"Sevgili olmanın bir kuralı vardır ki o da ilk günden sevişmek. Aradaki bağ kuvvetlenir."
Elimdeki spagetti paketini patlatırcasına açarken, "Pardon tam olarak neyin kuralı bu? Seks yapmadan sevgili olunmaz diye bir kural mı var?" diye sordum yanımda kalçasını tezgaha yaslamış olan Çetin'e.
Acıktığımız için ve ev sahibi ben olduğum için dünyanın en kolay yemeklerinden biri olan makarna yapmaya çalışıyordum.
"Erkek erkeğe ilişkilerde böyle."
Beni salak zannediyordu galiba. Daha önce bir erkekle ilişkim olmaması ilişkiler hakkında bir şey bilmediğim anlamına gelmiyordu. Yani erkek erkeğe ilişkide kabul görülmek için bir ayin veya vaftiz yoksa bu adam her zamanki gibi benimle taşşak geçiyordu.
"Gerdek gecesi var yani?" diye sordum dalga geçtiğini bile bile.
Kafasını salladı. "Şimdi sen deneyimsiz olduğun için ben sana anlatıyorum. Merak etme hayatım, tüm deneyimlerimi seninle paylaşacağım." dedi muzip bir şekilde.
"Ben de sana tüm insanlık deneyimlerimi paylaşacağım hayatım merak etme. Belki biraz da olsa işine yarar." dedim.
"Şu yemeği yap da sonra sevişelim hadi." dedi.
Tip tip baktım. "Senin kalbine giden yol sikinden mi geçiyor reis?" dedim makarna paketini elimde buruşturup çöpe atarken.
"Kalbime giden yol senden geçiyor demek isterdim ama..." dedikten sonra şöyle bir süzdü beni. "Yok, diyesim gelmedi."
"Götüm." dedim burun kıvırarak.
"Yalan söylemiyorum ama."
"Bak aklıma ne geldi." diyerek ona döndüm. "Sende gayliğe giden yolda dikkat edilmesi gereken yüz adım kitabı falan varsa ver bana ben okuyayım, dersime çalışayım sen de yorulma."
"Öyle bir kitap olsa bile senin son okuduğun kitabın cin ali serisi olması muhtemel olduğundan bir halta yaramazdı." dedi.
"Ne alaka ya? Ben gayette kitap okuyorum." diye kendimi savunmaya geçtim.
"En son ne okudun?"
"Şey..." Düşünmeye çalıştım. Sait Faik'in Abasıyanık kitabı dememek için kendimi zor tutsam da "Suç ve Ceza okudum mesela." dedim havalı gözükmek adına.
"Suç ve Ceza? Ne oluyordu anlatsana?" diye sordu kollarını göğsünde bağlayarak.
"Hayırdır Çetin edebiyatçı mı kaçtı içine?" desem de beklentiyle bana bakıyordu. Bir nefes verdim. "Bir adam var suç işliyor sonra ceza alıyor." dedim gergince sırıtarak.
Yüzüme 'seninle sevgili olan kafamı sikeyim' bakışı atıyordu.
"Oksijen kafana girdiğinde nöronların beynini tarif ederken camiden köşeye dön tam sağda mı diyor? Bu nasıl mantık amına koyayım?"
Ters ters baktım ona. "Of sus ya." dedim ne diyeceğimi bilemez şekilde. Allahın ülkücüsü gelmiş beni yermeye çalışıyordu.
"Terk ederim seni bak!" dedim daha sonradan.
"Babayı edersin." dedi sülalem rahat modunda.
"Biraz korksana ya." dedim kaşlarımı çatarak. İnsan bir yalandan da olsa tamam aşkım ayrılma falan derdi.
"Ben ancak Allahtan korkarım yavrum." dedi.
"Bu Allahtan korkmuş halinse..." diye mırıldandım.
"Girme oralara hiç, zor toplamıştım itibarımı takvada ama geçen hafta Celille meyhane yapınca yine yerlerde. Neyse yarın cumaya gidelim bari bir hatırlatayım kendimi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OĞLANCI | BXB
General Fiction{Tamamlandı} {texting-düz metin} Ablasına asıldığını düşündüğü adama atar mesajı atan liseli bir çocuk en fazla ne kadar absürt fakat bir o kadar da muhteşem bir şeyin içine düşebilirdi ki?
