1708

486 65 53
                                    

17.08.2021, Salı

Çok sıkılmıştım. Her şeyden. Herkesten.

Aslında tek sorunum Changbin'di. Ama kahretsin ki onu kalbimin merkezine koyduğum için hayatımdaki en önemli şey oymuş gibi hissettiriyordu. Ona hissettiklerimin ufacık bir karşılığını alsam bile benden mutlu olamazdı dünyada.

Ve her gün bunun ne kadar sağlıksız bir durum olduğunu fark ediyordum. Bizzat yaşayarak olması da ayrı acıydı.

Changbin pazar günü saçma sapan bahanesiyle yanımdan ayrıldıktan sonra biraz ağladım. Bir iki saat. Gözlerim şişti biraz. Sonra da salaklığıma ağladım. Kendimi bu kadar kaptırmamam, onun dengesiz hareketlerine güvenip hislerimi abartmamam gerekirdi. Ama her şey için çok geçti sanırım. Çünkü bu onun için ağladığım kaçıncı seferdi hatırlayamıyordum bile.

Aslında benim güçsüzlüğümdü bu tamamen. Changbin bana bir söz vermedi, beni yarı yolda bırakmadı. Ben ondan beklentilerimi bu kadar yükseltmemeliydim.

Ama şu kesin ki, benim ona olan duygularımı bir kör bile görebilirdi. Beni her öpüşünde vücudumun her zerresine yansıyordu ona olan aşkım. Bunu gördü, biliyordu. Bile bile devam etti.

Bu konuda suçluydu işte. Kesinlikle. Acımasızca ve düşüncesizce bir davranıştı.

Daha sonrasında gelip güya beni düşündüğünü gösteren hareketlerde bulunarak onu affetmemi bekliyorsa... Yanılıyor. Çünkü kalbimin acısını hislerimin karşılık bulması dışında hiçbir şey dindiremez.

Dün de yanlarında kalmak istemedim. Hyunjinlerin evinde bir iki saat oturup adını bile unuttuğum bir film izledik. Minho ve Hyunjin izlemek istiyormuş. Açıkçası ben kendi zihnimde o kadar kaybolmuştum ki televizyon ekranına anca on kere bakmışımdır belki de.

Bir de Changbin'e bakmamaya çalışırken fazla efor sarf ederek yoruldum. Film bitince de annem bekliyor bahanesini kullanıp çıktım kimseyle konuşmadan.

Umarım garip olmamıştır, olduysa da akşam kimse yazmadığına göre Hyunjin bir şeyler uydurmuştur.

Gece uyumadan önce düşündüklerimin sonunda hep aynı yere varıyorum artık: Changbin'le konuş.

Cidden beni sadece yaz eğlencesi olarak görüyorsa bunu kaldıramazdım. Tamam ilk iki üç seferde harika hissettirdi, birlikte olduğumuz anlarda kendimi bulutların üstüne çıkmış gibi hissediyordum. Ama kendimi aptal liseli aşık beklentilerine soktukça durum için çıkılmaz bir düğüme dönüştü.

Artık her seferinde daha fazlasını istemeye başladım, hem fiziksel hem de duygusal olarak.

Onun umursamazlığı ve ertelemeleri de kafamın içinde bitmek bilmeyen olumsuz fikirleri körüklüyordu.

Seni kullanıyor, erkeklerden hoşlandığını kabul bile etmemiş, kendisini senin üzerinde keşfetmeye çalışıyor, senden hoşlanmıyor bile...

Kendi kafamda yaşamak bazen eziyet gibi geliyor.

Hyunjin de günlerdir kendi kendimi yiyip bitirdiğimi gördüğü için Changbin'den beni uzak tutmaya çalışıyordu. Mesela bugün Jiwon'la buluşacaktık.

Voleybol oynadığımız günden beri sadece sosyal medya üzerinden iletişime geçmiştik. Aynı yerde otursak bile görüşme fırsatımız olmamıştı.

Sadece buluşalım diyerek çıktığımız için bir plan yoktu. Önce gidip sahilde gölgede otururduk, belki yüzerdik, sonra dondurma, belki yürüyüş...

Sahile inerkenki marketin orada buluştuk, sarıldık. Üçümüz garip bir şekilde iyi bir arkadaş grubu oluşturmuştuk. Bazen kendimi üçüncü tekerlek gibi hissediyordum ama yine de farklı bir ortam iyi gelmişti.

sober' changlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin