Bölüm 26 = Pratik Yapmak

Start from the beginning
                                    

Selim'in iki parmağının arasında tuttuğu fındığı tam ağzına atacakken durdu.

Cem onun bakışlarındaki munzurluğun gidip yerini daha ciddi bir hal aldığını görünce içten içe gülümsedi. "Var mısın yok musun?"

Selim elindeki fındığı ağzına atıp yavaşça çiğnerken "Pratik ve dersten kastın nedir?" diye sordu tereddütle. Cem'e ansızın gelen bu deli cesareti onun gözünü korkutmamış değildi ama en fazla ne yapabilirdi ki?

Bu sefer sıra Cemdeydi. Selim onu alnından öperek gafil avlamıştı ve şimdi aynısını yapma sırası ondaydı. Cem onun elindeki fındık kasesini alıp sehpanın üstüne bıraktı ve bacaklarını açarak Selim'in kucağına oturdu.

Selimin ağzı şaşkınlıkla açılırken Cem onun itiraz etmesine veya kendi cesaretinin kırılmasına izin vermeden dudaklarına yumuldu. Selim'in ne hissettiğini bilmiyordu ama Cem'in kendi kalbi delicesine atıyordu. O sıcak ve nemli dudaklar kendisine karşılık vermese de onu da geri itmemiştiler. Cem dilini onun ağzının içine gönderip göndermemekte kararsız kalmıştı ki son anda vazgeçip kendisini geri çekti. Bu hareket bile anlaşılan Selim için çok fazlaydı. Öpücüğüne karşılık verseydi belki yapabilirdi ama alamadığı bir karşılık için böyle bir şey yapmayacaktı.

Cem onun donuk bakışlarını incelerken "Fazla mı geldi senin için?" diye sordu fısıltıyla karışık çıkan sesiyle.

Selim sadece yutkundu. Bu performansı burada değil de Cuma günü orada sergilemelilerdi fakat orada da şimdiki gibi donup kalırsa başlarına büyük bir iş açardı. Yine de Cem'in onun kucağına oturması ve böyle bir hamle yapması kendisinde beklemediği sonuçlar oluşturmuştu. Şimdiye kadar sadece Zeliha'nın neden olduğu şeyler, -ki onda bile kıza o şekilde yaklaşması yıllarını almıştı. Zeliş çok inatçı biriydi ve konu Selim'in kendisi olunca asla pes etmiyordu, fakat o bile şuan Cem'in neden olduğu şey için bir yıl uğraşmıştı.

Cem Selim'den herhangi bir yanıt alamayacağını anladığı an "Neyse ben haddimi aştım özür dilerim hiç olmamış say" diyerek tam onun üzerinden kalkıyordu ki Selim bir elini onun baldırına diğeri ile de kalkmak için koltuktan destek alan bileğini tuttu.

"Hayır aşmadın, aksine doğru bir şey yaptın. Ben sadece hazırlıksızdım" diyerek yutkundu. "Beni hazırlıksız yakaladın."

Cem kalkmaktan vaz geçip ağırlığını geri onun kucağına bıraktı. "Bunu yapabilecek misin? Yani Heteroseksüel olduğunu biliyorum ama bir erkekle sevişmek gerçekten de göründüğü kadar berbat bir şey değil" derken Selim tam bir şey demek için araya girecekti ki Cem her zamanki gibi hiç susmadan konuşmaya devam etti. "Eğer orada çok zorlanırsan gözlerini yumar ve benim bir kadın olduğumu hayal filanda edebilirsin yani illaki gözlerime bakacaksın diye bir kaide yok o yüzden rahat ola..."

Selim artık onun bu saçmalıklarına dayanamayıp "Lan bir sus da motorun soğusun" diyerek araya girmeyi başardı.

Cem birden sustu ve ardından uzunca iç çekti. "Ben sadece senin tiksineceğin bir şey yapmanı istemiyorum. Benim için bir kızla sevişmek ne kadar kötü hissettiriyorsa senin içinde durumun bir erkeğe karşı böyle olduğunu bildiğimden seni zor duruma..."

Selim sadece onun hareket eden dudaklarının hararetle açılıp kapanışını izliyordu. Artık Cem'in tüm bu saçmalamalarına dayanamayacağını anladığı an oğlanı deminden beri tuttuğu bileğinden kendisine doğru çekip öptü.

Cem'in gözleri şaşkınlıkla aralandı fakat ardından eğer Cuma günü ifşa olmak istemiyorlarsa gerçekten de bunu yapmaları gerektiğinin farkına varıp onun öpücüğüne karşılık verdi.

Dudakları ilk başta ne kadar sadece birbirlerinin üzerinde usulca gezinse de Cem elini Selim'in baldırının üzerinde gezinen elinin üstüne koyup onu biraz daha yukarıya doğru çekiştirerek poposuna doğru yönlendirdi.

