Gülistan'ın boğazı düğümlendi sanki. Gülen gözlerini boğan hüznü gizlemeye uğraşsa da başaramadı. Ardıl ağa ters bir şeyler olduğunu anlamıştı.

Daha fazla konuşamadan Gülistan'ın dışarı çıkması istenmişti. Peki Ardıl ağaya Abdullah'a nasıl söylenecekti kızların kaçırıldığı? Kim olduğu belli olmayan insanlar tarafından elle konulmuş gibi alınıp götürmüşlerdi hiç bir iz tanık yoktu arkalarında.

***

"Devran abi, Hazar abi yeter sakin olun bir hele."

Odanın içinde volta atmalarından başı dönmüştü Azad'ın.

"Sizin tuzunuz kuru tabi.Bulundu kardeşleriniz. Bizim biriciğimiz yok. Olduğu yerden de kaçırılmış. Kim bunlar a.koy.yım? Ne cüretle düğünümüzü basıp kızları kaçırmaya kalkarlar hele ki benim kardeşimi! nedir dertleri yada amaçları?"

Azad'ı yakasından tutup çekiştirdiğini fark ettiğinde hızla geri çekildi Devran. Azad ise nefesini düzene koymaya çalışıyordu. Yakasını düzeltmeyi ihmal etmedi elbette.

"Birader anlıyorum sizi bak bulacağız onu da merak etme sana Bager ağa sözü veriyorum."

"Sen verdiğin her sözü tutar mısın ki?" diye çıkıştı birden Hazar. Onun ve Jiyan'ın arasında yaşanan duygulardan bi haber değildi.

"Ne diyorsun oğlum sen? Acın var anlıyoruz da abartma istersen ben verdiği her sözü tutan sözünün eri adamım lan!" Bager bağırmaya başlayınca ona doğru adımları hızlandı ve yumruk atmaya yeltendi Hazar.

"o yüzden mi Jiyan'ı yarı yolda bıraktın?! Adi herif!"

"Hazar! Kendine gel yoksa haddini bildireceğim."

İkisi birbirini öldürmek üzere saldırıya geçmişlerdi ki Merxas ve Welat ikisini ayırdı. Ferzan ise nefes nefese bulundukları odaya geldi. (Kızların tutulduğu eski depodaydılar. Kızları güvenlik ve polis ekiplerine teslim edip karakola yollamıştılar. Yanlarında Ciwan ve Baran vardı.)

"Abi yaşıyor!" dedi soluklanmayla karışık haykırırken.

"Kim?"

"Benan! Nefes alıyor zayıf nabzı ama-" derken yanına koştu herkes.

"Nerede?" diyerek Ferzan'a baktı Devran.

"En arkada ki bölümde. Yüreğiniz dayanmayabilir isterseniz Merxas ve Baran'la halledelim biz." dedi çekimser bir tonla.

" Ne diyorsun oğlum sen!" Bağırarak koşturdu tarif edilen yere Hazar.

Odaya girdiklerinde gördükleri karşısında şok olmuş yürekleri teklemişti adeta...

Yüzü gözü morluklar içinde şişmiş 2 adam vardı. Benan ise yerde öylece cansız gibi yatıyordu elbisesi kanlar içindeydi. Bir arbede yaşandığı belliydi. Üstelik karnından tam 2 yerden bıçaklanmıştı. Şişen gözü ben yumruk yedim diye haykırıyordu morluğuda cabası...

Hazar ve Devran hızla yanına koşup seslendi. Ama nafileydi. Değil onlara cevap vermek nefes almaya takati yok gibiydi. Ağlamaklı gözler izliyordu kanlar içinde olan bedenini. Belli ki kendini muhafaza etmek için çatışmıştı sonuna kadar dövüşmüştü. Kızların yeterince vakti olabilmesi için o 2 adamı epey hırpalayıp kendide hırpalanmıştı...

"Pa-muk , Rojda iyi-mi?"

Çok zor söylemişti. Sesinin duyulmasıyla gözyaşları serbest kalmıştı abilerinin. O da ağlamaya başlamıştı. Yüzünden akıyordu inci taneleri.

"Onlar iyi sen kendini düşün." dedi ağlamakla gülmek arasında olan Welat.

Hiç gıkı çıkmadan öylece kalakalmış Merxas'a değdi gözleri ve hemen ardından geri çekti. Zira ona bu halde görünmek yüreğini daha çok acıtmıştı.

"Ba-na, doku-namadılar. Alt ettim iki-sini de... Ahh... Ben... Ben sonu-na kadar direndim. Beni kurtarmaya -"

"Bu kadarı yeterli güzelim. Bu şerefsizler yaptıklarını fazlasıyla ödeyecek. Haydi seni hastaneye götürmeliyiz." Diyerek gözünden akan yaşları sildi Hazar.

Yerde yatan 2 adamı göz hapsine alarak arabalara yöneldiler.

***
Abdullah gözlerini açtığında hastanede olduğunu idrak edene kadar baş ağrısı bu kadar şiddetli değildi. Gözleri yatağının tam karşısında duran pencereye yönelince biricik karısı ve kızları Hazal ile İpek gözleri yaşlar içinde ona bakıyor birbirlerine sarılıyordu. Mutluluktan ağlıyorlardı.

"Çok şükür." Dedi yüreğinin en derininden Müberra.

"Babamız yaşıyor tehlike geçti." Diye çığlıklar atıyordu İpek.

Hazal anne ve kardeşine sarılarak daha bi çok ağlıyordu. Sonra Umeyre belirdi. O da tüm yakışıklılığı ile babasına tebessüm ederek annesine ve ablalarına sarıldı.

Odaya hızla doluşan hemşireler ve doktorlar sevinç içindeydi adeta. Yeniden doğmuş gibi geliyordu Abdullah ağaya.

"Neler oluyor? Pamuk nerede?" Der demez yüzleri gülen doktorlar birden ne diyeceğini bilemediğinden kekelemeye başlamıştı.

"Kızım nerede?" Diye bağırdı Abdullah. Sonra bir anda kulağındaki çınlama ve şiddetli baş ağrısından sebep bir anda gözleri karardı ve eli kalbine giderek bayıldı.

***

"Bu günlerde geçecek amca kızım." Diyerek Hazal'a sıkı sıkı sarıldı Berfin. Kardelen de aynı şekilde ipek'e sarılmıştı. Ağaların normal servise çıkarılması bekleniyor sessizlik ortalığı yıkıp geçiyordu sanki.

Bir anda koridorun ucunda beliren Rojda ve Pamuk olmuştı. Şoke olmuş gözler eşliğinde annelerinin güvenli eteklerine sığınırcasına koştular sarıldılar öptüler. Bilmem kaç yüzüncü kez yeniden ağlama ayini oluşmuştu. Sessizliğe eşlik edense yaşlı gözlerden akan incilerin sebep olduğu geniz akıntısı yani Sümük çekme sesiydi.

"Nasılsınız? Nerdeydniz? Sizi kim kaçırdı, nasıl geldiniz?"soruları yanıtladılar yüreklere su serpildi. İkisi de iyiydi.

Zarife hanım kızlara yaklaştı. Ürkütücü bir kadındı vesselam. Varlığı bile insanın ruhunu ürpertiyordu. Onun kapkara gözlerine bakınca kara deliğin içine çekiliyor gibi hissediyordu insan. Korku filminden fırlamış korkunç çehresi vardı.

"Benan nerede?" Sorduğu soru ile kızlar gözyaşlarını tekrar serbest bırakmıştı.

"O şey... O... Yani Benan..." Kekeliyordu Rojda. Ne diyeceğini bilemediğinden kekelemeye devam ettikçe Zarife hanım üstüne yürüyordu.

"Bizi kurtarmak için geride kaldı. Ama eminim onu da getirecekler. Bager, Welat, Merxas , Hazar ve Devran abi de oraya gitti-" Pamuk cümlesini tamamlayamadan Zarife'nin kara delikten derin bakan gözleri bir anda ışıldarcsına tebessüm ederek baktı koridorun sonuna doğru.

"Onu buldular getiriyorlar. Ayn-ur rıza' m geliyor o kurtuldu..."

Tüm gözler merakla koridorun sonuna baktı. Hiç kimse yoktu. Delirdi herhalde diye bakıştılar.

"Ayn-ur rıza da ne demek?" diye sordu İpek Kardelen'e.

"Kusursuz bakan göz gibi bişi. Zarife teyze hep böyle sever Beno'yu. O iyidir inşallah."

***

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 17, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Pamuk Cüce Ve Yedi Develer Where stories live. Discover now