G Ü L C E

33.bölüm

Dün Abimin beni satmasının ardından üç ayı da aynı anda kükremişti.
Odama gitmek için ayağa kalktığımda barkın da kalktı ve.
"arafa nasıl yürüdüğünü anlatmak ister misin küçük fare" diyip sırıtarak üzerime doğru gelmeye başlamıştı.
Diğerleri buna gülerken.
"gelme üzerime katiiilll" diye bağırıp odama koştum bunun sağı solu belli olmazdı.
Merdivenlerden çıkarken son duyduğum hepsinin kahkaha atmasıydı.
Resmen beni eğlence aracı olarak kullanıyorlardı babasını satayım.
Hele o anılın gülmesi yok mu.
Ağzına striptiz direği ile vurduğum.

Şimdi ise üzerimi giyinmiş kahvaltıya iniyordum barkına biraz yağcılık yapsam fena olmazdı.
Merdivenlerden inerken anıl ile karşılaşmıştım.
"nasılsın Gülce" diye sordu.
Yüzsüz it.
"her an beni istemeyen abim tarafından sırtımdan vurulacak gibiyim anıl sen nasılsın" diyip cevabını beklemeden aşağı indim.
Ona laf atarken abi demekten gocunmuyordum çünkü her abi dediğimde iki kat pişmanlık görüyordum gözlerinde.
Beter olsun.

Mutfağa geldiğimde hepsinin burada olduğunu gördüm.
Önce abimi sonra cenki öptüm.
Cenk her seferinde şaşkın ördek gibi bakıyordu.
Biliyorum onu affetmemem lazımdı ama cenk ile farklı bir bağımız vardı ve ben onunla vakit geçirmeyi çok seviyorum.
En son babamı gelip öpmeye başladım art arda on kere öptüm neredeyse.
"günaydın babaların en mükemmeli en en en işte en her şeyi" diyip yerime geçtim.
Ne diyeceğimi bilemedim bir an.
"günaydın bebeğim çok mutlusun bugün yoksa işe gideceğin için mi" diye sordu.
Al işte işe yaramadı yağcılık.

"aslında bugün abim beni yardıma çağırmıştı ayıp olmasın onla gideyim" diye salladım.
Allah affetsindi.
Abimin gözünün içine baka baka demediği şeyi dedi gibi söyledim ama götü kurtarmam lazımdı.
"birincisi abin doktor senin yardımına ihtiyacı olamaz sen öğrencisin ikincisi dün hastanede yaptıklarını duyduk birbirine katmışsın" dedi.
Abim mahallenin dedikoducu teyzelerini geçmişti resmen.
"Allah kuru iftiradan saklasın" diyip göz devirdim.
"ayrıca arafı unuttum sanma sana bir süre hastane yasak gerçektende faresin" diyip güldü.

"ama ama hani Uludağ'a gidecektik çok gördün dimi bana tatili.
Cimrisin paran gider diye mi böyle yaptın.
Peki ben çalışırım sorun değil oysa inanmıştım sana" diye son bir kez kendimi acındırmaya çalıştım.
Şu an hepsi kocaman gözlerle bakıyordu bana anıl hariç o ne yapmaya çalıştığımı anlamıştı büyük ihtimalle sinsi gibi sırıtıyordu.
Onu takmayıp gözlerimi doldurdum biraz daha inandırıcı olurdu inşallah.
Babam birden kalkıp yanıma geldi be dizlerinin üzerine çöktü.
Ellerimi tutup konuştu.
"babacım saçmalama olur mu hiç öyle şey tabi ki gideceksiniz hatta gideriz hep beraber unutmadım götüreceğim seni tatile amaa bu cezanızı çekmeyeceğiniz anlamına gelmez önce iş sonra tatil" dedi.
Yuh amk bu adam kafayı yemişti.

"aman tamam be hadi gidelim zaten sizi denemiştim ne diyeceksiniz diye" diyip kalktım sofradan.
Odama çıkıp giyindim.
Mavi kumaş bir elbise giyindim boyu kısaydı ama olsun.
Saçımı topuz yaptım rahat olmak için.
Küpe, saat, yüzüğümü de takıp hafif bir makyaj yaptım.
İşte hazırdım.
Siyah çantamı da alıp aşağı indim.
"ben hazırım hadi gidelim ve çalışalımmm" diye bağırdım.
Sanki yarım saat önce gitmemek için kırk takla atan ben değildim.
Neyim ben bipolar mı.
"giyin gidelim yavrum hadi" dedi babam.
Ciddi misin der gibi baktım.
Evet ciddiydi ama bana işler mi hayır.
Hemen koşar adımlarla evden çıkıp arabasına bindim.
Peşimden söylenerek geldiler.
Dört adamla yaşamak ne zordu ayol.

Yol boyu elbiseme laf söylemişlerdi.
Cenk arkadan sövüyordu arada.
Tabi ben hemen babama şikayet etmiştim.
Yanımda küfür ediyor psikolojim bozuluyor diye.
Cenk lan küfürbaz olan sensin ne bozulması diye çemkirmişti.
Babamsa gülerek bizi izlemişti.