Gözlerimi kapatmış adım atacağım ayağımı eski yerine koyarken pantolonumu sertçe sıkmıştım.

Boka basmıştım...

Duyduğum adım sesleri her geçen saniye kalp ritmimi korku ve gerginlikle artırırken kulağımda yankılanan o tok ses... attığı her adımda ölüme bir adım daha yaklaştığımın göstergesiydi. Nefes alışverişlerim hızlanırken yaklaştığını da artan o tok sesle anlamıştım.

Oysa kapı bir adım uzağımdaydı... Kaçmalı mıydım? Hayır hayır bunun bana kesinlikle bir faydası olmazdı ki işleri daha kötü yapardı. En iyisi yaptığım bir hata varsa sakince özür dilemekti değil mi?

Gözlerim hâlâ sımsıkı olduğu yerde kapalı olarak dururken bana oldukça yakın olduğunu o tok sesin kesilmesi ve sırtıma değen hafif bir baskıyla anlamıştım.

Hâlâ yerimde hareketsiz bir şekilde beklerken vücudumu hareket ettirecek cesareti toplamaya çalışıyordum.

"Bana dön..."

Dediği şey karşında vücuduma ikinci darbe gelirken korku ile sarsılmıştım. Vücudum hâlâ ona dönecek cesareti toplayamamışken pantolonumu daha çok sıkmış buruşturmuştum. Ortamda tekrardan bir sesizlik olurken nefes alışverişlerim sessiz ve gergin ortamda adeta maratonda koşmuşum gibi nefes nefese duyulmuştu.

"Ah~ Ne yapsam ki... Başka çarem kalmadı"

Dediği şey karşısında gözlerim irice açılırken korkuyla yutkunmuştum. Ölmüştüm... Artık Dünya'da Jisung diye bir varlık olmayacatı ki onu sinirlendirmiştim. Neyse en azından ölürken onun gözlerini görmeyecektim. O ürkütücü, ürpertici, aşağılayıcı bakışlarını görmeyecektim.

Olacak şeyi korkuyla beklerken kendimi hazırlamaya başlamıştım. Belki bir bıçak darbesi... Yada bir silahın kurşunu... Belkide bir şok tabancası... Vücudumda bu darbelerden birini beklerken gözlerimi korkuyla kapatmıştım. Ardından fısıldayarak

"Anne... Beni bekle geliyorum..."demiştim. Vücudumda hâlâ bir darbe hissetmezken daha çok gerilmeye başlamıştım. Avuç içlerim gergince kaşınırken boncuk boncuk terlediğimi bütün uzuvlarımda hissetmiştim. Birden göğüslerimde hissettiğim ellerle gözlerim irice açılırken irkilmiştim. Kaşlarım hızla çatılırken göğüsümde avuçlarmış gibi duran eller yavaşça sürtünerek yukarıya doğru çıkmaya başlamıştı. Göğüs ucuma yapılan baskıdan dolayı irkilirken dudağımı sertçe ısırmıştım. Ne yani boğmayı falan mı planlıyordu?

Elleri gitgide yukarı çıkmaya başlarken yakalarıma kadar gelmişti. Boynumda hissettiğim sıcak nefesler daha çok gerilmeme neden olurken ne zamandır nefesimi tuttuğumu bile bilmiyordum. Gözlerim tekrardan kapanırken bu sefer öleceğimi kesin bir şekilde anlamıştım...

Birden arkadan hissettiğim baskıyla gözlerim açılırken kaşlarım rahatsızca çatılmıştı. O ne yapıyordu resmen arkadan dayıyordu...

Duyduğum sırıtma sesiyle kaşlarım daha çok çatılırken endişe ile yutkunmuştum. Ne yapmaya çalışıyordu öldürcekse hemen şuan yapmalıydı yoksa ben gerginlikten ölecektim.

Düğmelerimi açmaya başlayan parmaklarla irkilirken pantalonumu olabildiğince daha çok sıkarak iyice buruşturmuştum. Benden faydalanmaya falan mı çalışıyordu? Yani ilk tecevüz edip öldürecek ardından ise bedenimi on paracaya falan mı ayıracaktı?

Kulağıma gelen bir diğer kıkırdama sesiyle irkilirken düşüncelerimden kurtulmuş kaşlarımı çatarak hâlâ gömleğimin düğmelerini açan parmaklara bakmaya başlamıştım. Cesaretli olmalıydım her türlü ölecektim sonuçta. En azından bir direnç göstermeliydim ki böyle ölüme susamış bir kaçık gibi burda böyle hareketsiz duramazdım değil mi?

TİGER LEE -MinSung-Where stories live. Discover now