Mutfak önlüğünü giyip elime kuru bir bez aldım.

"Neden ona söyledin?" diye fısıldadım.

"Fena mı işte apartmandaki teyzelerden kurtardım seni."

Dirseğimi koluna vurup yüzüne baktım hayal kırıklığıyla.

"Günlerdir telefonuna ve mesajlarına cevap vermediğini söyledi. Çok telaşlanmıştı, aynı zamanda üzgündü. Onu hiç böyle görmemiştim. İkinizi de seviyorum ama onun üzülmesine dayanamıyorum işte."

Suratım asık bulaşıkları kurulamaya devam ettim.

"Ne? Neden seni bu kadar rahatsız ediyor gelmesi? Hem çok nazik. Çiçek bile getirmiş."

Dişlerimi sıkıp burnumdan soludum.
"Neden apartmandakilere bekar olduğumu söyleyemiyorum ki?"

"Hey, ben polisim, Türk insanını en iyi ben bilirim ve sen de Türkiye'desin. Adet böyle kuzum. Yapcak bi şey yok."

"Bu çok saçma."

"A Kenan da hazır buradayken yüzük mü taksak."

"Sude!"

Kıkırdamaya başladı.
"Tamam sustum."

"Gelebilir miyim?" Kenan mutfağa girmek için kapı eşiğinde onayımı bekliyordu. Ona baktım sonra cevap vermeden Sude'nin yıkadığı bulaşıkları kurulamaya devam ettim. Sude bana bakıp kaş göz işareti yaptı. Onu da görmezlikten geldim.

"Kenan ben çok yoruldum." Elini önlüğündeki havluya kurulayıp belinden çıkardı. Gözümle ona hayır desem de beni dinlemiyordu.

"Gelinim diye tüm bulaşıkları bana yıkattılar. Gebe olmama aldırmadan hem de. Sen devam eder misin?"

Sonunda pes ettim ona sessiz açıklama yapmaktan.
"Sude ya..."
Nazlanarak ona sitem ettim.

Ne yapmaya çalıştığını anlıyordum ama ya aramızdaki tehlikenin farkında değildi ya da bilerek yapıyordu. Bilmiyorum.

Sude mutfaktan ayrılırken Kenan gülümseyerek yanıma geldi.

"Ne yapıyorum?"

Bej renkli uzun kol tişörtünün kollarını sıvadı. Onu ağır çekimdeymiş gibi izliyordum. Sonra gözlerimi kırptım birkaç kere. Kendime gelmem gerekliydi.

"İstersen hiç girme. Çok bir şey yok zaten. Ben hallederim." dedim aceleyle. Tek isteğim bir an önce buradan çıkmasıydı. Çünkü kokusunu duydukça kalbim heyecandan göğüs kafesime sığmıyor, söyleyeceklerim havaya uçuşup dağılıyor, elim ayağım birbirine karışıyordu. Saçmalamam an meselesiydi ve öyle de oldu.
Sonunda panik yapıp önümdeki tabakları ve kaşıkları lavabonun içine yıktım.

"Bade!" Annem seslendi içeriden. "İyi misin kızım?"

"Sorun yok. Kırılmadı." diye cevap verdim. Yine de Fatih ve Sude mutfağa yanımıza gelip bizi kontrol etti. Ardından kıkırdayarak yanımızdan ayrıldılar. Lavaboya düşen tabakları ve kaşıkları topluyordum.

Kenan gülümseyerek yanıma gelip titreyen ellerimi tuttu. Daha hızlı nefes alıp vermeye başladım ve bu heyecana dayanamayıp elimi olağanca hızla geri çektim.

Görevimiz Mutluluk 2حيث تعيش القصص. اكتشف الآن