Selim Cem'in yönlendirmelerine uyarken sevişmenin cinsiyetinin olmadığını o an anladı. Önemli olan sadece zevk almaktı ve karşısındakinin sikini görmediği sürece bence bu büyük bir sorun teşkil etmiyordu. Beden bedendi sonuçta. Onun siki ile temasa girmediği takdirde bu işin altından rahatlıkla kalka bilirdiler.

Cem ellerini Selim'in boynuna dolayıp kendisini biraz daha ona doğru bastırınca Selim ne zaman yumduğunun farkına bile varmadığı gözlerini açıp Cem'in onunla öpüşürken ki ifadesini izledi. Sarı çıyan bundan keyif almışa benziyordu ve kendisini bu duruma kaptırmış olmasından bahsetmiyordu bile. Ellerinin altında ne kadar kıyafetin üzerinden de olsa onun bedenine dokunmak Selim'in de hoşuna gitmişti.

Cem genelde baskın taraf her zaman kendisi olduğu için ilk defa birisinin karşısında pasif konumuna düşmesine aldırış etmedi, ne de olsa sahte bir pasiflikte onunkisi. Gerçekte pasif olmayı aklının ucundan bile geçirmediği için ilk defa deneyimlemiş oluyordu.

Selim kontrollü bir şekilde eli onun poposunun çevresinde keyifle dolanıyken Cem onu daha şehvetli ve daha sert bir şekilde öpmeye başladı. Selim ansızın pantolonunu zorlamaya başlayan erkekliğine kulak asıp sonunda durmalarına karar verdi. Cem'i öpmeyi bırakıp başını geriye çekerek "Durmalıyız!" diye bildi güç bela. Eğer şimdi durmazlarsa Selim kontrolü kaybetmekten korktu, onu şimdi değil de cuma gecesine bırakmalıydı.

Cem nefes nefese bir şekilde kendisine hevesle bakan gözlere baktı. "Bence de." Ardından bakışlarını kendi ve Selim'in pantolonlarının içinden yer çekimine meydan okuyan erkekliklerine indirip mahcup bir şekilde "Şey, bunun olmasını beklemiyordum. Özellikle seninkinin. Ben daha çok tiksineceğini filan düşünmüştüm" derken Selim ilk başta buna ne demesi gerektiğini bilemedi ardından "Bende" diye bildi sadece.

Cem yavaşça onun üstünden kalkıp kendisini onun yanına bıraktı. "Cuma günü bunu orada da tekrar edersek bence insanlara iyi bir gösteri sunmuş oluruz."

Selim gözlerini kısıp Cem'in taze pembeleşen dudaklarını izlerken "Aslında ben başka bir şey düşünmüştüm" diyerek sinsice gülümsemeye başladı. Bunu söyleyeceğine kendisi de inanmıyordu ama Cem ile yaptıkları bu şey hoşuna gitmişti.

Cem onun yüz ifadesinden aklından onun hiç hoşuna gitmeyecek bir şeylerin geçtiğinden emindi. "Korkmalı mıyım?"

Selim bu sefer azda olsa gamzeleri belli olacak şekilde gülümsedi ve "Gay biri ile Gay olmadan nasıl sevişirim isimli uygulamalı dersimizin ikinci seansı için şimdiden sabırsızlanıyorum" diyerek ona göz kırptı.

Cem ondan böyle bir hareket beklemediğinden onun yanından usulca kalkıp "Vay amına koyim sende dünden razıymışsın ibne olmaya" dediği an Selim kahkahayı bastı. Aslında şuan ne kadar gergin ve sinirli olduğunu belli etmemek için konuyu ve aralarında ki bu durumu makaraya vursa da sinirden eli ayağı titriyordu.

"Hiç te bile, sadece ortama ayak uydurmaya çalışıyorum."

Cem onun yanından kalkıp "Doğru sen anadolu çocuğuydun, sen bizim gibi LPGlilerle takılmazdın değil mi?" diyerek takıldı ona.

Selim onun ela gözlerine baktı. "Beni iyi tanımışsın, aferin sana."

Cem salondan koridora geçerken "Bende öyle düşünmüştüm zaten" diyerek lavaboya girdi ve kapıyı ardından kapattı. Göğsü deli gibi atıyordu ama asıl onu korkutan şey Selim ile öpüşürken heyecanlanmış olmasıydı. Cem onun gibi heteroseksüellerden heyecanlanmazdı ama nedense uzun bir aradan sonra ilk defa Selim ona duralım demese kontrolünü kaybetmek istedi. Hem de daha ilk öpüşmelerinde...

Bu işin sonu hiç hayra alamet değildi...

Tehlikeli Sular BxB (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now