64. Bölüm: Hasat Vakti

Start from the beginning
                                    





Bıyıklı Ejder Balığı Denizi bıraktığı gibi duruyordu. Orkun yumuşak rüzgarların estiği gökyüzünde yavaşça süzüldü ve Bıyıklı Ejder Sazanlarının yetiştirildiği adaya göz attı.


Orkun’un gözüne çarpan ilk şey arkasında bıraktığı mirasın katlanarak arttığıydı. Ufak adanın her bir köşesinde irili ufaklı havuzlar vardı, gökyüzünden havuzlarda yüzen dev balıkları dahi görebiliyordu.


Gülümsedi, Elmas Papatya Tarikatına gitmeden önce Pirinç Büyülü Dünyasını hanesinin kontrol almasını babasına söylemişti. Pirinç Büyülü Dünyasında bol miktarda bulunan Kızıl Aşk Muzlarının özleri sayesinde şimdi yüzlerce Bıyıklı Ejder Sazanından oluşan bir balık çiftlikleri bile vardı.


Adayı korumakla görevli iki genç Yıldız Ruhu Savaşçısı onun varlığını hissettiklerinde mağaralardan dışarı çıktılar, ancak onu tanıdıkları gibi sessizce mağaralarına geri döndüler.


Orkun kimseye rahatsızlık vermeden suyun altındaki büyülü dünyanın konumunu hatırladığı bölgeye uçtu, etrafta birkaç tur atıp konumu doğruladıktan sonra derince bir nefes alarak suya daldı.


Ruhsal enerjisi ile vücudunu çevreleyen bariyerle birlikte suyun altına doğru ilerlerken baskın aurasını serbest bıraktı, sürpriz bir saldırıya maruz kalıp tehlikeli bir durum içinde kalmak istemiyordu.


Derinlere indikçe suyun basıncı artıyordu lakin 200 metre kadar aşağı dalan Orkun henüz sınırına ulaşmamıştı. Birkaç yüz metre daha aşağı dalan Orkun nihayet tanıdık girdabı görünce hızla girdaba atıldı.


Büyülü dünyanın içine girer girmez kolyenin içine saklanan Orkun aşina olduğu ortamı tekrar gördü. Dev su canavarları her yerdeydi.


Kolyeyi suyun üstünde uçurdu, sırasıyla her adayı ziyaret etti ve yeni oluşmuş bütün rünleri ve işe yarar kaynakları topladı.


“Şimdi sırada Yıldız Ruhu alemine ulaşmış bir canavar ile savaşmak var.”


Yıldız Ruhu alemindeki insanlarla birkaç kez savaşmıştı ama bu seviyedeki bir canavar ile hiç savaşmamıştı.


Kolyenin içine tekrardan giren Orkun suların içinde gezerek öldürebileceğini umduğu bir su canavarı aramaya başladı.


Gözüne çarpan ilk canavar geçen sefer geldiğinde buradan olan 10 metreden uzun kollara sahip ahtapottu. O ahtapot şu anda 15 metreyi aşkın kollara sahipti ve korkunç görünüyordu.


Ahtapotun ardından Ruh Kralı aleminin zirvesinde olduklarını tahmin ettiği bir tür keskin dişli balık sürüsü gördü. Onlarca üyeden oluşan bu balık sürüsü hızla yer değiştiriyordu. Geçen sefer gördüğü köpekbalıklarına da rastladı, onlarda geriye 3 tane kalmıştı.


Büyülü Dünyanın içinde hızla gezinen Orkun birbirinden güçlü canavarlar gördü, bazıları kendisinden katbekat güçlü görünüyordu. Gezinmeye devam eden Orkun sonunda aradığı canavarı görünce duraksadı.


Uzunluğu 100 metreden fazla olan dev balina sessizce suyun ortasında yüzüyordu. Orkun yüzüğün içinde yanına yaklaştığında yüzükten çıktı ve onun gücünü kontrol etmek istedi.


-Bang!


Güçlü ve ölümcül bir aura aniden üstüne çöktü. Orkun hareket edemez hale gelirken dev balinanın gücünün bir kısmını tatmış oldu. Bu canavar, Yıldız Ruhu aleminin 5 seviyesini aşıp başka bir aleme yükselmiş gibi görünüyordu.


“S.ktir!” Kolyenin içine tekrardan saklanan Orkun kolye olmasaydı hareketsiz kalarak ölebilirdi. “Sanırım o köpekbalıklarından biriyle savaşmalıyım.”


Kolyenin içinde bir süre zihinsel olarak kendini dinlendirdi, balinanın kalbine saldığı korkuyu bastırıp vücudundan atması bir hayli zorlayıcı olmuştu. Canavarın istemsizce yaydığı aura bile onu dondurmaya yetmişti.


Orkun kendini tamamen hazır hissettiğinde köpekbalıklarından birisinin karşısında ortaya çıktı. Diğer iki köpekbalığı bir hayli uzakta olduklarını görmüştü, gönül rahatlığıyla bu canavarla savaşabilirdi.


Köpekbalığı o ortaya çıkar çıkmaz onun olduğu tarafa döndü, bakışları ona kilitlenirken ağzını açtı ve suyu vakumlamaya başladı. Tonlarca su aniden köpekbalığına doğru sürüklenmeye başladı, Orkun da suyla birlikte canavarın ağzına çekiliyordu.


‘Uzay Delen Ardışık Adımlar!’


Orkun ayak yeteneğini kullandı, geriye doğru adım atarak çekim kuvvetini bir miktar savuşturdu ancak canavar durmadığı için rahat bir pozisyona geçemedi.


‘Pekala sen istedin!’


Kılıcı elinde belirdi, gözlerini kapattı ve Ejder Döven Kılıç Vuruşu tekniğini kullandı. Ruhsal enerjisinin hatırı sayılır bir kısmını harcayarak oluşturduğu kılıç figürü çekim kuvvetinin etkisi ve arkasındaki suyun ağırlığının yardımıyla oluştuğu anda canavara uçtu.


-Schee!


-Bang!


Saldırı canavara çarptığı anda ilk başta başı dik bir şekilde kesildi ve bu kesik gövdesinin ortasına kadar devam etti. Canavar ilk saldırı tarafından parçalandığı anda arkadan gelen su kıskacı saldırı kafasına çarptı ve dişlerini ezerek köpekbalığının başını çekiçle vurulan demir gibi dümdüz etti.


‘Aptal canavar! Yaptığı saldırının benim işime geldiğini bilse arkasına bile bakmadan kaçardı.’ Orkun canavarın cesedine doğru ilerledi. Birkaç saniye sonra cesedin yanı başındaydı.


Orkun saldırısının gücünü kontrol etmek için canavarın cesedindeki hasar miktarını kontrol etmek isterken bir anda onlarca auranın cesede kilitlendiğini fark etti.


‘Hay anasını!’


Nerede olduğunu unutmuştu. 
  

[Tamamlandı] Çılgın Mucidin Kozmik Fırını Where stories live. Discover now