Bölüm108 Evlilik Töreni?

Start from the beginning
                                    

Korkuyordum bir daha onu kaybetmekten ve bu normaldi.

-Beni dinle olası bir saldırıda saklanmanı istiyorum.

Ona döndüm ve söyledim.

Ama o kafasını salladı.

-Sonunda geri dönmüşken seni yalnız bırakamam.

-Olmaz! Ben güçlüyüm gerçekten ve asıl ben seni bir kez daha kaybedemem. Lütfen...izin ver gücüm varken seni koruyayım.

Bana gülümsedi ve bu bir reddediş olsa da kafasını onaylar gibi salladı.

Tsk beni kandıramazsın.

Biz perdenin ardında otururken kalabalık içeri dolmaya başladı. Ve son ziyaretçi gelip rahip yerleştirildiğinde ayağı kalktık.

Koruma perdeyi geri doğru açtı ve haykırdı.

Birlikte uzun merdivenlerden aşağı indik ve kırmızı halının üzerinde yürüdük.

Gökyüzü açıktı ve parlak yıldızlı gece görünüyordu.

Rahibin önünde durduk. Herkes sessizce izliyordu ve nefesler tutulmuş gibiydi.

İlk yemin bana ait.

-İmparatorluğun güneşi imparatoriçe, tanrının huzurunda Cadriel...

Ve kapı ardına dek bir güm sesiyle açıldı.

Bende diyorum ne zaman saldıracaklar.

Neyseki bu eteğin altından pantolon giydim. Elbiseyi yırtarsam sorun olmaz.

Karşımda duran kişiler grandük ve Evangeline'di.

Tsk sadece ikisi mi? Saldırmalı mıyım? Heh sanki yapar mışım gibi bir tuzak olduğu belli.

-Bu evliliğe itiraz ediyorum! (Evangeline)

Bağırarak bizi işaret etti. Herkes soru işaretleri ile doluydu.

Onlar aslında ölmedi mi!?

Evet, evet ölmediler çünkü fazla zeki olduğum için onları ölümsüzlük ile lanetledim.

Bir dakika... eğer böyle olsaydı kara büyü enerjimi hissederdim ama bu olmadı.

Bir şekilde lanetledi kaldırılmış olmalı! Ve bu o kişinin işi olmalı!

Ama o ortada değil. Ne planlıyorlar!?

-Bizi özledin mi?

Evangeline'in sözlerine karşılık sırıttım.

-Hehe. Tabi ki! Kan torbalarım olmadan akşamları çok boş geçiyor.

-!.. Acaba seni öldürdükten sonra da böyle konuşabilecek misin!?

Bir saldırı yapmaya çalıştı ama onu tek hamleyle diz çökmesini sağladım.

Sonra başımı ona yaklaştırıp konuştum.

-Evangeline, her zamanki gibi...sen çok güçsüzsün!

Öbür yanda duran grandüke baktım.

Ve onu sadece bir kenarı fırlattım. Pek önemi yok azıcık kılıç kullanabilmesi dışında zayıf biri.

Herkes bakarken bağırdım.

-Burada bulunan herkes tahliye edilsin! Bu konu hakkında konuşanlar ölecek!

Büyücülere ne oldu!?

Hani güvenlikliydik!?

Birazdan Caein yanıma geldi.

-Tüm büyücüler...onlar bayılmış gibiler...ya da sadece derin bir uyku! Ama uyanmıyorlar.

Tekrar bağırdım.

-Hadi ortaya çıkın! Neden saklanıyorsunuz!?

Velaihta döndüm.

-Sen de gitmelisin.

-Olmaz seni burada yalnız bırakamam!

-Git!

Tam bu sırada içeri Cübbeli biri girdi.

-Başları sen misin!?

Cübbesini açtı ve yüzü gördüm.

-Sen? Seni bir yerden tanıyor muyum.

-...

-Ahh sen şu zayıf imparatorsun!

-Ben zayıf değilim!

-Başları sen misin? Hayır bu olamaz.

-O benim ve bunu sana kanıtlayacağım. Çok güçlendim!

Bana direk olarak bir saldırı girişiminde bulundu.

Hayır saldırı bana değil! Veliahta!

Saldırıyı durdurmaya çalışırken bir tehdit daha hissettim. Bu sefer arkadan!?

Ama darbe almadık. Neyse ki Caein oradaydı.

Ama Caein zar zor engellemişti saldırıyı.

-Demek gerçek başları sensin. Büyü gücün onunkini zorlandığı için.

Cübbenin altındaki kişi kıkırdadı.

Dur bu figür tanıdık geliyor. Ve bu ses... Yoksa...!

__________
Yazar:Villainesssss

Bir gün bekledim böylece daha fazla cevap gelecekti. Ve siz çoğunluk olarak mutlu son seçtiniz.

Ahh kötü planlarım vardı oysa... Her neyse ikisi de bana uyuyor yani heh her türlü sizi şaşırtacağım. (⁠*⁠˘⁠︶⁠˘⁠*⁠)⁠.⁠。⁠*⁠♡

Peki Ya Bir KötülüksemWhere stories live. Discover now