📷30. Bölüm📸

1.4K 103 221
                                    

Birden elimin tutulması ile boşluğa doğru çekildim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Birden elimin tutulması ile boşluğa doğru çekildim. İrice açılan gözlerim Demir'i bulduğum an çatıldı. Hayır hayır yapma. Dudakları alnıma doğru uzandı yavaşça sıcak dudaklarını bastırdı hasret giderir gibiydi. İstemsiz gözlerim kapandı bunu yapması yanlıştı.

Hep kızgındım ben ona!

"Saçların, gözlerin, ses tonun, kokun.. Hepsini özledim." Bunu bana değil de daha çok kendine söylüyor gibiydi. Yada Ceyda'ya!  Parmakları çenemi doğru izinsizce süzüldü. İzinsiz sürülen tek şey parmakları değildi. Gözleri ruhumu talan ediyordu. Beklemediğim bir anda yada zaman kavramının bizi tek ettiği saatlerde Demir'in dudakları dudaklarımın kenarındaydı. İrice açılan gözlerimle ne yapacağımı bilemeden sadece durdum, karşılık vermem söz konusu bile değildi. Bu adamın dudaklarında benim için yatan bir cehennem vardı. Öyle sıcaktı ki dudakları sanki cehennemden çıkıp gelmiş gibiydi. Sol elimi kaldırıp aramıza sokmak ve onu göğsünden itmek istedim. Demir gözleri kapalı yapacağım hamleyi önceden sezerek elim havada tuttu.

"Çekil önümden." Elimi kurtarmaya çalıştım.

"Sakin ol." Otoriter sesiyle daha çok sinirlendim.

"Demir bırak yoksa tüm ahazım çıktığı kadar bağırır. Herkesi buraya toplarım." Benim sesim onunkinden daha baskın çıkmıştı.

"Bağır." Dedi burnunu burnuma değdirerek dudakları kıvrıldı.

"Gelsinler." Gözlerim kırpıştırdım bu adama ne olmuştu böyle?

"Karı koca olarak  ayıp bir şey yapmıyoruz. Karısını özlemiş bir adamım sadece."  Ağızım açık onun bu haline baktım.

"Ne?" İstemsiz verdiğim tepki onun yüzündendi.

"Özledim seni Sevdam." Kaşlarımı çatarak gözlerimi ondan çektim. Bu adam benimle eğleniyor muydu! Ayağım ile diz kapağına vurdum. Bir anlık beklemediği bu hareketimden dolayı kendime alan yaratarak onu ittim.

"Bir senedir aklına karın gelmedi ama ben senin karın falan değilim.  Boşanma belgesini vermeme rağmen ne yaptın biliyorum ama o imzayı atacaksın. Ben hayatıma senin yalandan evli olan korkak kral bozuntusuyla devam edecek değilim herhalde. Hayatımda başka biri var. Burada duracağım çünkü beni başıma bu belayı sen açtın öylede temizleyeceksin. Sonrada gideceğim. " Yanından geçip gideceğim sıra bileğini tuttu. Yanan gözlerimi yerde ki siyah noktaya diktim. Yüzündeki korkunç ifadeye bakmak istemiyordum.

"Ne dedin sen?" Başımı hızla ona çevirdim.

"Duydun işte tekrar mı söyleyeyim." Bana bir cevap vermesini beklerken beni bileğimden tuttuğu gibi peşinden sürükleyeme başladı.

"Bırak kolumu. Hey sana diyorum öküz." Hiç oralı olmadı.

Tekrar çıktığım geniş alanın önünden geçerken tüm gözler bana ve ona dönmüştü.

"Bırak diyorum bak. Elimden bir kaza çıkacak!" Sinirleniyordum artık ha!

"Herkes otursun oturduğu yere. Bir adım adanın gelmişini geçmişini sikerim." Demir'in sözleri ile ayağa kalkan kişiler anında susup yerlerine oturmuştu. Gözlerim Şahin'i aradı ama yoktu. Nereye gitmişti bu çakma abim!

Salondan çıktık merdivenleri geçerek ıssız bir odaya girdik. Beni odaya doğru fırlattı.

"Terbiyesiz adam." Bileğime ki acıyan yeri ovalarken ona baktım ama karanlık gözlerime yabancı bir misafirdi.

Nereye gitmişti? Etrafımda döndüm ses seda yoktu. Yutkunarak elimi boşluğa doğru uzattım.

"Neredesin Allah'ın cezası!" Gözlerimi korkuyla kırpıştırdım. Geçen saniyeler beynime saatler gibi işlemişti. Yere çöküp ağlamaya başladım.

"Demir lütfen.. Yetmediği bir senedir beni karanlıkta bıraktığın.." İç çekerek ağlarken oda aydınlandı. Başımı dizlerimden kaldırıp ona baktım. Duvarın en köşesine geçerek sırtını duvara yaslanmış oturuyordu. Başını kaldırıp bana baktı.

"Bir sen mi yandın ha bahtımın karası?" Bakışlarım onun arkasında ki duvarda olan resimlere kaydı.

Onlar bendim..

Bir sene içinde nerede ne yaptıysam her anın karesinden birer fotoğraflardı..

"Ben sana bunları yaşattığım için özür dilerim.. Mecbur olmasa yaşatmazdım bil." Yerden kalkarak odanın diğer duvarlarına döndüm. Bu oda resen bana ayrılmış bir mabet gibiydi. Derin bir nefes alarak verdim. Anlamaya çalıştım gördüklerimi, duyduklarımı.

Ona baktım.

"Neden Demir neden? Ölmüş müydüm ben?" Ölmüşüm gibi davranmasına gerek yoktu. Gelseydi..

"Gelseydin.. Ben gelmiştim sana, rıhtıma gelseydin o zaman. Niye gelmedin? Ben kalp nakli olurken sen ve diğerleri nerede? Ona ay ne yaptınız?" Ayağa kalktı yanıma doğru geldi. Parmak uçları ile yanağımdaki yaşları sildi.

"Affet beni diyemem.. Affetme." Kafamı salladım.

"Affetmeyeceğim. Asla." Beni kendine çekerek sarıldı.

"Sende özledin bizi itiraf et." Ağlarken dudaklarım kıvrıldı.

"Hayır özlemedim." Parmakları çeneme gitti başımı kaldırarak gözlerine bakmamı sağladı.

"Bizi özlemediğin için mi bir sene boyunca sürekli rüyalarında gördün hatta, bazıları rüya değilken bile rüya sanmam özlemediğin için miydi?" İrice açıldı gözlerim. Serçe'nin son geldiğini rüya sanmıştım o sıra bunları söylemiştim. Demek bazıları rüya değildi ha?

"Peki seninle sohbet ettiğim an rüyamı mıydı, gerçek miydi?" Sesim titremişti. Gerçek olmasını çok istiyordum.

"Omuzumda uykuya daldığın geceyi mi kast ediyorsun?" Ağlarken gülmeye başladım. Gelmişti..










Bölüm sonu.

Bugün bölüm atamayacaktım ama kısada olsa atmak istedim. Keyifli okumalar canlarım

•SEVDA KARAN•SEVDANIN KARASI ( SEZON FİNALİ)Where stories live. Discover now