Kahvelerini kapalayan öfkeyle yumruk yapmış olduğu elini kulübenin tahta duvarına vurdum. Korkuyla birkaç adım geriledim. Bu haline hiçbir zaman şahit olmamıştım. Beni tutsak ettiğinde de, boğazıma sarılıp ölüm vaadlerin de bulunurken de.

"Sen ne kendini ne sanıyorsun!"

Öfkeli sesini ve halini tarif etmeme gerek yoktu.
Bu öfke Dean sahip çıktığım için miydi? Onu tedavi etmesi için Ahsa'ya haber verdiğim için mi? Yoksa ondan izinsiz kulübeye aldığım için mi? Yüzünde ki sert ifade içimi dehşetle sardı.

"Benden izin almadan onu kulübeye nasıl alırsın!"

Kulübenin onun için değerli olduğunu şimdi daha iyi anlamıştı. Öfkesinden kaçabilmek için yok olmak istedim.

"Eğer eşim olduğun için bu kararı aldıysan hatırlatırım biz gerçekten evli değiliz."

Sözleri bütün benliğimi yakıp geçerken sakin kalmaya çalıştım.

"Hatırlatmana gerek yok ben bunun gayet farkındayım. Yardıma ihtiyacı vardı. Başka nereye alabilirdim ki. Eve almış olsaydım kim bilir ne kadar kızardın ne-"

"Sus! Onlar yüzünden kaç fedaiyi kaybettik, sen nasıl."

Sözlerinin devamını getirmezken parmakları gür siyah saçlarını alnına döktüğün de sert bir nefes aldı.

"Öfkeli olduğun kadar da merhemetlisin.Hem biz kim olursa olsun zor da kalana merhamet elini uzatmaz mıyız?"

Keskin kirpiklerini aralayıp bana baktı. Bu bakışı dakikalarca sürdü. Ben ise bakışlarımı başka yöne çevirmezken aklıma yıllar önce izlediğim dizinin bir sahnesi gelmişti. Bir insan diğer insana altı dakika kırk beş saniye boyunca...

Sert ama öfkesi inmiş bir ses tonuyla konuştu.

"O yanın da ki burada kalmayacak!"

Cyrus bahsediyordu. Öğesinin bu kadar çabuk geçmiş olmasına sevindim.

"Beni Dean ilgilendirir."

Aniden gözlerini kıstı. Çenesi seğirdi.

"Seni hiç kimse ilgilendirmez!"

Öfkesinin geçmiş olduğu konusunda yanılmıştım. Sonuç olarak yanılgılar dan ibret olan bir adam ancak insanları yanıltırdı.

Hızlı adımlarla yanımdan geçerek uzaklaştı. Öfkesin de boğulmak en son istediğim şeydi.
Geçene kadar da karşısına çıkmamam en iyisiydi.

Tahta kapı gıcırdayarak açıldığında kendime gelmiştim. Amir abi elinde ki siyah çantayla dışarı çıkmıştı. Beni fark ettiğinde " İyi misin? Kardeşim."dediğinde "İyiyim Amir abi."demekle yetinirken sesim kısık çıkmıştı.

Dışarıdan bakıldığında çok mu kötü duruyordum. Eğer öyleyse bunun tek sebebi öfkeyle bağırıp çağıran sonra da hızla çekip giden o adamdı.

FİZÂNİWhere stories live. Discover now