Solcu genç çayı yenileyip sarışın gencin önüne koyduğunda oturmak yerine yeniden istemesine karşın ayakta dikilmeye devam etmişti. Bunu fark eden sarışın genç gülümsemesini zor tutarken eline çayı alıp bir yudum içmiş, daha sonra yerine geri koyarken konuşmuştu.

"Bu iyi olmuş. Güzel güzel."

"Oh be! Hadi yiyelim."

Esmer genç rahatlarken sarışın genç ise hala gülme isteğini zar zor tutuyordu. Esmer genç hızla yerine oturmuş kendisine koyduğu çaydan içtiği sırada çoktan soğuduğunu fark edip yüzünü ekşitmiş yine de tekrar kalkmaya üşenip soğumuş çayı içmeye devam etmişti.

Yemeklerini yerlerken bir süre sonra sarışın gencin telefonu çalmaya başlamıştı. İçeride olan telefonu almaya kalkacağı sırada aklına gelen şey ile yerine geri oturmuş gözünü karşısındaki esmere çevirmişti.

"Solcu şu telefonu bir getirsene ya."

Ağzına götürdüğü ekmeği havada kalan esmer genç derin bir nefesi almış elindeki ekmeği masaya bırakırken ayaklanıp telefonu almaya salona geçmişti.

"Ulan böyle ne güzel oluyormuş ya. Ben hiç affetmesem mi bunu napsam?"

Kendi kendine konuşup gülen sarışın genç elinde hala çalan telefonu ile mutfağa girince öksürerek kendisini durdurmuştu.

"Can arıyor. Can kim?"

Gözlerini devirerek ona uzatılan telefonu alan sarışın genç yanıt vermeden kapanmak üzere olan telefonu açmıştı.

"Alo?"

"Alo reis. Günaydın!"

"Günaydın koçum günaydın da hayırdır? Bir problem mi var?"

"Yok reis ne problemi? Ben şeyden aradım."

"Neyden aradın?"

"Şeyden..."

Telefonun ucundaki gencin kıvranması ile sarışın genç kaşlarını çatmış gelecek cevabı merakla bekliyordu. Onun kaşlarını çattığını gören esmer genç de masada öne eğilip o da merakla beklemeye başlamıştı.

"Neyden oğlum söylesene?"

"Ya reis biz senin eve geliyoruz şu an."

Duydukları kaşlarını daha da çatmasına sebep olurken gözleri karşısındaki esmere dönmüştü.

"Kim kim geliyorsunuz? Niye geliyorsunuz? Bir problem olmadığına emin misin sen?"

"Reis ben kaçak göçek aradım seni. Soner, Hakan abi ve Yusuf'la geliyoruz."

"Ne?!"

Ülkücü genç, çocuğun Yusuf reise yalnızca adı ile seslenmesini şimdilik göz ardı ederken içini endişe kaplamıştı. Soner ve Hakan sorun değildi ancak Yusuf reis kendisini bir solcu ile aynı sofrada hele ki kendisinin evinde görürse bu hiç iyi olmazdı.

"Benim kapatmam lazım şimdi. Soner dedi bana ara haber ver ne olur ne olmaz diye. Haberin olsun. Evde olmaması gereken birileri varsa diye. Hadi kapattım ben."

"Lan dur! Neredesiniz? Alo? Alo? Hay anasını ya!"

"Ne oluyor sarışın?"

"Bizimkiler, buraya geliyormuş."

"Sizinkiler?"

"Soner, abim, Can ve Yusuf reis."

"Yusuf ne alaka ulan?"

"Ne bileyim be ben? Kalk sen hadi git bir an önce. Görmesin seni burada."

"Niye gideceğim ya? Gelsin. Geleceği varsa göreceği de var."

SAKLIMDASIN - BxBWhere stories live. Discover now