📷26. Bölüm📸

Start from the beginning
                                    

Kırdığım hattımı çöpe atmış telefonumu  kapatarak çekmeceme atmıştım. Öğrendiğim gerçek, ablamın durumu ailemin benim yüzümden düştüğü durum, Demir ve diğerlerinin sırra kadem basması.

Artık ne halde oldukları düşünüyordum yada gelmeleri. 

Pencerenin önünde dururken derin bir iç çekip bıraktım. Beyaz kar taneleri özenle yer ile buluşurken abimin odasında çaldığı neyin sesi kulaklarıma sirayet ediyordu. Uzun bir süre ruhumun sessizliği ile ele ele dışarıyı izledik Kar tanesini kıskandığım anlar olmuştu. Elimde ki deftere çevirdim bakışlarımı. Rıhtımın girişteki köşesini çirkin resim yeteneğim ile çizmeyi bitirdim. Daha sonra titrek gözlerimi gökyüzüne çevirdim.. Kırık tebessümüm yer edindi suratımda. Neden her seferinde gökyüzüne baktığımda Demir geliyordu aklıma. 

Yer alt Kralına yanlış tezattaydı gökyüzü. Gözden ırak olunca gönülden de ırak olur sanıyorsun ya.. Aslında öyle oluyor . O çok eski bir sevdaydı bitti diyorsun. Varla yok arası hatırlamıyorum bile  diyorsun. Unuttum sanıyorsun ama biri yanından geçerken onun gibi yürüyor, onun gibi bakıyor , onun gibi gülüyor. Bütün unuttukların kendini kandırmaların boşa gidiyor.

Akşamın karanlığına kadar orada öylece durup dışarıyı izledim. Kar taneleri artık yağmayı bile bırakmıştı tıpkı Demir'in beni bırakması gibi..

Sırtıma konulan battaniye ile kedime geldim.

"Sincap'ım." Abime tebessüm etmesi için dudaklarımı zorladım.

"Benimle konuşa bilirsin içine atma dertlerini." Kafamı aşağı yukarı salladım.

Nasıl başarıyordu bana böyle iyi davranmayı. Ablam gibi neden kızmıyordu bana.. Öz ablası ile arasına kara kedi gibi girmiştim. Bu ailenin uğursuzu olabilirdim. 

Gerçekleri öğrendikten sonra kendimi bu eve bu aileye ait hissetmemeye başlamıştım. Mahcubtum onlara karşı.

"İçine çok kapandın bu beni, annemi, babamı korkutuyor kardeşim. Ablam konusunda artık kendini suçlamayı bırak." Elimin üstüne elini koydu.

"Ben.. Abi." Diyip sustum kendimi nasıl ifade edeceğimi bile bilmiyordum.

 Nasıl olduğumu artık bende bilmiyordum. Böyle yaşıyorum ama hissedemiyorum, bunu yaşamam normal mi? İnsanları gözlemlerken midem bulanıyor artık, hareketleri o kadar saçma ve anlamsız geliyor ki. Belki de ben anlamsızlaşmışımdır bilemiyorum. Birileri bana böyle gitmez kendine gel toparlan diyo ama içimde gram istek yok, zaten olsa bile güç var m bilmiyorum. Galiba kendi ellerimle sonumu getirdim. Ne kadar bakmasam da sırtımın hemen arkasında orada olduğunu bildiğim bir his var içimde, göğsümdeki boşluk dolmadı hiç. aitlik hissi tam olarak yaşayamadım. Ya da düşüncelerimi dizginleyemedim. Bir şeyler oluyor kafamın içinde ve çevrem  hala yüzüme geçirdiğim kırık gülümsememi görüyor. Oturduğum yerden uzun bir yolculuğa çıkmışım gibiyim ve dışardan hala beni bekleyenleri görmek beni uçuruma itiyor.

Bazen insan en sevdiği ile sınanır bu hayatta. Hayat çok sevmenin de bedelleri olduğunu öğretmişti bana. Sevmek.. Çok sevmek zarar verirmiş insana her yönden. Acıtır canını hatta o kadar çok acıtır ki bir ana her şeyden vazgeçersin, her şey anlamsız, gereksiz, amaçsız gelir.. Yorgun , bitmiş hissedermiş.

Sonra hiç bir şeye hazır hissetmezsin boşluğa düşersin sanki kimsen yokmuş gibi hissedersin kendini. Her yer kalabalık ama kimsen yokmuş gibi..

Herkes seni anlıyor gibi ama aynı zamanda da kimse senin sesini duymuyor gibi.

Girdiğim bu psikolojik savaşı kazanıp çıkmak istiyordum.

