26

255 41 35
                                    

İSMAİL

Söz verdim. Bırakmam, dedim. Gözleri kapalı. Zayıf bedeni çok güçsüz duruyor.

Bırakmam, dedim.

Hemşire hırkasının kolunu yukarı doğru sıyırdığında buğulanan gözlerimi yüzüne çevirdim. Serum için damar yolu açılıyor. Canın acıyor mu?

"Hocam siz gidebilirsiniz. Serum kendine getirecektir. Sizi haberdar ederim."

"Bırakmam, dedim."

Sesim fısıltıdan farksızdı. Yanaklarımdan süzülen yaşlarla yutkundum. Bırakmam, dedim.

"Hocam kendinize gelin! Size ihtiyacımız var."

Kolumda hissettiğim baskıyla irkildim. Berkay, çatılmış kaşlarıyla bana bakıyordu. Gözlerimi sıkıca kapatıp açtım.

"İsmail kendine gel. Şu an acilde kalabalıksın. Girmen gereken ameliyat var."

Kolumu çektim elinden. Kaşlarımı çattım. Birkaç adım geriledi.

"Git hastalarına bak. Ameliyatlarımın çetelesini mi tutuyorsun sen?!"

"Yanlış anlıyorsun, dostum. Şu an iyi düşünemiyorsun. Serumlu kızda takılıp kaldın. Hemşireyi duymuyorsun bile. Aranızda duygusal bağ var anladığım kadarıyla ama-"

"Lan var yok sana ne! Git işine! Ne yaptığımı biliyorum ben. İşimi öğretmeye kalkışma bana!"

Ağzında bir şeyler geveleyip gitti. Başımı çevirdiğimde hemşire dikkatini bana vermiş hâlde duruyordu. Gözlerimi Müge'ye dokundurmamaya çalışarak konuşmaya başladım. Yoksa burdan ayrılmam zorlaşacak.

"Bir saat sonra ameliyata gireceğim. Uyandığında ameliyatta olduğumu söyle, lütfen. Kolay gelsin."

"Tamam hocam."

Acilden çıktım. Buğulanan gözlerimi kırpıştırıp adımlarımı tuvalete çevirdim.

"Hocam!"

Duyduğum sesle adımlarım yavaşladı. Gülşah koşarak bana doğru geliyordu. Aklıma gelenle adımlarımı sabitledim. Nefes nefese kalmış hâlde yanıma geldi.

"Hocam gireceğiniz ameliyat-"

"Gülşah bugünkü ameliyata sen girmeyeceksin. Bunu konuştuk seninle. Arkadaşlarından birini seçtim."

Başını salladı durgunca. "Peki hocam."

"Rahat bir başörtü, sıcak tutacak uzun kollu üst ve alt giysi istiyorum. Small beden olsun."

Çorap?

"Hocam ben anlamadım. Şimdi neden istiyorsunuz ki bunları? Annenize desem anneniz bu sabah yola çıktı, dediniz. Kardeşiniz de yok ki. Eşiniz desem o da yok-"

"Çorap..." Durdum. Aval aval bana bakıyordu. Derin nefes alıp verdim. Çok konuşan bir asistanım var.

"Acilde Gülnaz Hemşire var. İsmail Hocanın hastası varmış, onun için dersin. Bunları Gülnaz Hemşireye ver o halleder."

Başını salladı heyecanla. Düşünceli hâle büründüğünde kısa nefes çektim içime. Neyi anlamadın?

"Rahat başörtü... Uzun kollu üst ama sıcak tutacak... Alt da olacak ve o da sıcak tutacak. Son olarak çorap. Small beden." dedi zafer kazanmış gibi gülümseyerek. Ona bakmayı sürdürdüğümde hemen yanımdan ayrıldı. Başımı iki yana sallayıp tuvalete doğru ilerledim. Biraz sarsmak lazım.

...

MÜGE

Gözlerimi araladığımda bir odanın içindeydim. Kendimi sebepsizce iyi hissediyorum, dinlenmiş.

boşluk (texting)Where stories live. Discover now