Ayhan Bey'in odasına koşa koşa çıktım. İki dakika acilden ayrılsam bir şey olmaz herhalde..
Şansıma, tam geldiğimde işini bitirmişti. Odadan çıkar çıkmaz neşeli ve enerjik bir halde "Sarı Fırtınam" diye bağırmıştım.
Sesim fazla yüksek çıkınca Açelya'dan azar yemiştim.. Beni azarlarken benden daha çok bağırmıştı ama olsun..
Yaklaşık 30 saniye sonra, beni azarlama seansı bitince, "Ne var?" diye sordu.
"Harika bir teklifim var sana." dedim kocaman gülümseyerek.
"Kabul etmiyorum."
"Niye dinlemeden reddediyorsun be Sarı Fırtınam.."
"Senden mantıklı bir şey beklemiyorum çünkü. Iddia falan istiyorsundur sen."
Gururlu ve kendimden emin bir şekilde kafamı iki yana salladım. "Bu sefer yanılıyorsun."
Sinirli ve ters ters bakarak "Hemen söyle. Yapacak işlerim var."
Beni tehdit eder gibi çıkmıştı sesi. Bana hiç tahammülü yoktu. Hem de hiç. Gerginliğini biraz olsun azaltmak için "Kız biraz sakin ol, Hırçınsu.."
Arkasını dönüp gitmeye başlamıştı. "Kimlerle uğraşıyorum ya.." diye söylenerek acile yöneldi. Ben de arkasından koşarak yetiştim. Merdivenden inerken konuşmaya başladık. Daha fazla uzatmamak için konuya girdim.
"Demir bana hiç yüz vermiyor. Kardeşim, bro, birader falan diyor."
Bu söylediğimle durdu. Bana baktı. Şaşkın bir ifadeyle "Sen.. Demir'den.. Mi.." dedi. Birkaç saniye düşünür gibi yaptı. "Anlamalıydım.. Ama.. Neden bana söyledin ki?"
Bu cümleyi kurmayı gururuma yediremiyordum ama "Çünkü yardıma ihtiyacım var." demiştim bir kere. Ben az önce yardım istedim.. Bütün karizmam çizilmiş gibi hissediyorum..
"İnsanların arasını yapmaya bayılırım.. Ama sana neden yardım edeyim ki? Hem sen nasıl yardım istedin o bitmez tükenmez egonla?"
"Karşılıksız yapmayacaksın tabi ki. Nazlı'yı kazanacaksın."
Bu cümleyi kurmamla ilgisi artmıştı. "O nasıl olacak?" diye sordu merakla.
"Sen kabul ediyor musun, etmiyor musun? Önce ona açıklık getirelim."
"Tamam kabul. Bir planın var mı?"
Anlaşma sağlanınca rahatlamıştım. "Ben şöyle düşündüm; Nazlı'yı kendime aşık edeceğim, sonra bir anda terkedeceğim, sen onu teselli edeceksin, sana aşık olacak."
Yaptığım şakadan hoşlanmamıştı. "Salak mısın Doruk?" diyerek kolumu çimdiklemişti.. Ama nasıl çimdikleme.. Vurulmuşum gibi sızlıyor..
"Şaka yapıyordum ya.."
"Hakettin." diyerek yanımdan uzaklaştı. En azından işbirliği yapmayı kabul etti. Demir'e olan hoşlantımı söyleyince kabul etmeseydi göt gibi kalırdım çünkü. Toparlayamazdım, oradan dönmezdi.....
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
