"Beğendin mi?"

"Çok...güzel."

Cidden etkilenmiş bir şekilde konuştuğunda gülümsedim.

"Beğenmene sevindim, daha çok öğrenmeye çalışıyorum."

"İnanılmaz birisin."

Yavaşça yanıma daha da sokulmuş, ona sarılmam için uğraşmıştı. Bedenini kollarımın arasına aldığımda o da gülümsemişti.

Bu şirinliğin ardından yaptığı şeyi beklemiyordum tabii, hem de hiç.

Sarılırken oturduğu pozisyonu değiştirmemiş, hala yanımdaydı. Ancak sonradan yavaşça ellerini boynuma çıkarmış, yerini değiştirmede karar kılmıştı sanırım. Boynuma kollarını sardıktan sonra kucağıma yerleşmişti. Bana dönük bir şekilde kucağımda otururken başını göğsüme yaslamıştı. Yaptığı şeyle terlediğimi hissediyordum sanırım. Derince nefes alıp sesli bir şekilde yutkundum. Nedense öyle stres olmuştum ki ellerimi bile nereye koyacağımı bilemeyip bacaklarımın yanında bir yere bırakmıştım.

Ancak o bir şeyler yapıyorsa beni durduran neydi ki?

İki yanımda olan ellerimi beline çıkarmış, ince belini iki elimle sarmıştım. Hafifçe okşadığımda minik vücudunun titrediğini hissedebiliyordum. Başını göğsüme yasladığından açık kalmış ensesine birkaç öpücük kondurdum. Bu yaptığımla başını hafifçe yana eğmiş, boynu için de yer açmıştı sanki. Hiçbir şey söylemiyordu ancak hareketleriyle ne yapmam gerektiğini belli ediyordu bana. Yavaşça boynuna yaklaştığımda nefesimi derinden hissetmiş, kıpranmıştı. Yaptığı herhangi bir hareket bile benim için iyi olmuyordu kucağımda olduğundan.

Boynuna iyice yaklaşıp zar zor hissedebileceği birkaç öpücük bırakmıştım. Yaptığım her şey onun daha da kıpranmasını sağlıyordu ama bu bana hiç iyi gelmiyordu, hem de hiç.

"Hyunjin..."

"Hm?"

"..."

Sessizce ne diyeceğini beklemiştim. İstediği şeyi söylemesini istiyordum. Şu an istediklerinden çekinmemesi gerekiyordu çünkü.

"Öp beni."

Tamam, ben de bunu bekliyordum zaten.

Yavaşça göğsümden çekildiğinde, hala boynuma sarılı elleri beni ona daha da yaklaştırmıştı. Dudaklarım, onun dolgun dudaklarını bulduğunda hafifçe sırıttım. Çenesinden yavaşça tutup dudaklarını daha da aralamasını istediğimde, dilimi ağzına göndermiştim. Ardından üst dudağını dudaklarımın arasına almışken hafifçe inledi ve kucağımda iyice hareketlenmeye başladı. Bunu bilerek mi yapıyordu bilmiyorum ama inanılmaz zorluyordu beni.

Yataktan yavaşça kalktığımda boynuma doladığı kollarını sıkılaştırmış, bacakları da belimi bulmuştu. Kucağımdaki zorlamalarına daha da devam etmemesi için onu yatağa yatırmış, hafifçe üzerine eğilmiştim. Sonunda nefessiz kaldığında yavaşça dudaklarını ayırmış, hızlı nefesler almaya başlamıştı.

"Yavaş ol, acelemiz yok sonuçta değil mi?"

Başını hafifçe arkaya attığından açıkta olan boynuna yaklaşıp okşadım. Beyaz ve pürüzsüz teni delirtiyordu resmen beni. Boynunu iz bırakmamaya çalışarak öpmeye başladığımda tekrar sessizce inlemişti. Bu çocuğun beni zorlamalarından kurtulamayacaktım anlaşılan.

drummer,, hyuninTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang