76. Bölüm: Büyülü Dünyanın İçinde

Start from the beginning
                                    


“Lordum, hiçbir aura algılamıyorum, boş bir mağaraya gelmiş olabilir miyiz?” Polat neredeyse mağaranın ortasına ulaşmış olmalarına rağmen mağarada bir canlının olduğuna dair hiçbir aura sezmedi.


Orkun hızla durumu analiz etti: “Duvarlar ve zeminin durumuna bakıldığında burada canavarların yaşadığı aşikar. Tahminimce buradaki canavarlar savaşa dahil oldular ve can vermiş olabilirler.” derken mağaranın merkezine doğru koşturdu.


“Gerçekten mağarada canavarlar yaşıyormuş.” Petek yarısı parçalanmış dev bir canavar cesedini işaret etti. Canavarın belinden yukarısı yoktu.


“Hemen etrafı araştırın ve bulabildiğiniz bütün kaynakları toplayın.” Orkun keskin gözlerle mağarayı taradı, gözüne ilk olarak mağaranın ortasında bulunan kırmızı renkli sıvıyla dolu havuz ve havuzun içindeki balkabağı görünümlü meyvesi olan bitki çarptı.


“Bunun içindeki ruhsal enerji miktarına bak hele. Ürettiğim orta kalite Ruhsal Yıldız Haplarından bile onlarca kat fazla. Güçlü bir canavarın inine gelmişiz.” Orkun gülümseyerek yetişmiş tek meyveyi kopardı, meyve canavar kanlarından oluşan havuzun içinde yetiştiği için kıpkırmızı renkliydi ve ağır bir kokuya sahipti.


“Lordum, onlarca yetişimci hızla buraya yaklaşıyor. Ne yapalım?” Mağaranın girişini gözetleyen Nusret hızla içeri uçtu.


Orkun hemen etrafa baktı ve sonra kararını verdi. “Bu delikleri kullanarak kaçalım.” Mağaranın tavanında irili ufaklı onlarca delik vardı ve birçoğu bir insanın rahatlıkla geçebileceği genişlikteydi.


“Orkun, kaçmamıza gerek var mı? Hakkımızla bu kaynakları topladık.” Petek yaklaşan auraları sezmesine rağmen sakindi.


“Burası güçlü bir canavarın ini ve ortada bir canavar ya da savaş izi yok. Gelen kim olursa olsun elde ettiğimiz kaynaklar üzerinde hak iddia edecektir. Gereksiz yere çatışmaya girmeyeceğiz.” Orkun hızla geniş deliklerden birine uçtu ve diğerleri onu takip etti.





“O aslanın bu mağaradan geldiğini söylüyorsun ama burada hiçbir şey yok.” Bir zirve Organ Yıldız Ruhu Savaşçısı yanındaki Deri Yıldız Ruhu Savaşçısını azarladı. Birkaç arkadaşlarının ağır yaralanmasına karşılık canavarı öldürmeyi başarmışlardı ama inine geldiğinde hiçbir şey bulamamışlardı.


Gelenler arasında biri kan dolu havuzun içindeki bitkiye baktı; meyvenin olması gereken yer boştu ve parlaklığından meyvenin kısa süre önce koparılmış olduğunu anladı. “S.ktir! Birileri bizden önce davranmış.”


“Argğğh! Aptallar, bir dahaki sefere bir canavar gördüğümüzde ilk önce onun inini ya da koruduğu ne varsa onu elde etmeye çalışın! Kemik Yıldız Ruhu alemi düzeyinde bir güce sahip bir canavarın koruduğu şeyin ne kadar değerli olduğunu söylemem mi gerekiyor?” Liderleri olan zirve Organ Yıldız Ruhu Savaşçısı olan kişi öfkeyle haykırdı.


“Lider sakinleş, avlayacak çok canavar ve toplayacak kaynak var.”


*** *** *** *** ***


“Lordum, buranın güvenli olduğuna emin misiniz?” Çise onlarca metre genişliğinde olan yere düşmüş bir ağacın kovuğuna bakarken kaşları çatıldı.


“He he he. Bu kocaman ağaç kovuğunun bir kısmı toprağın altında kalıyor. Geceyi ağacın o kısmında geçireceğiz. Etrafımıza sağlam bir bariyer kurduktan sonra kimse bizi bulamaz.” Orkun sırıtarak kendilerini içine alan bir bariyer kurdu, ruhsal enerjisinin tamamını harcayarak kurduğu bu bariyer sayesinde bir kişi ya da canavar dikkat kesilmediği sürece onları bulamazdı.


“Orkun, bu büyülü dünya beklediğimizden çok daha tehlikeli bir yer. Kaynak bakımından gerçekten cennet gibi ama birkaç saat önce karşılaştığımız o dev canavar gibi birkaç tane canavar aynı anda karşımıza çıktığında yok oluruz.” Birkaç saat önce karşılaştıkları tilki türü canavar Petek’in hayatı boyunca yaşadığı en büyük travmalardan birini ona yaşatmıştı.


Sinsi canavar yine sinsi bir saldırı ile Gökalp, Batu, Selçuk, Tekin, Lara, Neşe ve Sude’yi ağır sayılabilecek düzeyde yaralamıştı. Orkun ve diğerleri hızla canavara karşılık verememiş olsalardı aralarından 7 kişi şu anda ölmüş olacaktı.


“Sakin ol, mağaradan hızla kaçmak zorunda kalmasaydık bütün bunlar olmayacaktı. Bir dahaki sefere daha dikkatli olacağız.”


Orkun meditasyon yapan 7 astına baktı. Onlar canavarın sinsi saldırısına uğradıktan sonra aldıkları yaraları şu anda iyileştirmekle meşgullerdi. Orkun’un onlara verdiği düşük kalite Ruhsal Yıldız Haplarının içinde yara iyileştirme hızını arttıran mucizevi etkilere sahip bitki özleri yardımıyla sabah olduğunda yaralarının önemli bir kısmı iyileşmiş olurdu.


Fiziksel yaralar hayati organları etkilemediği sürece yeterli ruhsal enerjinin olduğu her ortamda iyileşirdi. Bulundukları büyülü dünyanın barındırdığı ruhsal enerji miktarı bir Yıldız Ruhu Savaşçısının ruhsal enerjisini 1 ya da 2 saat içinde yenilemesi için yeterliydi.


Böyle, yoğun ruhsal enerji barındıran bir yerde astları kolayca iyileşeceklerdi.

         

[Tamamlandı] Çılgın Mucidin Kozmik Fırını Where stories live. Discover now