"Abi ben biraz uyumak istiyorum." Yavaşça oturduğum yerden kalkıp odama doğru çıkmaya başladım. Merdivenlerin önüne geldiğim an basamaklara gözüm daldı. Keşke o gece hiç  annemin kolları arasından kalkmasaydım.

*******

ALTI AY SONRA..

Derin ir nefes alarak elimde ki belgeye baktım.

Korkuyorum işte seni kaybetmekten.. Giden gitmiştir demekten. Yalnızlıktan değil korkum. Öyle olsaydı konuşmazdım bu kadar kendimle.. Anlatmazdım yastığa başımı koyduğumda karanlığa.. Anlatmazdım seni sessizliğe.. Sence de çok mu abartıyorum bazı şeyleri? Ben artık  bilmiyorum ne yapacağımı.. Oturup ağlasam mı? Yoksa kendime fısıldasam mı seni ve yeniden sevsem mi her gün olduğu gibi. Gün doğduğu gibi..

Geçen günlere inat aklıma geliyorsun bir anda, insanların içinde  ve ben ne yapacağımı şaşırıyorum bi anda gözlerim dolarken buluyorum niye kendimi. 

Senin de aklına ben geliyor muyum acaba?

 Avukatıma kağıdı verip imzalarımı atarak  hızlıca çıktım binadan. Geç kalmıştım belki bunu yapmak için ama sonunda başarmıştım.

"Kızım.." Babamın sesi ile başımı yerden kaldırım ona doğru yürüdüm.

Onları üzmek yoktu artık.

"Ben dediğim için değil sen ne yapmak istiyorsan onu yap yavrum." Akşam yemekte bu konuyu açtığı için kendini suçluyordu.

"Eninde sonunda bunu yapmam gerekiyordu Baba. "Koluna girerek başımı omuzuna yasladım.

İyi ki böyle bir aileye sahiptim. İyi ki onlar beni büyütmüştü.

Annem ve abimin oturduğu mekana doğru yürüdük. Babam kolunu omuzuma koydu.

Abim ve annemle başka konulardan sohbet ederken Babam bizi dinliyordu. Gözleri sürekli benim üzerimde olsa da arada bir sohbete dahil oluyordu.  Yan masaya gelen genç çift iki aylık bebekleri ile oturdular. Gözlerimi onlardan çekemedim acaba beni ne kadarlıkken evlatlık verilmiştim...

"Aynı Sincap'ın küçüklüğünü andırıyor öyle değil mi anne? Abimin sözleri ile başımı anneme çevirdim.

Annem gülerek kafasını salladı yutkundum. Annem küçüklüğüme dair bir kaç anımı anlatmaya başladı. Babam ve abim gülerek annemi dinlerken benim gözlerim dolmuştu..

Acaba bu anılar benim miydi yoksa ablamın anıları benimmiş gibi mi anlatılıyordu? Çoğu insan kendi doğurduğuna annelik babalık yapamazken ben annemle babamın hakkını asla ödeyemezdim.. Nasıl bu kadar çok sevmişlerdi beni, tıpkı kendi öz evlatları gibi.

"Sevda niye ağlıyorsun kızım? "Hızlıca göz yaşlarımı sildim burnumu çekerek kafamı iki yana salladım. Kafenin dışarısında gördüğüm sima ile yüzümde ki gülüş soldu.

İki insan birbirini gerçekten severse; araya ne kadar zaman girerse girsin, kimlerle neler yaşasalar yaşasınlar, elbet  bir gün yeniden karşılaşırlar. Ya birbirlerini affederler, çok sevdiklerinden; ya da asla affedemezler, yine çok sevdiklerinden.

Ve şu da var; İki insan birbirinin kaderiyse er ya da geç, sonuç ne olursa olsun yine birbirlerini bulur. Hiç ummadık zaman da bile.

Demir yorgun gözlerini benim üstümde gezdirdi. Birbirimizi karşımızda görmeyi umuyor muyduk? Geçen onca aydan sonra..

Bölüm sonu

Yorum sınırı koymuyorum, bunu size yapılmış bir kötülük gibi görüyorum. 😥

Okumak isteyen bir kitlenin önüne engel değil el uzatmak gerek.
Siz gerçekten Sevda Karan kurgusunu sevdiniz..🥲
Bu yüzden bundan yorum sınırı falan yok.😌
Her gün bir bölüm atmaya gayret edeceğim inşallah.☺

Hatam varsa affola 😇

Seviyorum sizi🥰
Allah'a emanet olun 😘❤

•SEVDA KARAN•SEVDANIN KARASI ( SEZON FİNALİ)Where stories live. Discover now