20) Sarmaşık İzleri ⚖️

Start from the beginning
                                    

Hâlâ bebeğimiz diyordu !

"Ne bebeğinden bahsediyorsun ? Ne kazası ? Aklımı kaçıracağım şimdi !"

Mehmet Rauf'un gözlerinin içine bakarken başını aşağı eğmeye göreceklerinden ötürü korkuyordu.

"Görkem, biraz sakin ol lütfen ! Yakın zamanda küçük bir kaza geçirdin ve bu sende strese bağlı unutkanlık yarattı. Yakın zamanda olan bazı şeyleri unutuyorsun. Sen hamilesin ! Bizim bir bebeğimiz olacak. Geçirdiğin kazadan sonra doğuma kadar stresten uzak durman için yurt dışında bir sahil evi kiraladık, tatil yapıyoruz. Birkaç saate her şeyi hatırlayacaksın. Şimdi sadece biraz sakin ol, güzelim" dedi hem hüzünle hem de gözlerindeki şefkatle.

Mehmet Rauf, böyle espriler yapmazdı. Gözlerinde gördüğü gerçeklik ise onu çırpındığı kuyuda adeta boğuyordu.

"Sen... Sen ölmedin" dedi genç kadın duygu karmaşası içinde gözleri dolarken.

Bir yandan olanları anlamaya, bir yandan da ruhunu ele geçiren özlemi dindirmeye çalışıyordu.

"Kâbus görmüş olmalısın. Ama lütfen biraz sakin olmaya çalış, karnın çok sertleşti. Onu da korkutuyorsun" dediğinde Elif Görkemin eli de istemsiz karnına gitti. Şişkin karnına dokunan elleri silah tutarken bile titrememişken şimdi masum bir cana dokunacağı için titriyordu.

Mehmet Rauf ölmemişti.

Evlenmişlerdi.

Bebek bekliyorlardı !

"Şu an bir şeyleri anlamakta güçlük çekiyorum" dedi Elif Görkem. Kendini hiç bu kadar ne yapacağını bilmez halde hissetmemişti.

"Biliyorum. Kabullenmek, bir şeylere anlam vermek senin için çok zor. Ama kısa bir süre sonra hafızan yerine gelecektir. Doğuma çok az kaldı, sabah doktorun hamilelikte son günlerin demesi seni strese sokmuş, bu da hafıza kaybını tetiklemiş olmalı" dedi Mehmet Rauf.

Her şey o kadar inanması zor ama bir o kadar da gerçek duruyordu ki, zihni bir labirent oyununun içinde kalmış gibi çıkışın sonundaki gerçeği bulamıyordu.

Mehmet Rauf, "Hadi gel" dedi ellerini tutup yavaşça ayaklanırken. "Yemeği hazırladım, kızıl panda da acıkmıştır."

Elif Görkem, sessizliği seçip Mehmet Rauf'tan destek alarak kalktı ayağa. Her şey gerçek gibiydi. Elini tutan eli, çıplak ayaklarıyla bastığı kum, batmak üzere olan güneş. Her şey gerçeğim diyordu adeta. Peki bunca zaman yaşadıkları ? Kötü bir kâbus olamayacak kadar gerçekçiydi. En uzun rüyaların bir saat sürdüğünü okumuştu bir yerde. Ama normal saatin ilerleyişiyle rüyadaki saat kavramı aynı mıydı bilmiyordu. Olabilir miydi gerçekten ? Bu ihtimali düşünmekten geri duramıyordu ama bir yanı da bunların rüya olmasından da çok korkuyordu.

Birkaç saat demişti. Rüya ya da gerçek sadece Mehmet Rauf ile biraz daha vakit geçirmeyi seçti. Anı yaşamaktan tarafa kullandı bu defa hakkını. Başını sevdiği adamın omzuna yasladı ve o güzel temiz kokusunu soludu. Hiç değişmeyen bu kokuya bile o kadar hasretti ki saatlerde sadece kokusunu solumaya bile razıydı.

İlerdeki küçük ahşap eve ilerlerken, "Saçların uzamış" dedi. Mehmet Rauf genelde dalgalı saçlarını kısa kestirirdi.

"Evet. Hazır izindeyken sen seviyorsun diye uzattım biraz."

Evet, seviyordu Elif Görkem. Mehmet Rauf'un lise dönemlerinden kalma bir fotoğrafında görmüştü ilk defa uzun saçlı halini. Hayran kalmıştı o zaman ki tarzına. Tabii kısa saç da ayrı bir yakışıyordu genç adama.

Evlerine geldiklerinde yavaşça merdivenlerden çıktılar ve aralık duran kapıyı sonuna kadar açtılar. Küçük bir evdi. 1 + 1 olmalıydı ama çok tatlıydı. Birkaç tane olan mobilyalar da kahve tonlarındaydı. Küçük ahşap masa ise özenle hazırlanmıştı. Masanın başında durduklarında Mehmet Rauf gülümseyerek sandalyeyi çekmiş, Elif Görkem oturunca da yavaşça itmişti. Gitmeden önce de saçından kokulu bir öpücük almayı ihmal etmemişti.

SARMAŞIK İZLERİ (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now