boşluk (texting)

25

Siz/ İsmail

İsmail/ Günaydın sknsks

İsmail/ Tam da sana mesaj atacaktım :)

İsmail/ Önce davrandın

Siz/ İyi misin

İsmail/ İyiyim iyiyim lsnsjskks

İsmail/ Günaydın mesajı aticam dedim ya sana

İsmail/ Uyu demiştim ondan da ne oldu bir şey mi var neden durgunsun Müge

Siz/ Degolim

Siz/ Çok kötü bir şey oldu

İsmail/ Ne demek değilim ne oldu sana

Siz/ Ağlamamı durduramiyorum ben çok kötüyüm ne yspicam bilmiyorum

İsmail arıyor...

Yüzümü düzensizce silip cevapladım. Çocuk gibi ağlıyorum. Ben istemiyorum. Bir şey olmasın.

"Müge neyin var senin? Korkutuyorsun beni."

Ağlayışlarım şiddetlenirken telefonu kenara bıraktım. Çok kötüyüm ben.

"Tamam." dedi titreyen sesiyle. "Yanındayım ben. Rahatla, konuşacağız. Burdayım. Sen sakinleşene kadar bekliyorum."

Titreyen ellerimle yüzümü sildim. Canım acıyor. Tekrar dolan gözlerimi telefona çevirdim.

"İsmail..." dedim boğuk çıkan sesimle. "Beni hiç bırakma olur mu?"

Sık nefesleri geliyor kulağıma. Boğazımdan kopan hıçkırıkla ağzımı kapattım hemen. Ben istemiyorum. Gitme.

"Bırakmam, Müge."

Sesi acılı geliyordu. Dolan gözlerimi sertçe silip burnumu çektim.

"Söz mü?"

"Söz."

Göğüsüme vuran sert ağrıya dayanamadım. Boşalmıştım.

"Sen ölme İsmail! Kimse senin gibi bakmıyor bana. Gitme sen. Ben dayanamıyorum. Çok çok zor. Allah için hayata tutunuyorum ben. Onun için sabrediyorum. Ben taşıyamıyorum kendimi. Çok zor... Güçlü kalmaya çalışmak çok zor."

Kendimi bıraktım. Ağlıyorum.

"Lan gelemiyorum yanına!" diye bağırdı. Bir şeyler döküldü. Ağlayışlarım şiddetlenirken telefonu kapatıp yatağıma sindim. Allahım ben bu acıya nasıl dayanacağım?

...

Zil sesiyle gözlerimi aralamaya başladım. O sırada başıma giren ağrı ile gözlerimi kapattım hemen. Başım zonkluyor.

Telefonumdan gelen sesle gözlerimi zorlukla açtım. Elimle telefonu ararken elime değen soğuklukla duraksadım. Almak için hamle yaptığımda elimden kaydı ve düştü yere. Hayır ya.

Başım dönüyor. Başımı kaldıramıyorum. Açlıktan bulanan midemle vücudum titriyordu. Ben iyi olmak istiyorum. Mutlu olmak.

Zil sesi art arda gelirken kalkmak için kendimi zorlasam da başaramadım. Şu an aklımda sadece namaz vakitleri var. Çok mu uyudum? Vakit kaçırdım mı ben? Nasıl kalkacağım? Abdest almam gerek.

Gürültülü sesle sıçradım. Kalbim çok hızlı atıyordu. Korkuyorum. Allahım yardım et.

"Müge! Nerdesin?!"

Parmaklarım saçlarıma uzanmak için hareketlenirken başıma saplanan ağrıyla inledim. Sesim çıkmıyor. Buğulanan gözlerimle dişlerimi dudağıma geçirdim. Utanıyorum.

"Müge..." dedi kısık sesle. Sesi yakından geliyordu. Kendimi gizleyebilecekmişim gibi gözlerimi kapattım sımsıkı. Yanaklarımdan süzülen yaşlarla yutkundum art arda. Ört beni Allahım.

"Korkma..." dedi güven veren sesiyle. Kesik kesik ağlamaya başladım. Gözlerimi açamıyorum.

Saçlarımda gezinen parmaklarıyla nefesimi tuttum. Başıma hırkamın şapkasını geçirdi. Yavaşça beni kucağına aldığında yutkunuşunu duydum. Kollarını gevşetip sıklaştırdı. Utançtan vücudum yanıyordu. Hızlı adımlarla yürümeye başladı.

Yüzüme isabet eden sıcak yaşlarla sertçe yutkundum. İsmail...

"Saçlarının hepsini sakladım."