10. Bölüm

142 49 4
                                    

Söylediğim sözler karşısında asrın şok olmuştu. Öyle derin bakıyordu ki gözlerimin içine. Uzun bir süre konuşmadı. Tepkilerini ölçmeye çalışıyordum.

"Sen ciddi misin?" dedi.

"Hemde hiç olmadığım kadar"
Hiç görmediğim bir gülümseme bıraktı asrın ortaya.

" Yani sen, bu söylediklerin, yani sen şimdi benimle, biz mi yani sen ve ben ikimiz."

Saçmalıyordu ama en doğru kelimeleri kullanarak. Tanımıyordum onu ama bildiğim kadarıyla asrının ilk defa saçmaladığına yemin edebilirim.

"Hı hı" kafamı salladım gülümseyerek.

Hızla yanıma gelip koca kollarıyla tüm bedenimi sardı. Aitlik hissi sardı dört bir yanımı. Evet ben bu kollara bu kokuya aittim sanki. Bende kollarımı doladım asrının boynuna kafasını boynuma gömdü. Ne kadardır bu haldeyiz bilmiyordum. Özlemiştim sanki ona yıllarca sarılamamışım hasretinden yanıp bitmişim de şimdi küllerim yeniden alev almış gibi.
Asrın bir nefes çekti ciğerlerine

"İşte bu koku, bu koku beni benden ediyor."

Kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı başka parlıyordu daha da harlıydı sanki ateşi.

" Bu anı yıllardır bekliyordum sanki"

Benimle aynı duyguları paylaşması beni hüzünlendirmişti.
Gözümden mutlu bir yaş düştü yanağıma. Elinin tersiyle okşarcasına sildi. Baş parmağı ıslak yanağımda gezdi.

"Sen bundan sonra asla ağlamayacaksın,  mutluluktan olsa bile."

Her söylediği sözle yüreğim daha da kayıyordu ona. Tebessümüme karşılık bir kez daha kendi göğsüne çekip sarıldı, minik buseler bıraktı saç tellerime.

"Bu zamana kadar nerdeydin sen?"

Koltuğa oturttu beni tam karşıma oturup ellerimi ellerinin arasına aldı.

"Sana kolay olacak demiyorum, ben kolay bir adam değilim biliyorum. Ama sende tılsım var sanki bir bakışınla dinginliyorsun beni. Daha önce başıma hiç böyle bişey gelmedi. Güzelliğin beni büyülüyor asya. Hele kendine has o dikbaşlılığın beni sana çekiyor. "

"Bende kolay olacağını sanmıyorum, ama ben senin ateşinle yanmaya hazırım. Seni rüyamda gördüm biliyormusun o ilk tanıştığımız gün hatırlayamadım ama sonra hatırladım. Sen beni kollarının arasına alıyordun ve başımızdan küller yağıyordu."

"Bir dakika o gün bende böyle bir rüya gördüm. Hatta sana benzettiğim için çok dikkatli baktım sana ama emin olamadım"

"Sen o yüzden mi dik dik bakıyordun bana. Nasıl bi rüyaydı anlatsana"

"Her yer yanıyordu sanki cam bi fanusun içindeyim. Karşı kaldırımda bir bank var orda bir kadın oturuyor saçları uçuşuyor. Denizi seyrediriyor. Ateş kadına doğru yaklaştı kalkmasını söylüyorum beni duymuyor, görmüyor. Ardından bi adam yaklaştı ateşlerin üstüne basa basa kadının yanına gitti. Ona da sesleniyorum ama o da duymadı. İkiside yanacaklar çok az kaldı. Adam kadının yanına oturdu dikkatli bakıyorum fanustan o adam benim. Kadın başını yasladı adamın omzuna birden yağmur bastırdı. Bütün ateş o yağmurun şiddetiyle söndü."

Ağzım açık kalmıştı benim gördüğüm rüyayla nerdeyse aynıydı bu.

"Neden öyle bakıyorsun?" dedi asrın.

"Benim gördüğüm rüyayla senin gördüğün rüya neredeyse aynı asrın bu bi tesadüf mü sence?"

"Hayır değil biz birbirmizin geleceğini önceden görmüşüz ve biz birbirmize çok iyi geleceğiz asya."

Duman KarasıWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu