//15//

11.6K 759 140
                                    

Okur isteği üzerine bu bölüm düz yazı ⭐

İyi okumalarr

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın


jungkookun mesajı üzerine telefonumu elimden bırakmış ve az önce babamın çıktığı kapıyı deltama açmaya gitmiştim.
Feromonları kapının ardından bile yoğun bir şekilde kendini belli ediyordu.

Deltamı daha fazla bekletmemek adına kapıyı usulca açmış ve gülümsemiştim. Elinde dopdolu bir poşet vardı. Tahminimce okulda muabbet esnasında sevdiğimi söylediğim çilekli kek ve çikolatalardan almıştı. Muabbet esnasında söylediğim bir şeyi dahi unutmamış olup beni sevindirmek için kullanması gerçekten bana değer verdiğini ve sevdiğini gösteriyordu bence.

Kapıyı açmamın ve onu süzmemin ardından gülümsememe karşılık oda gülümsemiş ve ayakkabılarını çakararak içeri girmişti. Kapıyı ayağıyla kapatmış duvara yaslanmış olan bana yaklaşmıştı. Elindeki poşeti kapının yanında bırakmıştı. Yanıma geldiğinde dudaklarıma atılmış ve beni kucağına alıp daha yerini az önce öğrendiği salona yürümeye başlamıştı.

Kucağında benimle salona girmesinin ardından bir koltuğa oturmuş ve kucağından kalkmamı engellemişti jungkook. Dudaklarımız ayrılmış birbirimize tutkuyla yanıp tutuşur bir biçimde bakmaya başlamıştık. Şuan onu her ne kadar içimde istesemde bu isteğimi kabul etmeyeceğini biliyordum bu yüzden başımı boynuna sokmuş ve derin derin soluklanmaya başlmıştım. Jungkookta mesajlarımda istediğimi belirttiğim şekilde burnunu saçlarıma dayamış ve derin nefesler alıyordu. Arada öpücükler bırakıyor belimdeki eliyle belimi sıvazlıyordu.

Başımı boynundan kaldırmış ve hafiften yeşilleşmiş gözlerine bakmaya başlamıştım.

"Kook çiçeklerin nerede?" Diye sormamın ardından alnıma bir öpücük kondurmuş ve beni kucağında hafif geriye iterek tişörtünü çıkartmıştı.

Tişörtünü çıkarttığı gibi göğüsünden boğazına uzanan lavanta çiçeklerini fark etmiştim. Elimi uzatmış ve hafifçe okşamaya başlamıştım. Ancak yanlış bir şey yapmış olmalıydım ki jungkook dişlerini sıkmaya başlamıştı hemen ellerimi geri çekmiş ve "yanlış bir şey mi yaptım delta neden dişlerini sıkıyorsun?" Demiştim.

"Taehyung çiçekler ve ruh eileri hakkında hiçbir şey bilmiyorsun değil mi bebeğim?"

bana kimse anlatmamıştı gelecekteki eşimle neler yapacağımı ya da ruh eşi bağlılığının simgesi çiçeklerin ne işe yaradığını. Ben sadece gelecekte sevilmeyeceğine inandırılmış evlenmeyecek bir vita olarak gizli saklı büyütülmüştüm.

"Jungkook." Demiştim kırık bir ses tonuyla hemen anlamıştı ne demek istediğimi ve daha fazla bir şey dememi engellemek istercesine şşst demiş ve işaret parmağını dudaklarıma götürmüştü.

"Özür dilerim güzelim özür dilerim. Hepsini sana öğretebilirim. Bilmediğimiz her şeyi birlikte öğrenebiliriz." Demiş ve parmağını dudaklsrımdan çekerek beni tekrar kucağında kaydırıp derin bir öpüşmenin içine sokmuştu.

ikimizde nefessiz kalana kadar öpüştükten sonra biraz soluklanmış ve ayağa kalkmıştık. Kapının yanındaki poşeti alıp mutfağa girmiş ve yemek hazırlamaya başlamıştık.

