Episode 6

288 23 52
                                    

Gwen, Morgan uyuyunca biraz hava almak için dışarı çıktı.

Akşam üzeriydi. Hava biraz soğuktu. Yağmur yağmış ve durmuştu. Yerler ıslaktı. Gwen yağmur suyuyla ıslanmış toprağın kokusunu içine çekti. Bu kokuyu çok severdi.

İlerideki banka oturdu ve cebinden EDITH'i çıkardı ve taktı. EDITH "Kimlik taraması yapılıyor. Tarama onaylandı. Hoşgeldin Gwen nasıl yardımcı olabilirim?"

"Merhaba EDITH sana bir şey sormak istiyorum. Babam seni Spiderman'e vermişti değil mi?" "Evet efendim." "Peki, Spiderman kim biliyor musun?" "Hayır efendim elimde onunla ilgili bir bilgi bulunmuyor." Gwen sinirle nefes verdi. Bu işte bir terslik vardı. "Peki nasıl öğrenebilirim. Babamın hiç bununla alakalı bir kaynağı yok muydu?" "Babanızın laboratuvarında çok gizli bir dosya var ve onu ancak yetkili olan kişiler açabiliyor, orada bulunuyor olabilir. Babanız Avengers ile alakalı yüksek güvenlikli bilgilere erişimime izin vermiyordu maalesef." Dedi. Gwen heyecanla ayağa kalktı. "Tamam, teşekkürler." dedi ve gözlüğü cebine geri koydu.

Eve geri gitti. Hemen laboratuvara koştu. Bilgisayardan o yüksek güvenlikli dosyayı buldu. Ama şifre gerekiyordu. Ne olabilir diye düşünürken "Gwen Stacy Stark?" dedi. "Erişim reddedildi." "Spiderwoman?" "Erişim reddedildi." Gwen kaşlarını çattı. Birden aklına bir şey geldi ve gülümsedi. "Hadi ama baba! Bunu yapmış olamazsın." Dedi ve tekrar mikrofona yöneldi. "Minik Örümcek?" "Hoşgeldin Minik Örümcek." sesini duyunca Gwen kahkaha attı. Kendi kendine "Baba ya! En ufak bir şeyi bile unutmamışsın!" Dedi.

Flashback

Gwen Tony'e bir zırhını yapmasına yardım ediyordu. "Tatlım şuradaki kabloları getirir misin?" "Hemen getiriyorum. Al bakalım."

Tony zırhındaki birkaç kabloyu da bağladıktan sonra kafasını kaldırdı. Boynu ağrımıştı. Tam o sırada Gwen'in Avengers ekibindekilere özel yaptığı herkesin silahlarını kostümlerini vesaire eşyalarını koymaları için hazırladığı dolaplara baktığını gördü.

Gwen ağzını hayretle açmış bakıyordu çünkü harika gözüküyorlardı. Dolabın üstünde kahramanların adları yazıyordu ve her birinde el izi okuma sistemi vardı.

Tony arkasından geldi. "Beğendin bakıyorum?" Gwen gözünü dolaplardan ayırmayarak "Evet çok güzeller ama diyelim ki bunların içinde değerli bir şey var ve siz baygınsınız o zaman düşmanlar elinizi buraya kolayca okutturabilir bunu nasıl önleyeceksin?" Gwen zeki bir kızdı, her şeyin en ufak bir eksiğini bulmaya çalışır, mükemmel olmasını isterdi. Tony onun bu özelliğini çok seviyordu.

"İşte bunu engellemek için hepsine özel sesli şifre ayarladım herkes kendi dolabını kendi sesine göre tanımlı bir şifreyle açıyor." Gwen bunu çok beğenmişti.

"Eğer ilerde benim de böyle dolabım olursa bana ne şifre koyarsın? Mesela 'En Küçük Avenger'?" Tony "Aa o olmaz, o sahipli." " Peki "'Spiderwoman' nasıl olur?" "O da çok basit. Herhalde sana 'Minik Örümcek' lakabını eklerdim." Dedi Tony gülerek.

Gwen yüzünü buruşturdu. "Hayır baba o ne ya öyle! Kesinlikle olmaz!"

Tony kızın sırtını sıvazlayarak "Neyse yapacağım zaman düşünürüz." Dedi.

Flasback bitti

Şifreyi açtığında gerekli belgeyi aramaya başladı. Herkesin ayrı ayrı belgeleri vardı. Sonunda Spiderman'ı buldu. Belgeyi açtığında güçleri hakkında bilgiler yazıyordu.
İnsanüstü hız, çeviklik, yaklaşık 10 ton kaldırmasını sağlayan artırılmış güç, duvar gibi yüzeylere yapışma yeteneği ve tehlikelere karşı uyaran örümcek hissi ve ağ sıvısı formülü yazıyordu. Daha da aşağı inince o ismi gördü. Büyük harflerle yazılmış PETER PARKER yazısını görünce bir süre gözlerini açıp kapattı. Ama aynı isim tam karşısındaydı. Yani o zaman Spiderman o gün otobüsteki ve şimdi sınıf arkadaşı olan çocuk muydu?

