V-2

1.1K 96 66
                                    

"Komiserim herif konuşmuyor, vuralım mı dersiniz?"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Komiserim herif konuşmuyor, vuralım mı dersiniz?"

Ah sikeyim, iş başa düşüyor yine. Benden başka disiplinli kimse yok mu burada, neden ibnelere sürekli ben sataşıyorum.

"Silahını ver, Min."

Gencin alnına silahı dayamıştım. Öldürmeye kararlıydım çünkü böylesine kurumsal bir yerde, komiserle taşak geçmişti. Oldukça sinirliydim.

"Bana bak, Hyun-Jeongho. Ya şimdi her şeyi dökersin, ya da on dokuz yaşın beni ilgilendirmeden beynini darmaduman ederim. Seçim senin. Eğer konuşursan en fazla Busan dışına sürülürsün. Şimdi konuş,yoksa tetiği çekeceğim."

"Bay Kim, ölümüm sizin ellerinizle olabilir. Memnun olacağım."

Silahın tersiyle suratına indirdiğim darbe, onu sandalyesiyle duvara yapıştırmıştı. Suratına birkaç darbe indirirken hala sırıttığını fark ettikçe daha fazla vuruyordum o günahkar suratına.
Ağzının arasından bir şeyler mırıldadığını fark edince elimi indirip kanla dolu ağzını izledim.

"Jeon Jungkook. Deaseng sokağı, 15.cadde. Viking house. Orada yaşıyor, sikişirken cebinde oranın anahtarını buldum."

Bu kez sırıtma sırası bendeydi. Veletin suratına alaycı bir sırıtma bırakıp, tek kurşunla suratını darmaduman ettim. Sonunda şu nonoş başını bulabilecektim, rütbe bile atlayabilirdim bu başarı sayesinde. Adamlara pisliği temizlemeleri gereken bir emir verdikten sonra Komiser Park'ın odasına kapıyı çalmadan daldım. Kimse yoktu. Masasının önündeki sandalyeye oturdum ve garip sesler beni masasını kurcalamaya sürükledi. Bu bir tür inleme sesi. Kaset televizyonuna bağlı. Televizyonun ekranında, gayler mi? Ne yani, Komiser Park? Gerçekten gay miydi? Şaşkınlıkla odadan çıkarken Komiser Park beni durdurdu.

"Hey Kim, ne oldu da odamda yalnızsın?"

"Hiçbir şey Komiser, sadece ünlü Jeon hakkında bilgi edindik."

"Kim bulacağını biliyordum, sen en yakışıklı adamımızsın."

Eli göğüslerimi buldu. Dokunuyor ve avucunun içine alıyordu. Elimin tersiyle elini ittikten sonra olabildiğince sert bir konuşma yaptım.

"Bakın Komiserim, bizim görevimiz ibne yakalamak. İbne olmak değil.
Bunu üstlerime söylemek beni utandırıyor. Kendinize çeki düzen verin lütfen."

Sinirle bindiğim arabamı sürdüm, bilerek kendi arabamı aldım çünkü Jeon'u korkutup kaçırmayı istemeyiz. Aklım tamamen Jeon'a çalışmalıydı. Verilen mekana doğru sürdüm. Üstümde şık bir beyaz gömlek, üzerinde deri ceket ve deri pantolon vardı. Kapıyı birkaç defa çaldım, ses yoktu. Daha sonra biri seslendi.

"Merhaba, kime bakmıştınız?"

Ses tonumu nazikçe ayarlamaya çalışıyordum.

"Merhaba, ben geçenki partiden Taehyung. Jeon'u arıyordum fakat? Burası mı acaba onun evi?"

Kapı yavaşça aralandı.

"Evet, burada yaşıyor içeri buyur."

"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Higanbana. Where stories live. Discover now