18

150 11 5
                                    

 ''Aren gıdıklanıyorum'' dedi yatakta bir o yana bir bu yana dönerken. Parmaklarım karnında gezerken o kahkaha atıyordu, ben de bu haline karşılık sırıtarak gıdıklamaya devam ediyordum. 

''Yeter öleceğim şimdi gülmekten'' dediği sırada gıdıklamayı bırakarak yanına uzandım. Derin nefesler alarak kısa sürede nefesini düzene sokarak bana dönmüştü. Ben de yüzümü ona çevirerek onu izlemeye başladım. Geçen sene bu hale geleceğimizi söyleseler inanmazdım üstüne üstlük dalga geçerdim. Mavi saç boyası akmaya başlamıştı. Gülerken dişlediği dudakları kızarmış, yanakları da büyük olasılık ile odanın sıcaklığından kızarmıştı. Her bir anını ezberlemek istercesine izledim onu bir süre. Şaşırtıcı olan ise o da benden gözlerini kaçırmadan bana bakmaya devam etmişti.

''Ne düşünüyorsun'' diye sordum sessiz anı bozup. Geçen hafta kim olduğumu öğrenmiş üstüne beni evine çağırdı sırada sarılmış, akşamında aynı odada kalmıştık,  Şimdi aynı yatakta uzanıyorduk, üstüne üstlük onu gıdıklamıştım. Platoniklikten geçtiğim evre muazzam ötesi. 

''Beni öpmemek için gıdıkladın'' dedi gülerek, gülmesi ile ben de güldüm. Cevap veremedim.

''Sınırlarını zorlasam da bana bu şekilde yaklaşmıyorsun. Kaçıyorsun'' Evet hem de nasıl zorladığını bilemezsin. 

''Merak ederek arkandan yaklaştım, ne korkuttu seni bu kadar da beni duvara itme ihtiyacı duydun merak ediyorum. Benden sakladığın şey neydi acaba'' Kurduğu cümleler ile yine 10 dakika öncesini düşündüm.

**Mini bir flashback diyelim**

Sırtımı Su'ya dönerek telefonda olan mesajlara bakıyordum, Melinda aynı odada kaldığımızı herkese yetiştirmiş, tüm gruplardan beni bile utandıracak sorular geliyordu. Su bunu görse utançtan giderdi. Boynumda biten nefes ile irkilerek arkamdaki kişi önüme almak için hızlı bir hamle yaptım. Nasıl yaptım ben de bilmiyorum tırsarak yeni yeteneler kazandım şu an.

Su ile aramızda bir kaç santim kalmış  şekilde birbirimize bakıyorduk. Nefesi suratıma çarpıyordu, ama o hiç bir rahatsızlık belirtisi göstermiyordu. Bir elim kolunda bir elim duvarda ona bakıyordum. Biraz geri çekilerek sordum.

''Amacın ne amına koyayım. Korktum. Niye gizli gizli geliyorsun'' konuşurken geri çekiliyordum. Çünkü ona doğru çekilmem hoş sonuçlar doğurmayabilir.

''Sen benden ne saklıyorsun. Bakıp bakmadığımı kontrol ediyordun. Sonra iyice daldın bende geldim.'' Üstüme doğru yürüme yapma bunu

''Aldatıyor musun beni  diye sor tam olsun. Deliye bak'' derken yatağa düşmüştüm. Bunu tam tersi uygulamamız gerekmiyor muydu bizim ya. 

''Sıkıldın mı benden ben sana net bir şeyler veremiyorum diye''  kızmış mıydı o, az evvel ki  meraklı surat ifadesi gitmiş yerini sinirli bir surat ifadesi almıştı. Ben yatakta otururken üstüme eğilmesi hoş değildi. Cidden değil. Çünkü ayları geçmiş bir süredir öpmek istediğim dudaklar hemen önümde duruyordu. Gözlerim dudaklarına kayarken elleri yanımda duruyordu. Kalksam kalmamam, ama benim buradan kaçmam lazım.

Bir elimi karnına doğru götürdükten sonra gıdıklamaya başladım o benden uzaklaşırken ben peşinden koştum bu sefer. Gıdıklamaya devam ederken yatağa oturup en son 'Gıdıklama' diyerek gülüyordu.

**Tamam bitti çok tatlılar**

''Niye bir şey saklayayım ki. Gelen mesajları okuyordum, sonra bir anda yaklaşınca ürperdim.''

''Hadi ama Aren gelip gelmediğime bakıyordun'' 

''Aslında ne yaptığına bakıyordum. Seni görmek hoşuma gidiyor, ama hala inanmazsan gelen mesajları okutabilirim. Tabii bu mesajlar seni biraz da utandırabilir. Melinda bizde kaldığını yetiştirmiş herkesin güzel hayal gücü var'' anladığını belirten mırıldılardan sonra telefonu istemişti. Güzelim bizim oralarda bir söz vardır. Fazla merak...

İmkansız/YarıTexting GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin