9

684 70 105
                                    

Gözlerimi açmaya başladığımda vücudumdaki ağrıları hissetmeye başlamıştım "Umarım ağrı kesici vardır" konuşmam ile biri koşturarak yanıma geldi. "Sana bunu yaptırmamalıydım annen olsaydı beni öldürürdü" 

Duyduğum sözleri algılamaya çalışarak Sirius a döndüm "Ne annesinden bahsediyorsun sen?" sorduğum soruyla ne dediğini yeni fark etmiş gibi durdu "Ne annesi Serene? İyi misin diyorum? Bir şeye ihtiyacın var mı?" 

Ağrılardan dolayı yanlış duymuş olabileceğimi düşünerek fazla üstelemedim ve ağrı kesici iksir ile su istediğimi söyledim. Sirius masanın üstündeki şişeleri kurcalarken istediğim şişeyi bulup bir bardak suyla hızlıca yanıma geldi. 

Elinden iksiri alıp kafama diktim ve sonrasında boğazım rahatlasın diye suyu içtim. Tam kalkacağım sırada kucağıma konan yemek dolu tepsiyle beraber şaşırarak başımı kaldırıp Sirius a baktım. "Ne bakıyorsun ye hadi? Tekrar gücünü toparlaman lazım"

Midemden gelen gurultuyla itiraz etmeden yemeye başladım "Neye dönüştüğümü söylemeyi düşünüyor musun? Hem ben ne kadardır uyuyorum?" Sirius ağzındaki lokmayı yutup konuşmaya başladı "Öğlen geldiğini düşünürsek bir buçuk gündür uyuyorsun. Bir an önce okula gitmen lazım. Daha fazla geç kalırsan Ruh Emcilere yakalanabilirsin ve neye dönüştüğünü söylemeyeceğim. Kendin bul" 

Gözlerimi devirip daha hızlı yemeye başladım. Eğer dediği gibi o kadar uyuduysam kuklamla ilgili her an sorun çıkabilirdi. Aslında öğrenciler kuklamı gerçek benle ayırt edemezdi bunun için seviyeleri yetersiz kalırdı ama herhangi bir profesör gelirse foyam ortaya çıkabilirdi. Daha ilk denemem olduğu için o kadar da kusursuz değildi kuklam

"O zaman yemeğimi de yediğime göre seni gıcıklığın ile baş başa bırakıyorum. Yakın bir zamanda sana bir hediyeyle geleceğim o yüzden hazırlıklı ol" Konuştuğum sırada koltuktan kalkmış ve toparlanmaya başlamıştım. O sırada yatakta gördüğüm büyük kuş tüyünü elime aldım "Ve pencerelerini kapalı tut. İçeri kuş girmiş Hem de bayağı büyük bir kuş. Şu tüye bak. Neyse bunu da alıyorum belki kalem olarak kullanırım" 

Tüyü incelerken sonunda işe yarayabileceğini düşünerek çantama attım. Son kez etrafa bakındığımda her şeyimi toparladığımı fark ettim ve kapıya doğru yürümeye başladım. Sirius da arkamdan gelirken çıkmadan önce kapının önünde durdum 

"Yaptıkların için teşekkür ederim kuçu kuçu" diyerek Sirius a sarıldığımda o da bana sarılmıştı "Bu çok tehlikeliydi Serene. Bir daha ne kadar ısrar edersen et seni tehlikeli şeylere atmayacağım" ayrıldığımda gülerek omzuna vurdum "Hayır atacaksın kuçu çünkü sen çok eğlenceli bir büyüksün ve istediğin kadar uğraş bana büyüklük taslayamayacaksın" 

İtiraz edeceği sırada gülerek yanağını öptüm ve dışarı çıktım. Tünelin içinde yürürken bir yandan da kendi kendime konuşuyordum "Ben giderken o ağlıyor muydu? Hayır saçmalama Serene koca adam neden ağlasın. Ama gözleri doluydu. Bir şey kaçmıştır. Aynen bir şey kaçmıştır. Belki de o içeri giren kuş alerji yapmıştır. Aaa evet bu da olabilir" 

Tünelin çıkışına geldiğimde kafamı azıcık çıkarıp etrafı kontrol ettim. Kimse görünmüyordu. Bunun rahatlığıyla ağaca dondurma büyüsü yapacaktım ki pencereden bakan birinin bunu fark edebileceğini düşünerek vaz geçtim ve asamı hafifçe sallayıp aklıma gelen büyüyü mırıldandım 

"Salvio Hexia" Vücudum ortamın şekline bürünürken bir nevi görünmez olmuştum. Bu büyüyü  yapan bukalemun gibi olduğu ortama uyum sağlıyordu. Bu sayede kimse fark etmeden yatakhaneye gidebilecektim ama hızlı olmam lazımdı. Dikkatli bir büyücü tarafından oldukça kolay fark edilebilirdi. 

Evren CadısıWhere stories live. Discover now