ne kadar yer aldığınızı ve nasıl bir rol üstlendiğinizi dürüstçe anlatın" demesiyle lina kasıldı ve bana baktı. Daha çok sıktım elini sakin ol dercesine ve hadi dercesine gözlerimi açıp kapatarak cesaretlendirdim onu. Güzel kahve ela karışımı gözlerini benim mavi gözlerimden alıp hakana çevirdi..

ASYA (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now