DEPO

1K 147 61
                                    

-- Hakan her şeyi açıklayabilirim, dedim ellerimi öne doğru uzatırken.

-- Demek gizli üssün burası ha!, dedi etrafa göz atarken.

-- Evet. Normalinde Tolga'nın deposuydu. O kullanmadığı için bana verdi. Dükkanın kirasına destek oluyorum, dedim ellerimi iki yana açarak.

-- Ebru sen gerçekten delisin. Şu panoya bak, bir sürü resim, yazı. Bu yaptığın şey çok tehlikeli farkında değil misin?, dedi hırsla.

-- Hakan yine aynı kısır döngüye girmeyelim. Evet fakındayım ve evet vazgeçemiyorum, dedim hırsla.

-- Vazgeçmen için ne gerekli?, diye sordu gözlerimin içine bakarak. Kala kaldım. Cevap veremedim. Gözlerinin güzelliği beni benden alırken, kelimeler sanki boğazıma düğümlendi.

-- Ebru, senden gerçekten hoşlanmaya başladım. Hayatımda ilk defa bir kıza ilan-ı aşk ediyorum. Lütfen Ebru dur, sana yalvarıyorum, dur. Senin için bu kadar önemliyse eğer, söz veriyorum babanın katilini ben arayacağım ve şerefim üzerine söz veriyorum, bulmadan durmayacağım. Yeter ki sen bu işin peşini bırak ve ben senin güvende olduğunu bileyim, dedi ellerimi tutarken.

Resmen şoka girmiştim. Ellerim ellerinde, gözlerim gözlerinde, bir filmin en romantik sahnesini canlandırıyorduk sanki. Günlerdir hayalini kurduğum şey gerçekleşirken, ben sadece sessizce duruyordum. Hakan bu sessizliğimden farklı anlamalar çıkartmış olsa gerek;

-- Tamam, sen benden hoşlanmayabilirsin ama bir arkadaşın olarak, dedi ve ben ellerini bırakıp boynuna sarıldım. Günlerdir içimde tuttuklarım dışarı fırladı ve onu öpmeye başladım. Ayrıldığımız zaman ikimizde nefes nefesiydik.

-- Sen de mi?, dedi gözlerimin içine aşkla bakarak. O kadar güzel bakıyordu ki ( hayır kurt bakışlım değil sadece güzel gözlüm) gözlerinin yeşilinde kendimi kaybettim. Sedece başımı sallayabildim.

-- Peki sen ne zamandır bu fasulye sırığından hoşlanıyordun?, diye sordu başını yana eğerek. Duygularından, utanmış gibi bir hali vardı.

-- Zamanını  bilmiyorum. Anneme dalga geçmek için söylerken, gerçek olduğunu fark ettim. Peki ya sen bu bahçe cadısını ne zaman sevdiğini fark ettin?, diye sordum, merakla.

Çünkü bana hiçbir şey belli etmemişti ya da ben anlamamak için direnmiştim. Öyle ya hayatımda gerçek manada ilk defa birinden hoşlanıyordum ve o kişiyle ben durmadan didişiyordum ya o benden hoşlanmıyorsa benim için yıkım olurdu.

-- Rüyalarımı ele geçirmeye başladığın zaman anladım. Ebru bu romantizm çok güzel ama ciddi ciddi konuşmamız gerekiyor. Ben artık hayatını tehlikeye atmanı istemiyorum. Artık ben varım. Bunun için eğitildim. Lütfen izin ver işimi yapayım, dedi ciddi bir ifadeyle.

-- Ben nasıl yaparım bilmiyorum. Senelerdir buraya gelip, bu panolara tekrar tekrar bakmaya alışmışım. Bakmayınca sanki babamın yüzünü, kokusunu unutacakmışım gibi geliyor, dedim üzgün bir şekilde.

-- Tamam şöyle yapalım. Ben bulduğum her şeyi sana anlatayım. Bu panoyu beraber tekrar düzenleyelim. Tek başına bir işe kalkışma bu bile bana yeter, dedi belime sıkı sıkı sarılırken.

-- O zaman anlaştık. Bulduğun her şeyi bana anlatacaksın ama anlatmazsan senin aşkından ölsem de bir daha yüzümü göremezsin, dedim boynuna sarılırken.

-- Tamam söz, hatta aşık sözü be güzelim yeter ki sen benden gitme, dedi beni bana sarılırken.

Biz böyle iki aşık, hülyalar alemine dalmışken, kapı çalındı. Hakan, beni bırakıp, soran gözlerle yüzüme bakmaya başladı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 31, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Seni Sevebilir Miyim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin