Bölüm 17

259 12 19
                                    

Yazım hataları için kusura bakmayın düzenlenecek.

Aralara yorum yapıp görüşlerinizi söylerseniz mutlu olurum :) hobi olarak yazıyorum arkadaşlar mantık hatalarıma pek takılmayın :))

"Demek bizi kandırdınız ha oğlum?" Barış'ın annesi hüzünle Barış'a döndü. Her şeyin daha başındaydık daha yeni başlamıştık birbirimize bir şans vermeye. Nasıl olabilir?

Nasıl öğrenmiş olabilirdi? Nefes alamadığımı hissederek bir kaç adım geriledim. Bir şeyler konuşuluyordu ama anlamıyordum. Barış her şeyi hemen kabullenmişti. Daha işin aslını öğrenmeden.

Çıtımı bile çıkarmadım. Sadece dinlemeye çalıştım ama dinleyemedim. Ne diyecektim? Bu durumda bana susmak düşüyor gibiydi. Çünkü durup "Barış'la kazan kazan yaptık o sizşn dırdırınızdan bıktığı için ben de babamın iyileşmesi için böyle bir evlilik planı yaptık" mı demeliydim? Babamı kurtaramamıştık tabiki.

"Kaç paraya sattın kendini!?" Duyduğum şeyle başımı kaldırdım.

"Anne karımla düzgün konuş." Barış benim yerime konuşunca şaşkınlıkla ağzımı açtım.

"Satmak mı?" Dedim karşımdaki kadına inanamayarak. Barış'ın annesini ilk defa böyle görüyordum.

"Nasıl kandırdın benim oğlumu? Ha konuş!" Annesi üzerime gelirken babası araya girdi ve şaşırtıcı şekilde sakin bir tavırla konuştu.

"Her şeyi anlatın."

Barış tam araya girecekken elimle onu tutup susturdum ve ekledim. "ortada kendini satma durumu yok , bu bir. " Barış'ın arkasından çıkıp konuşmaya devam ettim. "ikinci olarak biz biz olmayı denemeye başlamıştık. Ve son olarak Barış 'ı nasıl..." Biraz duraksadım ve ne diyeceğimi düşündüm bir kaç saniye " evet son olarak da onu nasıl bunlattıysanız o da böyle saçma bir anlaşmalı evliliğe düştü. Madem bunu öğrendiniz artık sürdürmenin de bir anlamı yok değil mi Barış?"

Barış'a kısa bir bakış atıp ekledim "hem babama da faydamız olmadı ailen de öğrendi bu evliliği sürdürmeye devam edip kendimize eziyet etmeyelim."

"Ne?" Barış bana şaşkınlıkla baktı. Artık kimseden saklayacak bir şeyimiz yoktu hem birbirimize de aşık falan değildik. Ne anlamı vardı bu evliliği sürdürmenin?

"Öyle kolay değil küçük hanım! Önce hesap vereceksin." Müzeyyen hanım hala üzerime gelmeye devam ederken kocası Polat bey araya girdi.

"Sakin olur musun? Ben de öfkeliyim ama oğluna yüklenmeyip kızın üzerine gitme. Belli ki kızın aklına girmiş Barış." Babası da Barış'a yüklenecekti anlaşılan bu aile dramına daha fazla katlanamayacaktım sanırım.

"Ayakta kaldık oturarak mı konuşsaydık bunları." Savaş abi hala holde olduğumuzu belirterek salonu gösterdi.

Barış hala bana bakıyordu gözüni ayırmadan. "ben eve gidip toparlanmak istiyorum. Bir kaç güne de anlaşmalı boşanırız." Dedim. Hızla kapıya yöneldiğim zaman Barış arkamdan geliyordu.

"Oğlum sen nereye ? Bırak gitsin. Kız yalancı falan ama bu konuda haklı. Gitme oğlum." Annesi arkamızdan bağırırken onları dinlemeyerek çıktım evden son duyduğum şey "Barış oğlum evlen diye diretmeyeceğiz söz yeter ki bu sahtekarla boşan." Olmuştu.

Sanki ben Barış'ı bulup evlenelim demiştim. Neden böyle olmuştu biranda? Nasıl öğrenmişlerdi? Zamanı vardı bunu öğrenmenin.

Annesiyle sanki oturup muhabbet etmemiştik hiç. O yumuşak huylu kadın gitmiş yerine şirret bir kadın gelmişti. Bana nefret kusuyordu resmen.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Apr 30, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

EfsunWhere stories live. Discover now