11. Bölüm

37 11 9
                                    

Buharlaşarak kaybolan maddelerin etkisi altındaki  herkes yerde hareketsiz bir şekilde yatıyordu.
Sınıfta ölüm sessizliği vardı. Pencere kenarında bulunan çiçekler solmuştu.
Az önceki sisli sınıf şimdi berraklaşmıştı.

Yaşananlardan henüz kimsenin haberi yoktu. Ta ki derse geç kalmanın verdiği endişe ile sınıfa hızla giren Emma' nın çığlığı duyulana kadar.

Genç kız o kadar çok korkmuştu ki yüzü mermer gibi bembeyaz olmuş , aynı zamanda kafasındaki soru işaretleri gözlerinden okunuyordu.

Biraz sonra Başka sınıflardan öğrenciler merakla sınıfın önünde toplandı. Herkes olan bitene bir anlam vermeye çalışırken  Bayan Miranda 'nın sertçe bağırması ile irkildi.

- Neler oluyor orda ?

Öğrencilerin yüz ifadesi onu da endişelendirmişti. Hızlı adımlarla sınıfa doğru ilerledi. Karşılaştığı manzara karşısında gözleri fal taşı gibi açıldı.

Olayları soğuk kanlılık ile yönetebilme yeteneği kendini hemen gösterdi. Öğrencilerden birine Bay Lucas'a haber vermesini söyleyip tüm öğrencileri oradan uzaklaştırdı.

- Herkes hemen sınıflarına girsin. Kimseyi burada görmek istemiyorum, hemen !

Öğrenciler meraklı bakışlar ve ağır adımlarla sınıflarına girdi. Fısıltılar dev bir gürültü kirliliği oluşturmuştu. Biraz sonra sessizlik hakim oldu. Bu sessizliği Bay Lucas , arkasından gelen Gerry' ve diğer personellerin ayak sesleri ile bozuldu.

- Neler oluyor burada Bayan Miranda?

Bayan Miranda sustu.

Sınıf kapısına yaklaştığında sorusunun cevabını aldı. Gözü, kırık kapsüllere daha sonra yerde yatan profesör ve öğrencilerine çarptı.  Neler olduğunu az çok anlamıştı.

- Onları hemen revire taşıyın!

Gerry ve arkasından gelen dört personel hızla harekete geçtiler.  Diğer görevlilerin  yardımıyla kısa sürede sınıftaki herkes revire götürüldü.

*
8 saat sonra

*
Kylie gözlerini yavaşça açtığında , yıkık dökük tavana baktı. Bütün vücudu uyuşmuştu . Etrafına bakmak istedi ama kendini o kadar çok yorgun hissediyordu ki başını kıpırdatacak hali yoktu. Biraz sonra gözlerini tekrar yumdu.

Büyük bir odada yaklaşık 10 kişinin yattığı yataklar dışında hiçbir eşya yoktu. Bu oda oldukça soğuktu. Aynı zamanda odadaki yoğun koku baş döndürüyordu. 

Biraz sonra odaya iki hemşire girdi. Öğrenciler ve Profesörün nabzını ölçüp vital bulgularını kontrol ettikten sonra kapıda duran Bay Lucas'a endişeli gözlerle baktılar.

- Bayan  Marinett , lütfen iyi şeyler söyleyin .

- Üzgünüm Bay Lucas , fakat hastalarımın sağlık durumu sizin tatmin olmanızdan daha önemli. Bu durumda benden iyi bir haber duymayı beklemeyin. Daha önce de söylediğim gibi hastaların nabzı çok hızlı ve vücutta belli başlı anormallikler gözlemledim. Bu anormallikler hastalarda değişiklik gösteriyor. Bu yüzden genel konuşmam doğru olmaz. Şu anlık yapabileceğim her şeyi yaptım. Bundan sonra beklemekten başka çaremiz yok.  Tam olarak ne olduğunu bizde bilmiyoruz. Sanırım sorularınızın cevabını kesin olarak verebilmek için Profesörün kendine gelmesini beklemeliyiz.

Bayan Marinett, yanındaki hemşireyle bir süre konuştuktan sonra odadan dışarı çıktı. Bay Lucas , kapı önünden ayrılıp dışarı çıktı. Bayan Miranda'ın yanına oturup öylece bekledi.

Öğrenciler arasında söylentiler hızla yayılıyordu. Öğretmenler her ne kadar bunun önüne geçmeye çalışsa da büyük bir karmaşa yaşanmaya başlanmıştı.
Bayan Grace , Bay Smith ve diğer eğitim görevlileri öğrenciler için bir kontrol mekanizması oluşturmaya çalışırken , Bay Lucas ve Bayan Miranda baygınlık geçiren öğrencilerin sağlığına odaklanmıştı.

Birkaç dakika sonra yaklaşan ayak sesi irkildiler. Bu biraz önce Bayan Marinett'in yanındaki hemşireydi.

- Bay Lucas, Profesör kendine geldi.

Bay Lucas ve Bayan Miranda hızla ayağa kalkıp revirdeki tek kişilik odaya doğru yürüdüler.

Profesör yatağa yaslanmış , yorgun gözler etrafa bakıyordu.

- Profesör , kendinizi nasıl hiss-

Bayan Marinett'in lafı Bay Lucas'ın araya girmesiyle bölündü.

- Profesör , söylesenize neler oluyor ?

Bay Lucas'ın sinirli ve endişe dolu sesi, Profesörü canlandırdı. Yaşananlar bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçti.
Konuşmak için kuru dudaklarını birbirinden ayırdı.

- B-ben...deney yapıyordum , ne olduğunu anlamadım. Fare birden fırladı ...

Anlamsız bakışlarını Bay Lucas'a yöneltti.
Bayan Miranda daha açıklayıcı bir dille sakince sordu.

- Profesör kapsüllerin içinde ne vardı ? Öğrencilere neler oldu böyle? Açıklayın bize.

- Bilmiyorum , bu bir çeşit-

- Ne dediniz? Bilmiyorum mu ? Bu olanların bütün sorumluğu size ait. Nasıl olurda bu kadar dikkatsiz ve beceriksiz olabilirsiniz?

- Bay Lucas lütfen , bırakın anlatsın. 
Profesör devam edin.

- N-nasıl ifade edilir bilmiyorum. Kapsüllerde bazı canlılardan ayırdığım DNA'lar bulunuyordu. Hepsi birbiri ile temas etti  ve oksijene karıştı. Bu durumda neler olabilir bilemiyorum.

Bayan Marinett tabureye oturarak sordu.

-  Vücudunuzda ne tür değişiklikleri hissediyorsunuz?

- Bir değişim hissetmiyorum.

- Pekâlâ, bırakalım da Profesör biraz dinlensin. Öğrenciler arasında kendine gelenler olmuş. Onların durumları şu anlık iyi görünse de anlam veremediğimiz anormallikler var-

- Bayan Marinett , öğrenciler arasında karmaşa yaşanmaması için onları  iyi olduklarına inandırın.

Marinett,  Bay Lucas'a anlam dolu bir bakış attıktan sonra Bayan Miranda'ya döndü.

- Sizde öyle mi düşünüyorsunuz?

- Evet. Şimdilik böylesi daha iyi olacaktır.

- Pekâlâ.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 27, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

BLACKFORD AKADEMİSİ Where stories live. Discover now