"Erkek sevgili süper bir şeymiş lan." dedim patlamış mısırı ağzıma atmadan önce.
Şükrülere gelmiştik. Enisle ikisi televizyona bağlamak için film seçerken ben Anılla mutfaktaydım.
"Nasıl yani?"
"Abi düşünsene sabah günaydın yazmadı diye trip attığım sevgilim var ya. Rüya gibi değil mi? Hep bana yapılırdı. Bu kadar keyifli bir şey olduğunu tahmin etmezdim. Sürekli beni alttan alıyor, sürprizler yapıyor, hesap falan ödüyor. Çok iyi abi ya." dedim keyifle sırıtarak.
Çetinle sevgili olduğumuzdan beri çok eğleniyordum. Onu sinir etmek için saçma sapan şeylere trip atıyordum. Maksat nasıl tepki vereceğini görmekti. Keyifliydi. Normalde okul zamanı bile derse on dakika kala uyanan ben sırf ona laf sokmak için sabahın beşinde kalkıp 'neden günaydın yazmadın' diye mesaj attıktan sonra uykuma devam ediyordum. Kalktığımda bana 'imam dışında bu kadar erken saatte uyanan olmaz ayrıca madem uyandın sen niye günaydın yazmadın geri zekalı' diyerek ters tepki yapsa da işin sonunda yine kendimi haklı çıkarmaya çalışmıştım. Başarılı da olmuştum. Ya da benimle uğraşmamak için siklemeden her şeyimi kabul ediyordu. Bilemedim.
İşin aslı memnundum. İlk başlarda gergin ve sıkıntılı olduğumu inkar edemezdim. İlk kez bir adama karşı böyle hisler beslemem beni bocalasa da sanırım Çetin sayesinde normalde daha sancılı geçen bu süreç benim için iyi geçmişti diyebilirdim. Aslında çok odun olsa da özünde anlayışlı bir insandı. Galiba onun karakterini yeni yeni tanıyordum. Yani başlardaki gibi hemen etiket yapıştırmak yanlıştı. Çetini tam anlamıyla tanımak zordu. Zamanla olacak şeydi. Umarım bizim de uzun zamanlarımız olurdu.
"Harbi mi lan?" diye sordu Anıl kaşlarını kaldırarak.
Kafamı salladım. "Vallaha kanka. Bence herkesin denemesi gereken bir şey." dedim gurme edasında. Zihnimin bir köşesinde 'çok duymuştum adını ama tadı bir başkaymış' sesi yankılanmıştı.
"Salak o ne öyle hobi mi bu? Herkes denemeli falan. Aşık olmak gerek." dedi Anıl cipsleri kaselere doldururken.
"E ol kanki." dedim. Onu sinir etmek için boğazımı temizledim ve yaklaştım. "Celil abi fena değil bence."
"Sümer sikerim seni bak." dedi.
"Öyle deme bence sende gözü var." dedim patlamış mısır ağzıma atarken.
Yandan bir bakışla baktı. "Çetin abi mi bir şeyler söyledi?" diye sordu.
"Yok o demedi ama ben anlarım. Bence bir düşün."
Gözlerini devirip önünü döndü. Pis pis güldüm.
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim lafından yola çıkarsak Celil abi, Çetin kırması gibi bir şeydi sanırım. Tam olmasa da... Anılda gözü var mıydı emin değildim ama arada sırada laf sokması şüpheye düiürüyordu. Sonuçta Çetinle aramdaki ilişki böyle başlamıştı.
İçeriye kaselerle girdiğimizde duyduğumuz seslerle kalakaldık. Bakışlarımı ekrana çevirdiğimde gözlerim büyüdü.
"Oğlum bugün cuma lan Allahın belaları." dedim ayıplarcasına.
Porno dvdsi Şükrüde olmazdı. Büyük ihtimal Enis getirmişti. Şu an evin içinde kadının inlemeleri yankılanıyordu.
"Kapatın şunu geri zekalılar." dedi Anıl sinirle ve koltuğa yürüdü. Ben de kaseleri sehpaya bıraktıktan sonra koltuğa oturdum.
Enis resmen ağzının suyu akarak izlerken Şükrü elleriyle gözlerini kapatmış, parmaklarını azıcık aralayarak izliyordu.
"Şunun tipe bak korku filmi izliyor sanki." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OĞLANCI | BXB
General Fiction{Tamamlandı} {texting-düz metin} Ablasına asıldığını düşündüğü adama atar mesajı atan liseli bir çocuk en fazla ne kadar absürt fakat bir o kadar da muhteşem bir şeyin içine düşebilirdi ki?
