1

380 25 4
                                    

17/01/1978

Sirius odaya -odasına- girdiğinde yığılacak gibi hissediyordu. Hiçbir şey değişmemişti. Kapısının üstünde "Odanın sahibi dışında içeri giren, tek bir eşyayı yerinden kıpırdatan olursa (emirlerim dışında temizlemek için giren ev cinleri de dahil) öldürürüm.
_R.A.B" yazısını gördüğünden beri iyi değildi zaten.

Regulus'un eşyalarına dokundurtmaması imkansız gibiydi onun gözünde. Hayır, sadece kendisine göre imkansız değildi. Bu zaten imkansızdı. İmperio laneti etkisinde falan olmalıydı kardeşi. Başka türlüsü mümkün değildi.

Sanki bir saat önce çıkmışta geri gelmiş gibiydi odası. Oysa annesinin kendisine dair her şeyi bir şekilde çöpe atacağına emindi.

Sarı ve kırmızı renklerin hakim olduğu odada gezdirdi gözlerini. Aslında buraya girmek istediğinden eski odasında değildi. Yan odaya girmek istiyordu. Gryffindor cesareti bir miktar elinde patlamıştı o yüzden kendi odasındaydı.

Yatağına oturdu ve aslında yatağını ne kadar özlediğini fark etti. Altında ise bir şey hışırdamıştı.
Kalkıp altında kalmış kağıdı eline alıp aynı yere oturdu.

Üstüne oturdun kağıdın değil mi?
Hala aynısın Sirius. Şu kağıdı eline aldığına göre ölmüşüm ve sen odama girmeye cesaret edebilmek için kendi odana bakıyorsun demektir.

Hala okuyor musun? Demek ki okuyabilme kabiliyetini unutmamışsın.

Umarım sonunda benden ebediyen kurtulduğun için başın göğe ermiştir "abiciğim".

İmperio etkisinde falan değildim. Tanrı aşkına! Kim imperio yapacak bana şunu asmam için? Çok sevgili annemiz- pardon senin annen değildi.

Annem mi?

Sadece, belki dönersen hala bir yerin olduğunu bil diye odana dokundurtmadım ama beş ve altıncı sınıfta bunun ne kadar saçma olduğunu anladım.

Yine de en azından eve dönmüşsün. Artık Yoldaşlığının karargahlarından biri mi yaparsın? Pottah ve Evans'a mı hediye edersin... (düşüncesi bile midemi bulandırıyor ama ölü olarak buna karışamam) bilemem.

(Belki musallat olabilirim- çok mantıklı)

Her neyse sonuç olarak ölüyüm ve şunları yazmamın asıl nedenine gelecek olursak.

SAKIN ODAMA ADIM ATMA SİRİUS YOKSA CİDDİ SÖYLÜYORUM BİR ŞEKİLDE ÖLÜMDEN DÖNER SENİN AĞIZINI YÜZÜNÜ KIRARIM!

YEMİN EDİYORUM MUSALLAT FALAN OLURUM! PİSSİNDİR DE ŞİMDİ SEN! ÖLÜ BİR ADAMIN ODASINI KİRLETME SAKIN!

DUYDUN MU?

_Regulus

Sirius'un elleri titriyordu. Gözünden akan yaş kağıda damladığında fark etti ağladığını. Cidden yoktu. "Öleceğini nerden biliyordun Regulus? Daha on sekiz yaşındaydın..." Yatağına uzandı. Bu ev her zaman soğuk gelirdi ama şu an... şu an apayrı bir soğuğu vardı.

Eli yastığının altına gitti. Bir kağıt daha vardı.

Sen 19 yaşındasında ne oldu Sirius? Başımız göğe mi erdi?

"Regulus eğer şakaysa. Hiç komik değil." diye mırıldandı göz yaşlarını silip okumaya devam etmeden önce.

Aynen, şaka yapıyorum. İkimizde aramızda kimin espri anlayışının olduğunu bilir.

"Ben tabi ki." Sirius hafifçe kıkırdadı.

Sen tabi ki. Her neyse bak bana gerizekalı. Hala burada ne işin var bilmiyorum ama bil ki eve döndüğünü bu şekilde de olsa ummak güzel. Belki yukarıda bir yerlerde seni izleyip "Ne kadar gerizekalı hala defolup gidemedi evimden, enayi." diyorumdur.

Kaba mı oldu! Üzgünüm(!)

Kaba olmak istememiştim. Öldüğüm yerden vicdan azabı olmak istemiyorum o yüzden benim aptal, Gryffindor, salak ağabeyim; kendini de beni de daha fazla üzmeden bu evden çıkıp git. Bunları okuyup okumayacağını bilmeden yazmanın ne kadar............. [mürekkep dağılmıştı] olduğunu biliyor musun? Hayır,  hiçbir fikrin yok.

Ve biliyor musun Sirius? Her açıdan çok şanslıydın, bence yani. Her neyse umarım mutlusundur. Bu evde değilsindir. Okumanı umarak yazmıyorum ama karşımda olsan ne diyeceğini bilerek yazıyorum. Gerçekten... hayır bunu sana bu kağıtta söylemeyeceğim.

Görüşürüz Sirius, yetmiş falan yıl sonra gelirsin sen yanıma. Hemen gelme sakın! Bırak da burada bari kafamı dinleyeyim.

Okumaman dileğiyle
_Muhtemelen hala nefret ettiğin kardeşin Regulus.

Sirius başını yastığına gömerek ağlamaya başladı. "Remus ile gelmeliydim." diyerek hıçkırıyordu. Yanağından aşağıya süzülen yaşı silmeden yan odaya girdi. Oda hala kardeşi gibi kokuyordu ama dağınıktı. Çok dağınık... Regulus'un yastığı ve yorganı yerdeydi. Çarşafı yarısına kadar sökülmüş, bir arbede yaşanmış gibiydi.

Elini ağızına bastırıp soluklandı Sirius. Regulus bir şey hakkında çok düşünür, ardından da endişelenince sinirlenir; sinirlenince ise etrafını paramparça ederdi. Etraftaki her şey olabilirdi. Bir insanın kalbi, eşyalar... fark etmezdi. Odada yerinde duran tek şeyin, masanın üstünde duran defterin yanına ulaştı Sirius çekingen adımlarla.

Eline alıp ilk sayfayı açtığında ise karşılaşmayı beklemediği bir cümle yazıyordu.

Odama girmemeni söylemiştim Sirius.

Arka sayfayı çevirdi.

17/10/1970


Sevgili günlük,

Umarım seni kimse özellikle de Sirius okumaz.


***

Merhabalar
Umarım beğenmişsinizdir
Okuduğunuz için teşekkür ederim
Sizi seviyorum

Airi

Diarys of Black|R.A.BWhere stories live. Discover now