Sessizce Akıtılan Göz Yaşları

Start from the beginning
                                    

"A-askerler-"

"Onlar mı yaptı sana bunu? Dövdüler mi?"

"Silahla korkutmaya çalıştılar. Korkutamadıkları için başka bir şey ile tehdit ettiler."

"Ne ile tehdit ettiler?" Bir süre duraksadım ve sessizce göz yaşlarımı dökmeye devam ettim.

"Kaçmaya çalıştım. Ama yapamadım. Bacaklarım yüzünden. Hiçbir şey yapamadım," dedikten sonra göz yaşlarım daha da şiddetlenmişti. "B-bana saldırdılar."

"N-nasıl?" Diye sorduktan sonra onun da göz yaşları şiddetlenmişti. Ben ise yerimde titriyor ve göz yaşlarımla anlatmaya çalışıyordum.

"O-onları tatmin edersem serbest bırakacaklarını söylediler. Ben kabul etmedim. Yahudi olup olmadığımı sorduklarında cevap veremedim," dedikten sonra devam ettim. "Yahudi olduğumu öğrendiklerinde de hiç acımadılar. S-sesimi çıkartmaya çalışsam ya da h-hareket etmeye çalışsam daha da y-yaktılar c-canımı-"

"H-hepsi benim hatam. Seni yalnız bırakmamalıydım," dedikten sonra sinirle ayağa kalkmıştı ve yere vurmaya başlamıştı. Bana doğru döndüğünde hızlıca yanıma oturdu. "Çok özür dilerim Felix. Her şey b-benim yüzümden."

"H-hayır, benim yüzümden. Kendimi koruyamadım." Bunu dedikten sonra Hyunjin karşıma geçmişti ve yüzümü elleri arasına almıştı.

"Asla! Sen çok güçlü durdun ve dayandın. Sen-" cümlesini tamamlayamamıştı. "B-ben sana bakmaya kıyamazken, onlar sana..."

"Benimle işleri bittikten sonra b-beni b-bir çöp gibi fırlattılar," dedikten sonra bir süre durdum ve devam ettim. "Daha sonra da bayılmışım."

"S-sen, saatlerdir bu soğukta, yatıyor muydun?" Diye sorduktan sonra konuşmaya devam etti. "Titriyorsun."

"Soğuğu çok hissetmiyorum, merak etme," dedikten sonra yanıma geçmişti.

"Keşke seni ısıtabilsem. Ama bunu bile yapamıyorum."

"Birbirimize sarılırsak ısınırız belki."

"Canını yakmak istemiyorum."

"Sen canımı yakmazsın," dedim ve Hyunjin'e döndüm. O da bana doğru döndü ve birbirimize sarıldık. Kafamı omzuna koymuştum. "B-ben ölmek istedim Hyunjin. Ölmek için Tanrı'ya bile yalvardım."

"Bunları yaşadığın, düşündüğün için özür dilerim," dedi ve devam etti. "Bunları yaşamayı, bedenindeki ağrıları hiç hak etmedin."

"Sen neden özür diliyorsun ki? Senin bir suçun yok." Bir süre sessiz kaldık. Sessiz kaldığımız sürede Hyunjin'i izlemiştim. O da beni izliyordu.

"Buradan gidelim mi?"

"Nasıl gideceğiz ki? H-hareket edemiyorum." O an kendimi çok kötü hissetmiştim. Yerimden bile kıpırdayamıyordum. Fazlalıktan başka bir şey değildim.

"Ben seni taşırım. Canını yakmam."

"B-ben çok yük oluyorum," dedikten sonra devam ettim. "Beni bırakıp git."

"Bunu yapar mıyım?" Diye sorduktan sonra devam etti. "Bunu bana nasıl sorabilirsin?"

"Bir ölüden farkım kalmadı ki."

K.G. || HyunlixWhere stories live. Discover now