Tamda filmlerde görüp istediğim gibi jungkook arkamdan belime sarılmış ve başını omzuma yaslamıştı. Başını hareket ettirmiş ve dudakları boynumda bir gezintiye çıkmıştı. Gitgide mühür yerime yaklaşıyordu. Mühür yerime sulu bir öpücük kondurduğunda tüm vücudum titremiş bacaklarımı sıkmaya başlamıştım. Ağzımdan bir inleme kaçmış kendimi deltama daha fazla yaslamaya çalışmıştım ancak sadece çalışmıştım çünkü jungkook bundan daha fazlasının olmayacağını belirtir bir biçimde yavaşça geri çekilmişti.

"Vitam bunun için daha çok erken."

Az önce olanların etkisiyle cümle kuramamış ve sadece "hm hm." Demekle yetinmiştim.

Sonrasında yemeğimizi hazırlamış arada kaçamak öpücükler vermiş biraz etrafı batırmış ve mutfağı toparlayıp salona geri dönmüştük.

Salondaki televizyondan rastgele bir romantik komedi filmi açıp izlemeye başlamıştık. Ben yine deltamın kucağında oturmuş bir yandan bana aldıklarını yiyip filmi izlerken jungkookun elleri rahat durmuyor bacaklarımı ve belimi okşuyordu. Bazen enseme öpücükler konduruyor ve oldukça feromon salgılıyordu. Ona uyum sağlayabilmek adına bazen bende feromon salgılıyor ve ona dönüp yüzünün çeşitli noktalarına kelebek öpücükleri bahşediyordum.

Mesajlarda istediğim neredeyse tüm şeyleri yapmamızın ardından biten filmle el ele tutuşup yatak odama doğru yürümeye başlamıştık. Oldukça sessizdik. Odama girdiğimizde jungkooku yatağıma yatırmış ve hala çıplak olan göğsüne başımı koymuştum. Ellerimi bir deltaya göre ince olan beline sarmış ve gözlerimi kapatmıştım.

Jungkookta ellerinden birini belimden az aşağıda kalçamdan hafif yukarıda bir yeri tutuyordu. Bir diğer eli ise saçlarımda hafif hafif geziyordu.

Biz odamda huzurla yatarken bir anda kapıdan gelen anahtar sesiyle yattığım yerden fırlamış ve jungkooka bakmaya başlamıştım babam gelmişti. Daha erken değil miydi?

"Jungkook babam. Saklan."

Jungkook yaramazlık peşinde bir çocuk gibi gülümsemiş ve başını olumsuz anlamda sallamıştı. Yatağımda yatmaya kaldığı yerden devam etmiş üstelik yanını patpatlayarak benide davet etmişti.

Sonunda açılan kapıyla içeri giren babam aldığı yoğun feromon kokusuyla muhtemelen bir şeyleri yanlış anlamış ve odama doğru sert adımlarla yürüyerek bana seslenmeye başlamıştı.

Odamın açık kapısından içeri girmiş ve yatakta oturup ürkek gözlerle ona bakan beni ve yatağımd ayatan çıplak göğüslü deltama bakmaya başlamıştı.

Gözleri kıpkırmızı kesilmiş tahmin ettiği şeyi yapıp yapmadığımızı anlamaya çalışıyordu.

"Senin ne işin var burda!" Diy ebağırmış ve yatağa bir adım daha yaklaşmıştı tüm bunlar olurken jungkook toparlanmış ve oturur pozisyona gelmişti.

"Efendim yanlış anladınız benim üstüme yiyecek döküldü taehyungun tişörtleri olmayıncada böyle kaldım." Diye yalan söyleyen jungkook babamın biraz olsun sakinleşmesine sebep olmuştu.

"Neden yatak odasındasınız?"

"Baba gerçekten hiçbir şey yapmıyorduk sadece sarılmış yatıyorduk. Gerçekten."

Babam benim sesimi duymasıyla beraber iyice sakinleşmiş ve odasına gitmişti. Ardından elinde kendine ait bir tişörtle geri gelmiş ve jungkooka fırlatmıştı.

"Al bunu giy ve bir daha ben bu evdeyken gözüme gözükme." Diyip odadan çıkmıştı.












Bu bölüm full düz yazıydı açıkçası ben düzyazımın textingimden daha iyi olduğunu düşünüyorum.

800 kelime yazdım mesela düz yazıda ama text te yazamam neyse umarım beğenmişsinizdirrrr

Taenşn annesi yokmu demeyin yok

ivy | taekookDove le storie prendono vita. Scoprilo ora