Derin ve Sonsuz Bir Gökyüzü

62 13 96
                                    

"Bu hayat için yeterince güçlü değilim.
Ama gökyüzümüzde güçlü olabilirim değil mi?"

7 Kasım 1938, Almanya

Yoldan geçen insanları izliyordum. Hepsi bize tiksindirici bakışlarını atıyordu. Ben ise, sadece onlara bakıyordum. Hiçbir şey hissetmeden, sadece boş bakışlarımla onları izliyordum.

Biz sadece yaşamaya çalışıyorduk. Bu soğukta, bu ülkede bir şekilde yaşamaya çalışıyorduk.

"Felix." İsmimin seslenildiği tarafa döndüm.

"Hyunjin."

"Burada ne yapıyorsun?"

"Bilmem. Öyle bakıyorum."

"Dışarda çok durmamalısın. Biliyorsun durumları."

"Biliyorum Hyunjin," dedim ve devam ettim. "Biz onlara ne yaptık ki? Biz de onlar gibiyiz, insanız. Tek farkımız Yahudi olmak sadece."

"Biz de böyleyiz," dedi ve gülümsedi.

"Sence ne zaman sona erer?" Diye sordum ve gözlerimle insanları gösterdim. "Biz ne zaman böyle özgürce dolaşabileceğiz?"

"Buna bir şey diyemem."

"Hyunjin, bana bir söz verir misin?"

"Ne sözü?"

"Eğer, ikimizden birisi ölürse-"

"Sen ne diyorsun?"

"Yapma bunu. Biz yaşamayacağız. Bizi de öldürecekler. Sıra bize de gelecek. Kaçışımız yok."

"Belki yaşamayacağız, öleceğiz. Ama yine de böyle yapma."

"Neden böyleyiz biz? Bizim suçumuz ne? Neden bize acımıyorlar? Neden yok ediyorlar?"

"Gidelim mi buradan?"

"Gidecek bir yerimiz yok ki Hyunjin."

"Bir delik buluruz mutlaka," dedikten sonra elimden tuttu ve ayağa kaldırdı. Birlikte yürümeye başladık. Hava çok soğuktu. Her yerim titriyordu. Ama yine de yürümeye devam ediyor ve kalacak bir yer arıyorduk etrafta.

"Şu dükkanın arka tarafında kalabiliriz," dedi Hyunjin ve o tarafa doğru yürümeye başladı. Ben de peşinden gitmiştim. Geldiğimizde yavaşça oraya oturdum. Bacaklarımın ağrısı rahatça oturmaya bile izin vermiyordu. Çok fazla sızlıyorlardı. Bu ağrının acısına son vermek istiyordum. Ama dayanabilirdim. Bacaklarımın ağrısı, bu yaşananların yanında bir hiçti.

"Bacakların mı ağrıyor?"

"Biraz. Ama o kadar önemli değil. Geçer şimdi," dedikten sonra biraz ovmaya başlamıştım. Hyunjin ise bacağıma kısa bir bakış atmış sonra da bacağımı kendine doğru çekmiş ve sıyırmıştı. Gözleri şok içinde bakıyordu.

"Bacakların, çok kötü durumda Felix. Ödem toplamış hep."

"A-ama nasıl?"

"Günlerdir hiç dinlenmeden yürüyoruz. Sana yorulduğunda durabileceğimizi söylemiştim. Neden dinlemedin beni?"

"B-ben sadece oradan kaçmak istemiştim."

K.G. || HyunlixWhere stories live. Discover now