Hemen dosyayı geri kapattı. Ayakkabısını giyerek hızla Peter'ın evine doğru ilermeye başladı. Happy ile onu bırakmaya gittiklerinde evinin yerini öğrenmişti. Avengers kulesine oldukça yakındı.

Yolda giderken birinin kendisini izlediğini fark etti. Arkasına, sağına, soluna baktı ama kimse yoktu. Kulakları yine uğuldamaya başladı. Kafasını birden sola eğdi. Yanından geçen bir bıçak arkasındaki binanın duvarına saplandı.

Gwen kulağındaki çınlamanın artmasıyla başı ağrımaya başlamıştı. Çok korkmuştu ilk defa böyle bir şey oluyordu ama belli etmemeye çalışarak etrafına dikkatlice baktı. "Kim var orada? Her kimsen karşıma çık yoksa işin sonu kötü olacak!"

Aniden iki metre uzağında bir adam çıktı. Adam oldukça sert bir şekilde kendisine bakıyordu. "Zorluk çıkartma Küçük Stark bizimle geliyorsun!" Dedi ve yanından 4 kişi daha çıktı.

"Rüyanızda görürsünüz!" Dedi Gwen. Şu an kostümünü açığa çıkarmalı mıydı emin değildi ama bunu yapmak zorunda olduğunu biliyordu. Anında kostümünü aktive etti. Adamlar bir anda şaşkına döndü o da bundan faydalanarak kendisine yakın olan bir adamın kolunu büktü ve özel bölgesine tekme attı. Adam yalpalanırken onu ağıyla duvara yapıştırdı.

Tam o sırada başka adam karnına tekme attığı gibi duvara doğru uçtu. Sırtını duvara vurmuştu. Acı içinde inledi. 4 kişi kendisine doğru ilerlerken acısını umursamayarak sinirle ayağa kalktı.

Tam karşısındaki adama tekme savurdu. Adam geriye doğru adımladı. Kafasına ağ atıp dizine doğru kafasını çarptırdı. Adamın yüzü kan içinde kalmıştı. Ellerinden yere ağı ile yapıştırdı.

Bir adam Gwen'in boşluğundan yararlanıp arkadan boğazını sıktı. Bir tanesi de Gwen'e doğru yaklaştı. Gwen Nat'den öğrendiği taktikle bacaklarıyla önündeki adamı boğuyordu o sırada kendisi de güç nefes alıyordu. Bacaklarıyla adamın boynunu kırdı ve adam yere yığıldı.

Arkasındaki adama engel olamamıştı. Ele başları olan adam elinde bıçakla Gwen'e yaklaştı. "Demek Spiderwoman sendin Küçük Stark." Dedi ve bıçakla Gwen'in yüzüne kesik attı. Gwen acıyla bağırdı. Adam susması için Gwen'e tokat attı. Gwen, kendisini tutan adamın özel bölgesine ayağıyla geriye doğru tekme attı. Adam geriledi.

Önündeki adam tarafından karnına yine tekme yedi ve yeri boyladı. "Ama kahraman olamayacak kadar güçsüzsün." Gwen ağzından gelen metalik taddan kan geldiğini anladı, yere tükürdü. "Kimsin sen ne istiyorsun benden?" Adam iğrenç sesiyle konuştu. "Obadiah Stane'nin oğlu Charles Stane'nin emrindeki adamım. Charles seni görmeyi dört gözle bekliyor." Dedi kahkaha atarak.

Gwen ayağa kalkmaya çalıştı ama ayakları tutmadı. Tekrar yere düştü. Ağı da bitmişti. 'Keşke en son göreve gittikten sonra doldursaydım.' diye düşündü. Kalan 2 adam kendisine yaklaşırken ne yapacağını bilemedi. Tam o sırada yukarıdaki çatıdan iki tane ağ adamların yüzüne geldi. "Meslektaşımı rahat bıraksanız iyi edersiniz!"

Adamlar sinirle ağları yüzlerinden çıkardı. Ele başları olan adam "Senin tavsiyelerine uymuyoruz böcek defol buradan!" Peter maskesini içinden gözünü devirdi. "Uff çok inatçısınız!" Dedi.

İkisiyle de dövüşmeye başladı. İkisini de ağla duvara sabitledi. Polise hemen haber verdi. Hemen Gwen'in yanına koştu. "Gwen, iyi misin?" Peter'ın gözleri Gwen'in her yerini bir sorun var mı tarıyordu. Gwen çok kötü durumdaydı. Yüzünde morluklar ve yaralar vardı. Ayakta duramıyordu. Yorgunlukla "P-Peter..." diyebildi sadece. Peter'ın gözleri kocaman açıldı ama bunu sorgulamanın zamanı değildi.

Gwen'i hemen kucağına aldı. O an bulundukları yere yakın olan evine doğru gitti.

Dövüş sahnesini yazmaya çalıştım. Umarım olmuştur.

Bölümü beğendiniz mi? Gwen sonunda amacına ulaştı jsgdsjvdsjvd

Bugün biraz işlerim olduğu için bu kadar yazdım. Diğer bölümde görüşürüz. Bıy bıy canlarımmm.👋💙❤️

The Beginning of The End ✿ Peter ParkerWhere stories live. Discover now